Riskler dışarıdan avantajlar içeriden
Hükümet dün gece 2005 Bütçesi'ni Meclis'e sundu. Bugün de Maliye Bakanı bir basın toplantısıyla gelecek yılın büyüklüklerini açıklayacak. Kamu kesiminin 2005'te finansmanını nasıl sağlayacağını görebileceğiz. 2005'in büyüklüklerinden yola çıkarak ve bazı sapmalar olacağını dikkate alarak, yeni yılda ekonomide 2004'ün devamı niteliğinde sonuçlarla karşılaşabileceğimiz tahminini yapabiliriz. Büyüme sürer ama oranı biraz düşebilir. Faiz düşüşü, enflasyon düşüşü, cari açık artışı hız kesebilir. Bu sonuçlara bir dizi gelişmeler yön verebilir. Bu çerçevede 2005'te etkili olacak muhtemel gelişmeleri derledik. Bitişikteki grafikte başlıklar itibariyle yer alan gelişmelere riskleri açarak başlayalım.
Kerkük riski Genel seçimlere baz teşkil etmek üzere 12 Ekim'de yapılması kararlaştırılan nüfus sayımı Türkiye'nin girişimleri sonucu ertelendi. Oradaki soydaş ve varlıkları nedeniyle Türkiye, Kerkük'teki gelişmelere kayıtsız kalamıyor. Kürtler ise nüfuslarını yapay yollardan artırma ve Kerkük'ü kendilerine başkent yapmanın peşinde. Kürtler'in Kerkük'ü ele geçirmeye yönelik yeni hamleler yapmasının Türkiye'yi Irak olayının ve çatışmasının içine çekme olasılığı önümüzdeki dönemin en önemli riski gibi.
Petrol fiyatı riski 55 dolara yaklaşan petrolün bu düzeylerden Amerikan ekonomisine etkisini FED Başkanı Alan Greenspan "sınırlı" olarak niteledi. Ancak fiyatların yükselmesi olumsuz etkileri de büyütebilecek. Yüksek petrol fiyatları dünya ekonomisini yavaşlatıcı etkisiyle Türkiye'nin ihracatını, enflasyonun düşüşünü zorlaştıracak, cari açığa büyütücü etki yapacak.
AB etkisi 17 Aralık'ta alınacak kararla olumlu veya olumsuz AB beklentisine nokta konulacak. Bu tarihte veya daha önce kar realizasyonları yaşanabilir. Yerine ise bu boyutta güçlü yeni bir beklenti koymak çok zor. Üstelik müzakere tarihi verene kadar, verdikten sonra da müzakere başlayana kadar AB, Türkiye'den karşılanabilir ve karşılanamaz bazı yeni isteklerde bulunabilir. Bu istekler siyasette gerginliklere veya yeni gelişmelere yol açabilir. Hatta iktidar partisinin erken seçimi gündeme getirmesi göz ardı edilemez. Bu da 2005 yılının bir riski.
Avantajların ilki AB 2005'i olumlu etkileyecek gelişmelerin başında yine AB var. Müzakere tarihi verilmesi, müzakerelerin başlaması Türkiye'ye sermaye akışını artırabilecek. Ekonomi AB'ye çıpalanmış olacak. Türkiye'nin yönetimi etkinleşecek, reformlar yapılacak, hemen her alanda güven artacak.
IMF ile yeni program Üç yıllık olacak stand-by anlaşması ekonomi için AB ile birlikte ikinci bir çıpa rolü üstlenecek. Yüzde 6.5 faiz dışı fazlanın sürdürülmesi, sosyal güvenlik, vergi gibi reformların yapılması, özelleştirmenin hızlandırılması yeni yıl ve sonrası için ekonomiyi daha olumlu etkileyecek. 2005 ve 2006'da IMF'ye borç geri ödemelerin yaklaşık 10 milyar dolarının sonraki yıllara ertelenmesi kamu kesimi finansmanını rahatlatacak ve faiz oranları ile döviz kurlarına etki yapacak. AB ve IMF ile ilgili gelişmelerin ardından Türkiye'nin kredi notunun yükselmesi söz konusu olabilir.
Yeni kaynak alanları Enflasyonun düşmesi, IMF ile anlaşma ve AB yoluna girilecek olması, Türkiye'nin vadesini uzatacak gelişmeler. Tam bu aşamada Türkiye'de olmayan ama çok ihtiyaç duyulan, 15-20 yıllık ödemelerle konut sahibi olmayı olanaklı kılan ipoteğe dayalı konut edindirme (mortgage) sisteminin devreye sokulması gündemde. Bunun için 5 kanunda değişiklik gerekiyor. Sistem devreye girerse, Türkiye'ye milyarlarca dolarlık kaynak girebilir. Riskler ve avantajları netleştirirsek 2005 için nasıl bir tablo ortaya çıkağına, bugün açıklanacak verileri de ekleyerek devam edeceğim.
Sonuç "Gerçeğin rengi gridir" Andre Gide
|