ABD'de güvenlik Türkiye'de işkence
(Los Angeles) Türkiye'de güvenlik adına yaşadığımız işkencenin hiçbir türüne nedense Amerika'da rastlamadık. 11 Eylül'den sonra Amerika'da uçuş güvenliği için çok fazla önlem alınmış ve yeni uygulamalar gündeme gelmişti. Bu sebeple dünyanın çeşitli noktalarından Amerika'ya sefer yapan havayolları, yaşanan New York faciasından sonra, ABD'nin getirdiği yeni kurallar çerçevesinde uçuşa hazırlandı. Havayollarının kullandıkları meydanlar ve ilgili ülkenin sivil havacılık otoritesinden de güvenlik adına ek uygulamalar talep edildi. ABD'nin talepleriyle güvenlik adına ne kadar mesafe aldığımızı İstanbul'a bakarak tahlil edebiliriz. Mantıklı bir gözle bakıldığında, Atatürk Havalimanı'nda çalışan ve yolculara işkenceden başka bir şey yapılmadığını söylemek mümkün. Güvenlik hava meydanı göz önüne alınarak yapılmıyor. Her şey terminalden ibaret zannediliyor. Meydanda görev yapan gazeteci kartıyla aprona çıkamıyor, 6 milyon TL yatıran birisi kulenin dibinden fotoğraf çekebiliyor. Yolcu uçağa bininceye kadar iki defa aranırken, uçakların bulunduğu meydana elini kolunu sallayarak ulaşmak hiç de zor değil. Yaklaşık bir haftadır Amerika'dayız. Şehir içindeki alışveriş merkezleri, yol boylarındaki fabrika satış mağazaları (outlet center) oteller, restoranlar, eğlence merkezleri, konferans ve sergi solanları seyahatimizin bir parçası olmasına rağmen hiç birinde bizimkisi gibi uygulama yok. Benzeri durum Avrupa'da geçerli, ama önemli bir terör hadisesi yaşayan ABD'de böyle olması şaşırtıcı geldi. Los Angeles Uluslararası Havalimanı'na indiğimizde, ABD'ye girişimiz çok rahat oldu. Ne kuyrukta bekledik ne de uzun sorgu ve suale çekildik. Pasaport polisi işlem yaparken 'Niçin geldiniz ve ne kadar kalacaksınız?' sorularını yöneltti ve ABD'de güzel günler diledi. Çıkışa yöneldik. Atatürk Havalimanı'ndaki gibi pasaport kuyruklarında cıngar çıkmıyor. Bagajlara anlamlı bakan gümrükçüler dikkati çekmiyor. Gümrük sonrası hafiye gibi, kaba-saba laftan anlamaz saçı, sakalı birbirine girmiş sivil polisler söz konusu değil.
Kontrol yok gibi ama... Los Angeles ve Las Vegas'da altımızda kiralık arabayla, yol acemisi olarak dolaşmamıza rağmen bir trafik polisiyle karşılaşmadık. Benzeri serüveni Türkiye'de yapmaya teşebbüs etmemiz halinde, trafik polisi için bir deste parayı kenara koymamız gerekirdi. Dünyanın en büyük havacılık fuarlarından birisi olan, tamamen zengin ve üst düzey yöneticilere hitap eden Las Vegas'taki NBAA İş Jeti Fuarı'na giriş ücretsiz ve davetiyesiz. Ama kapıda tek bir kontrol cihazı yok. Hesap soran yok. Fakat gelenlerin hepsi kendisini güvende hissediyor ve endişeli hal söz konusu değil. Yani kontrol yok gibi görünüyor, ama insanlar rahatsız edilmeden önlem alınıyor. Güvenlik sağlanıyor. Muhtemelen bütün giriş-çıkış kapıları güvenlik kameraları tarafından izleniyor. Şüpheliler, diğer insanların fark edemeyeceği bir şekilde çaktırmadan uygun bir yere alınıp, kontrolden geçiriliyor. Medenice güvenlik sağlanıyor. Türkiye'de ise güvenlik adına işkence yaşatıldığı ortada. Ayrıca ne derece güvenli ortamların hazırlandığı da şüpheli. Los Angeles'dan Türkiye'ye doğru yola çıkışımızda sandığımızdan daha rahat oldu. Terminale girişte güvenlik kontrolü yok. Direkt check-in yaptırıp, bagajları ayrı bir bölüme teslim ettik. Sadece bir noktada bizdekinin benzeri güvenlik kontrolünden geçtik ve keyifle uçağa bindik.
|