Melekler nasıl uçar?
Geçen akşam yayılmışım kanepeye televizyonla oynaşıyorum. Elimde uzaktan kumanda, dolanıp duruyorum kanallar arasında. Bir televizyon kanalında karşıma benimle yapılan bir söyleşi çıktı. Niye yazdığımı, niye oyunculuk, yönetmenlik yaptığımı, niye radyo programı yaptığımı, neden hocalık ettiğimi neden hocalık ettiğimi anlatıyorum... Kendimle, mesleğimle olan ilişkimden söz ediyorum... Ben kendi yaptığım işleri eleştirel bir gözle bakabileyim diye sanki başkasının işiymiş gibi izlemeye çalışırım. Bazen beceririm bazen beceremem... Programın çekiminin üstünden bir hafta geçtikten sonra "Hala söylediklerime katılıyor muyum, bugün o konularda ne düşünüyorum?" diye dikkatle izledim. Evet, katılıyorum. Ve bir bölümünü sizlerle paylaşmam gerekir... Paylaşıyorum... Kendimden alıntı yapıyorum, biraz da ekliyorum... Birbirinden çok ayrıymış, farklıymış gibi duran şeyler yanyana geldiklerinde müthiş bir uyum yaratırlar. Birbirine çok yabancı olan unsurlar bir bütünün parçalarıdır. Sana hiç benzemeyen öteki sendir. Kendini daha iyi anlayabilmek için ötekini çok iyi tanıman, anlaman ve sevmen gerekir. Yaşama farklı bakanlar, farklı seçimleri, inançları olanlar, farklı politik bakışları olanlar, değişik etnik kökenlerden gelenler birbirinin farklılığına saygı göstererek birbirlerini tamamlarlar... Farklı bakışlar birbirini daha aydınlak daha anlaşılır hale getirir... Evet, böyle şeyler söylemişim... Birbirinden çok farklıymış gibi duran yorumlar, bakışlar, cevaplar birbirlerinin karşı sesidir; yankısıdır; Birbirlerini güçlendirirler. Aynı soruya verilmiş farklı cevaplar soruyu daha anlaşılır kılar; daha şeffaf hale getirir. Şeffaflıktan korkanlar karşı sesleri duymak istemezler. Susturmaya çalışırlar. İktidarın en büyük gücü esaslı bir muhalefet yaratmasında gizlidir. Farklı görüş, bakış yeniler. Sorgularken gençleştirir, tazeler. Muhalif bakışları iyi duyanlar anlayanlar o karşı sesleri itici bir güce dönüştürüp daha başarılı sonuçlara ulaşırlar. Ebru'nun güzelliği değişik renkleri içiçe geçirebilmesinde, onlardan yeni renkler yaratmasında gizli değil mi? Suyun üstünde birbirine sarılmış renkler tek başına durmak isteyenlerle de el sıkışıp kağıdın üstüne yerleşirler... Ebru ustası fırçanın ucuyla iki de nokta yerleştirir üstlerine... İçinde aykırılıklar taşıyan uyumdan daha mükemmel olmayacağını kanıtlamak için... Mutluluğa giden yol uyumdan, dengeden geçiyor. Dünyayla bir uyum içinde olabilmenin yolu da, bireyin önce içinde bir uyuma yükselmesinde gizli. Hepimiz uygar, insan haklarına, bireyin düşünme, davranma haklarına saygılı bir ülkede yaşamak istiyoruz... Aynı çatı altında farklı yaşam biçimlerinin var olma hakkına saygılı, sürekli kendini yenileyip mükemmelleştiren bir toplumun üyeleri olmak istiyoruz. Çağdaş bir sivil toplum oluşturabilmenin sırrı kendimizi karşı seslere duyarlı ve saygılı bireylere dönüştürmekte gizli. Bir kişinin bile çok önemsenmesi gereken bir azınlık olduğunu, evreni farklı okuma ve yorumlama hakkının en kutsal hak olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Elele yükselen, bir uyum yaratmış, barış içinde mutluluktan uçan bir toplumda yaşamak herkesin en büyük hayali... O zaman büyük şair Luciano da Crenzo'nun dediklerini hiç aklımızdan çıkarmamamız gerekir: Hepimiz tek kanatlı melekleriz Sadece birbirimize sarılırken uçabiliriz...
|