|
|
Onlar birer cadı, büyü yapıyorlar
Türk Sineması'nın 40 yıllık yıldızları Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Türkan Şoray ve Fatma Girik'in özel hayatlarını danışmanları Bircan Usallı Sılan "Dört Yapraklı Yonca" adlı kitabında anlattı.
Belki gerçekten şarkıdaki gibi "Biz büyüdük ve kirlendi dünya" ama onlara duyduğumuz sevgiyi hiçbir şey kirletemedi. Henüz küçücük birer kızken üstlendiler aşkı ve sevgiyi öğretmeyi, bazen yaptıklarının doğruluğundan bazen yanlışlığından dersler çıkarmayı... Gururu tanımayı... Büyüyünce onlara benzemek isteyen kızların odalarının duvarlarını süsledi posterleri... Genç erkeklerin annelerinden sonra ilk aşık oldukları kadın oldular. Badem gözlerine, sarı saçlarına, hanım hanımlıklarına vuruldular. Gökyüzündeki yıldızlardan daha parlaktı şehre vuran ışıkları, evlerin içini aydınlattılar. Dokunamayacak kadar uzaktılar ama ailemizden biri olmayı başardılar. İşte önce gazetecilik yaptığı yıllarda şimdi de danışmanlıkları süresince onlarla iç içe olan Bircan Usallı Sılan da Epsilon Yayınları'ndan çıkacak "Dört Yapraklı Yonca" adlı kitabında bize iç dünyaları, heyecanları, korkuları, hayalleriyle içimizden biri olduklarını anlatmak istedi; "Onlar yüreklerimize baktılar. Yüreklerimizdeki kapalı pencereleri açmayı başardılar, içerilerimize girip oturmayı başardılar, ailemizden biri oldular.'' "Dört Yapraklı Yonca''ydı onlar... Kendilerine, sinemaya ve hayata şans getiren...
HÜLYA, FATMA, FİLİZ VE TÜRKAN Ahmet Haşim'in meşhur özelliği, hiçbir şiiri tamamlanmamış, bitmemiş. Bu kadınları 20 yıldır tanıyorum, son 10 yıldır çok iç içeyim, yine de hep eksik bir şeyler var gibi geliyor. Kitabı hazırlarken Hülya, Fatma, Filiz ve Türkan'ın hayat hikayelerine, sinema kariyerlerine dokunmadım, özel anılarımıza da hiç girmedim. Benim için önemli olan 'bu dört kadını biz hala niye çok seviyoruz', onu anlatabilmekti. 40 yıldır bitmeyen bir sihirleri var bu insanların, bu sihrin formülünü çözmeye çalıştım. Uzunca yapılmış, dünyaya bakışlarını çözmeye çalışan, söyleşilerden oluşan bir derleme. İddialı değilim, insani bir çaba içinde insani yanlarını anlatmaya çalıştım. Ve kitabı 15 ekimde 14 yaşına basacak oğlum Umutcan'a doğum günü hediyesi olarak yazdım.
İSMİNİ KOYMAK ACIYDI En acısı da kitabın ismini koyma aşaması oldu. Bana göre "Onların sihri neydi?'' olmalıydı. Fakat Filiz Akın bir gün tedavi için gittiği Amerika'dan beni aradı, "Bircan rüyamda senin kitabın çıkıyordu. Üç kadın el ele sahneye çıktı, sen de yanlarındaydın fakat ben yoktum. Ve sen sahnede ağlayarak diyordun ki "Hayır bu kitabın adı Dört Yapraklı Yonca, Filiz ablanın da burada olması lazım. Onu bekleyeceğiz.'' O bunu söyleyince ben panik haline girdim ve hızla tamamladım. Bütün gazetecilik hayatımda hiç soru hazırlamazdım. İlk defa hazırladım. "Türk halkının sevilip baş tacı edilmek gibi size bağışladığı bir servet var. Sizin onlara ne borcunuz var bunun karşılığında?'', "Can için mi yaşamak önemli canan için mi'', "Sanatçı olarak yaşarken insan olarak neyi yaşamayı atladınız?'' gibi sorular...
ONLAR BİRER CADI Aura'ları gerçekten çok güçlü. Bizi içine alan bir sihirleri var. Bunlar bence cadı. Büyü yapıyorlar. Hem cadılar, hem ışık elçilerimiz. Tanrı onları görevlendirmiş, belki beni de onların iç dünyalarını anlatabilmek için görevlendirdi. Sadri Alışık ve Ayhan Işık'a yetiştiler, Ediz Hun, Kartal Tibet, Tarık Akan Kadir İnanır'la oynadılar. Şimdi Mehmet Ali Erbil, Haluk Yavuzer'le de baş etmeyi başarıyorlar.
CİHAN ÜNAL KENARDA KALDI Bence en enteresan tarafı eşlerinin de bu kadınları anlatmaları oldu. Filiz Akın'ın kocası uzun uzun bana Filiz Akın'ı, Memduh Ün Fatma Girik'i, Selim Soydan Hülya Koçyiğit'i anlattı. Türkan Şoray'ı anlatmasını istediğimde Cihan Ünal biraz daha kenarda kalmak istedi. Rüçhan Bey'in onun hayatında daha önemli olduğunu düşündü. Böyle olunca biz de Rüçhan Bey'in "Sultanım'' mektuplarından yararlandık.
İÇ KISKANÇLIKLARI VAR Basından birbirlerini çok yakından takip ediyorlar. "Biz birbirimizi asla kıskanmıyoruz'' diyorlar ama o iç kıskançlıklarını barındırıyorlar. Bana Türkan abla "Hülya dudağına silikon mu yaptırdı'' diye soruyor. Hülya ablanın "Türkan galiba botox yaptırdı'' şeklinde merakları oluyor. Bunlar keyifli şeyler aslında ve kişilik özelliklerine asla yara vermemeye özen gösteriyorlar. İnsan olarak birbirlerini çok seviyorlar. Belki bu kıskançlığın gelişmesini Türk halkı engelledi. Çünkü hepsini aynı oranda sevdiler. Hülya Avşar ile Gülben Ergen birbirlerine sevimsiz, seviyesiz sözler söyledi. Ama Türk halkı bu dört kadına bu fırsatı vermedi.
ESTETİK AMELİYAT OLDULAR MI? Fatma Girik'in göğüsleri hâlâ diktir. "Operasyon var mı'' diye sordum, bir yumruk yemediğim kaldı. Alnında bir çizgi vardır, ışıkta belli oluyormuş. Memduh Bey onu yurtdışına göndermiş ameliyat için. Doktor "Buna dokunursam felç olursunuz" demiş. Türkan Şoray'ın burun estetiği var. Hülya Koçyiğit'in hiç yok. Filiz ablanın var. Bence biraz daha güzel olsalar da çirkin olsalar da sihirleri değişmez.
"BİZ birbirimizi asla kıskanmıyoruz" deseler de iç kıskançlıklarını barındırıyorlar. Bana silikon taktırıp taktırmadıklarını, botox yaptırıp yaptırmadıklarını bile soruyorlar. Yine de birbirlerini çok seviyorlar
Figen Yanık
|