|
|
'Houston, bir problemimiz var'
Hapishaneden kaçan bir adam. Altında gümüş rengi bir Opel Astra... Tepeden takip eden helikopterler... Yerden peşine takılmış onlarca polis otosu... Sanki birinci sınıf bir Hollywood filmi izliyorsunuz. Adam terk edilmiş bir binanın avlusuna dalıyor. Avluda başka bir araç var. Güzel bir bayan elinde anahtar adamı bekliyor. Adam peşindekilerden kurtulmak için otomobil değiştirecek... Bir de ne görsün? Kızın kaçış için hazırladığı araçta da bir Opel Astra değil mi? Hem de gümüş rengi... Adam bir kahkaha atıyor... Kız ve adam kaçış aracına binerken kare donuyor.... Sanatsal açıdan çok başarılı bir reklam filmi seyrettiğimde tedirgin olurum. Opel Astra'nın yeni modeli ile ilgili reklam filmini seyrederken olduğum gibi. Çünkü etkili reklam yapayım diye anlaşılmaz olmak işten bile değildir. Herhangi bir etkinliğin 'iletişim' olduğunu iddia edebilmenin en basit kriterlerinden biri, gösterilen şeyin ya da söylenen sözün kolay anlaşılır olmasıdır. İşin içinde 'sanatlı' uygulamalar vardır; ama işin kendisi 'sanat' değildir. Sanat olsun diye anlaşılmazlık tuzağına düşmek bu yüzden de çok kolaydır aslında. Eninde sonunda amaç sadece ve sadece ticaridir, iş bağlamındadır. Bu yüzden kafalarda en küçük anlaşılmazlık noktası oluşturan anlatım risk taşır. Opel'in muhteşem TV reklam filmi de bazı riskler taşıyor... Risk bir: Opel'i kel kafalı, çirkin, hayli azılı olduğu anlaşılan bir kanun kaçağı ile tanıtmak ve özdeşleştirmek, izleyicinin markaya yabancılaşmasına neden olabilir... Risk iki: Yabancı bir ülkede çekildiği hemen anlaşılan bir filmin duygu ve düşüncesi, ne kadar başarılı olursa olsun, Türkiye'deki potansiyel müşteriye geçmeyebilir. (Türkiye'de hangi diziler daha çok işi yapıyor, yerli mi, yabancı mı?)... Kendimi filmin ihtişamına öyle bir kaptırmışım ki, ilk seyredişimde o hafta gösterime girecek bir sinema filminin fragmanı sandım. Bu arada kilit mesajını da kaçırdım. İletişim, mesaj iletmek için yapılır. Mesajı kaybetmek için değil. Her zamanki gibi kabahati kendi anlayışsızlığımda aradım ve çevremde filmi görmüş olan herkese sordum, "Bu film ne diyor?"... Herkes beğenmiş filmi. Ama kimse ne dediğini anlamamış. Opel reklamı olduğunu hatırlayanlar bile azınlıkta. Bunun üzerine reklama imza atan ajanstan Güliz Hanım'la görüştük. Gönderdiği epostada şöyle yazmış: "Yeni Astra için kullanılan lansman ve devam filmleri temelde aynı mesaj üzerine kurgulanmıştır: 'Tamamen yeni Astra'nın heyecan verici tasarımı, sizde karşı koyamayacağınız bir sürüş isteği uyandıracak." Risk üç: Reklam ne kadar çekici olursa olsun eğer mesajı net olarak geçmiyorsa, Apollo 13'de dedikleri gibi, "Houston, we have a problem!" (Houston bir sorunumuz var) durumu yaratabilir... Ben Opel'in reklam filmini çok beğendim... Ama içim biraz tedirgin...
|