|
|
|
|
Dramı değil komediyi izleyin hüzün yerine mutluluğu seçin
Uzmanlar, toplum olarak acıma ve öfke duyguları açısından yoğun, sevgiden ve mizah anlayışından ise yoksun olduğumuza dikkat çekiyor. Bu durum ruh dünyamızı depresyona yatkın hale getiriyor. Hayata mizahi açıdan bakmak sorunlara katlanmayı kolaylaştırıyor
Doktor Muzaffer Kuşhan, Günaydın okurları için kaleme aldığı ve sağlıklı yaşamın sırlarını anlatan bir yazısında, hayatta yeterince sıkıntı ve stres kaynağı olduğundan, bunun için kendisinin kesinlikle sanatta dram izlemediğinden bahsediyordu. Kuşhan, sinemada ve tiyatroda tercihini hep komediden yana kullanıyordu. Çünkü üste bir de para vererek, üzülmeye, ömrünü kısaltmaya hiç niyeti yoktu. Dr. Muzaffer Kuşhan'ın hem fiziksel hem de ruhsal sağlığını korumak adına aldığı bu önlemi, psikiyatri uzmanları da doğruluyor. Çünkü aşırı stres ve üzücü durumlar, kişinin hem ruh sağlığını hem de fiziksel sağlığını bozabiliyor. JFK Hospital Psikiyatri Uzmanı Dr. Giyasettin Ekici, depresyondan nasıl korunabileceğimizin yollarını anlatırken, toplum olarak mizah duygumuzun eksikliğine dikkat çekti...
* Son zamanlarda TV'de, sıklıkla yaşanmış dramları konu alan, insanların gözyaşları içinde veya dehşetle izlediği programlara rastlıyoruz. Bunların toplum üzerindeki etkileri neler? Bu tür programlar bir yandan insanın insana olan güvensizliğini, kuşkusunu artırırken, bir yandan da insanın insana yardım duygusunu uyarır. Özellikle kurgu senaryolarda, sevgi duygusunu uyaracak olanlara ihtiyacımız var. Acıma, kızma, öfke duygularını abartılı yaşayan bir toplumuz ama sevgiyi ihmal ediyoruz. Sevgi öğrenilen ve yaşandıkça çoğalan bir yaşantı biçimidir. Bir şeye daha ihtiyacımız var; kaliteli mizah. İnsanların sadece kusurlarını, eksiklerini malzeme yapmayan bir mizah. Geri zekâlı taklidi yapmaktan öte gitmeyen mizahımız, son yıllardaki bazı sitcom'larla bir gelişme yaşıyor gibi. Hayata mizahi bir pencereden bakabilmek, ona katlanmayı kolaylaştırır.
* Arabesk veya fantezi türü müzik dinleyenlerin psikolojisinin bozulduğunu söyleyebilir miyiz? Böyle bir genelleme yapmayalım ama müziğin insanların çeşitli duygularını uyardığını biliyoruz. Cinsellikten saldırganlığa, hüzünden sevince kadar... Ülkemizde arabesk olarak isimlendirilen müzik türü daha çok insanların keder duygulanımını hedef alıyor. Yine de toptan bir reddediş yerine, söz kalitesini yükselterek ve evrensel müzik normları katarak, bu tür müziği iyileştirmek belki daha yararlı olabilir. Sonuçta talebi ortaya çıkaran koşulları sorgulamak yerine, sadece mahkum edici davranmak, sorun çözücü olmayacaktır.
* Sizce, çağımızın sorunu yalnızlığın insan psikolojisi üzerindeki etkileri neler? Yalnızlaşma, aile bağlarının zayıflaması, telaş ve koşuşturma içindeki çalışma temposu, manevi tatminsizlik, dayanışma ve yardımlaşma eğilimlerinin azalması gibi çağımızın baskın özellikleri de, psikiyatrik problemlerin ve bu arada depresyonun artışına neden olmaktadır. Örneğin; bizim gibi modernleşme sürecini yaşamakla birlikte, hâlâ aile içi dayanışmanın, geleneksel bağların ve geniş aile yapısının kısmen korunduğu toplumlarda, yaşlılar daha fazla korunduğu için yaşlı intiharları daha azdır.
* Nasıl yaşayan insanlar depresyondan korunuyor? Aslında bu çok önemli bir soru. Çünkü sorun ortaya çıkmadan onu engellemek, ortaya çıktıktan sonra tedavi etmekten çok daha kolay ve ekonomiktir. Koruyucu psikiyatri, toplum ve birey ölçeğinde hayati önem taşıyor kanımca. Sorunun cevabı iki boyutlu; biri toplumsal, diğeri bireysel. Bireysel olarak, stresle başa çıkma stratejilerini öğrenmek ve uygulamak, kendine zaman ayırmak, aile ve dostluk ilişkilerini ihmal etmemek, bedensel aktif yaşamak, spor-yürüyüş yapmak ilk akla gelen öneriler
* Beslenmenin depresyon üzerinde etkisi var mı? Zaman zaman çikolata, muz gibi mutluluk veren besinlerden bahsediliyor... Doğru ve dengeli beslenmek, kilo almaktan kaçınmak, hem fiziksel hastalıkları ve bunlarla bağlantılı olarak ortaya çıkabilecek depresyonu önler, hem de kişinin sosyal ilişkilerinin, karşı cinsle olan ilişkilerinin daha iyi olmasını ve kendisini daha iyi hissetmesini sağlamaya yardımcı olur. Ama aslında bahsettiğiniz iddialar, bilimselden çok magazinel.
|
|
|
|
|
|
|
|
|