| |
|
|
10 Bilim Nobeli'nin 7'si Amerika'ya gitmiş
Bush yönetiminde ABD'nin askeri gücünü, Vahşi Batı'nın kanun dinlemez kovboylarının altı-patlarlarını kullandığına benzer biçimde kullandığını söylemek kolay. Irak Krizi'nde Birleşmiş Milletler'in devre dışı bırakılmasının sonuçlarını, şimdi ABD bir gayya kuyusuna benzeyen Irak'ta tek başına (veya İngiltere ile birlikte) yaşıyor. Dünyanın her köşesinde de eli kalem tutanlar ABD'yi yerden yere vurmakta. Ancak bu arada bazıları, başka şeylere de dikkat ediyor. Örneğin BBC'nin Kuzey Amerika istihbaratından Stephen Evans, tıp, ekonomi, fizik ve kimya dallarında bu yıl verilen 10 Nobel ödülünden 7'sinin Amerikalılar tarafından kazanıldığına dikkat etmiş. 2'nci Dünya Savaşı'ndan bu yana da verilen Nobel ödüllerinin yüzde 60'ı Amerikan üniversitelerine gitmiş. Bu ödülleri alanların tümü Amerikan doğumlu değil, ama hepsi "Amerikalı"ymış. Bunun sebebi de açık. ABD'nin gayrı safi milli hasılasının yüzde 2.7'si, araştırma ve geliştirmeye harcanıyormuş. Oysa bu oran, AB ortalamasında yüzde 1.9'muş. Düşünün bir. Avrupa savunmaya fazla kaynak ayırmıyor. AB'nin ekonomik gücü ile orantılı bir askeri gücü yok. Ama demek AB, araştırma ve geliştirmeye de yeterli kaynağı ayırmıyor ki, Avrupa'nın parlak beyinleri de Amerika'ya göç edip, Nobel ödüllerini orada kazanıyorlar. Sayın okurlarım hatırlar. Geçen yıl "Hitler's Gift" yani "Hitler'in Hediyesi" diye bir kitaptan söz etmiştim bu sütunda. (Hitler's Gift: The True Story of the Scientists Expelled by the Nazi Regime/Jean Medawar, David Pyke/Book News, Inc. Portland, OR). Bu kitapta Hitler'den kaçıp, önce İngiltere'ye sonra da ABD'ye göç eden 1500 Alman ve Avrupalı bilim adamının öyküsü anlatılıyordu. Örneğin 1901'den 1932'ye kadar Alman bilim adamları, bütün bilim Nobel'lerinin üçte birini almışlar. Ama bu beyin göçü ertesinde, 1933-60 arasında Almanlar sadece sekiz Nobel alabilmiş. Göç edenlerin sadece yüzde 20'si üniversitelerden atılan Alman Yahudileriymiş. Diğerleri Hitler'e karşı oldukları için terk etmişler ülkelerini. Bu isimler arasında Einstein, Teller, Fermi gibi nükleer fizikçilerin yanında, "Dalga Mekaniği"nin teorisini yapan Erwin Schridinger, karbonhidratların oksidasyonu kuramının ve "Krebs Saykılı"nın sahibi biyolog Hans Krebs gibi isimler de vardı. Bu göçmenlerden 15'i Nobel sahibiydi. Yani siyasi ve bilimsel özgürlük, araştırma imkânları ve maddi destek bir araya gelince, ortaya "Amerika Gerçeği" çıkıyor. Siz istediğiniz kadar "Avrupa Kültürü farklıdır. Amerika'nın kültürü mü var" deyin. Avrupa'nın kültürüne karşı, Amerika Nobel'leri topluyor. Baksanıza bu yıl Nobel'e layık görülen Amerikalılar'ın bazı çalışma konularına: Kimi insan burnunun 10 bin kokuyu ayırt edip hafızasına almasını, kimi hücrenin davranışlarını inceliyor. Sonuçta kansere, Alzheimer'e, Parkinson'a karşı yeni çözümler bulunuyor. Bütün insanlık da bundan yararlanıyor. Diyorum ki... Irak'taki fiyaskoya takılıp, ABD'yi hafife almayın. Bu kadar çok bilgili adamın ve seçkin kadroların yaşadığı bir ülke, çok uzatmadan hatasını düzeltip, yanlıştan döner.
|