Milli Yasaklama Bakanlığı kurulmalı!
Önemli not: Bu anlatı, nutuk atan bir politikacı ya da konferans veren asık yüzlü, lacivert elbiseli, değerli bir bürokrat edasıyla, geniş kitlelerin sesinizi duyabileceği bir tonda, yani bağıra çağıra okunacaktır!
Sevgili arkadaşlar, hala bir MİLLİ YASAKLAMA BAKANLIĞI'nın kurulamamış olması en büyük ayıbımızdır. Yıllar önce Mussolini İtalyası'nda, Hitler Almanyası'nda bile Milli Yasaklama Bakanlığı varken, aradan geçen bunca yıldan sonra hala adı geçen bakanlığın kurulup kurulmaması tartışmaları devam etmektedir. Bu başıbozukluğa bir son verilmelidir. Derhal MYB kurulmalı, kadroları verilmeli, müsteşarları, müsteşar yardımcıları, daire başkanları, memurları, odacıları, çaycıları tayin edilmelidir. Yüksek müsaadelerinizle ilk aklıma gelenleri sıralıyorum: Önce konuşmanın her türünün yasaklanması gerek. Evlerde babalar, okullarda hocalar iş yerlerinde ustalar, patronlar konuşmayı yasaklamalılar. Aradığımız, "Toplumda uyum" değil mi? Sessizlikten daha büyük uyum mu olur? Çocukların ağlaması yasaklanmalı; daha doğar doğmaz çatlak ses çıkarıp düzeni bozuyorlar. Bu onların ileride uyumlu yurttaş olmayacaklarının belirtisidir; hemen çocukların ağlaması engellenmeli, ısrar edenlerin kıçı kızgın maşayla dağlanmalıdır... Bir kere bu kadar gazeteye dergiye lüzum yok. Bir tek gazete yeter, hadi bilemedin, bir de dergi. Bu kadar çok TV kanalına ne gerek var? Tek bir kanal yeter de artar bile; gerisi yasaklanmalı. Örfler, adetler, gelenekler, görenekler, bir ülkeyi düzene sokmak için yeterlidir. Onları değiştirmemek de lazım; bazılarının dediği gibi, 'güne uydurulmaları' da gereksizdir. Yasalara masalara da gerek yoktur, hepsini yasaklamalı. MYB (Milli Yasaklama Bakanlığı) kurulduğunda, bu sorunların hepsi süratle aşılacaktır. Tiyatro, bale, opera, sinema gibi manasızlıklara doğal olarak son verilecektir. Cam önlerine sardunya saksıları, tenekelere dikilmiş aslanağzı, küpeçiçeği, hercaimenekşe ve begonya konulması süratle yasaklanmalıdır. Her çiçektozu tanesi bir erkek üreme hücresidir. Bunlar döllemeye hazır vaziyette, şehrin içinde başıboş bir biçimde dolaşıyorlar. Bunlardan bir tanesi cam silmeye çıkmış bir genç kızımızın bir yerine sürtünür de, kızımız bir kadifeçiçeğine ya da devedikenine hamile kalırsa bütün dünyaya rezil oluruz. Bir sürü tuhaf isimli çiçeğin ekimi, dikimi yasaklanmalıdır. Sonra öyle fazla renge menge gerek yoktur. Rengarenk bir dünya zaten gözü yorar; üç renk, hadi bilemedin dört, nemize yetmez? Siyah, açık siyah, koyu siyah, bir de mora çalan karga siyahı; oldu bitti. İsraf önlenmeli, ev kadınlarının her gün canlarının istediğini pişirmeleri de yasaklanmalı. Her gün için, bütün ülkede pişmesine izin verilecek yemekler listesi yapılır; kadınlar da koca dırdırından kurtulur. Örneğin pazartesileri ülke ne yiyecek? Patlıcan oturtma, bulgur pilavı, hoşaf. Buyurun, her evde aynı şey pişer, bitti gitti. Kısacası, bize gerekli olan topyekün ülkeye ve kendimize çekidüzen verme seferberliğidir. Yaşamın her evresinde gerekli yasaklamaları yapacak bir denetim memurunun herkesin içine yerleşmesi gerekir. Her ne kadar sistem, doğduğumuz günden başlayarak, bu memurun içimize yerleşmesi için bize gerekli koşulları sağlıyorsa da, yurttaşın da biraz sisteme yardımcı olması gerekir... Konuşmamı en kısa zamanda ülkemizde bir MİLLİ YASAKLAMA BAKANLIĞI kurulması gereğini hatırlatarak bitiriyorum... Yapmayın ama, ayıp oluyor arkadaşlar, niçin 'Yuuuh' diye bağırıyorsunuz? Niçin başparmaklarınızı, orta parmağınızla işaret parmağınızın arasına sokup bana elinizi sallıyorsunuz? Böyle şeyler yasaktır, yapmayın arkadaşlar, yapmayın lan...
|