|
|
|
|
|
Sevinelim mi?
|
|
Türk Milli Takımı, 1 puan aldığı maçta rakibi kim olursa olsun, unvanı ne olursa olsun üzülmelidir. Üç puan için her türlü lehte faktör mevcuttu.
Bir puana sevinelim mi, üzülelim mi? Bir puana sevinmek Türk futbol tarihinden çıkmıştır. Türk Milli Takımı, bir puan aldığı maçta rakibi kim olursa olsun, unvanı ne olursa olsun bir puana üzülmelidir. Kaldı ki, böyle bir akşamda çok daha fazla üzülmelidir. Değişiklikler sonrası ikinci yarı bayağı iyi oynadık. Burada özellikle Servet-Necati değişikliği daha önce, Gronkjaer atıldıktan kısa süre sonra yapılabilir miydi? Daha önce yapılabilir tabii.. Bir şeyi iyi gözlemlemek lazım. Türk Milli Takımı, ligin formda oyuncularından mı kurulmalı, yoksa uluslararası alanda başarıya daha yakın ve bunu kanıtlamış adamlardan mı? Milli takımların tartışılmaz bir özelliği vardır. Uluslararası adamları gözardı edemezsiniz. Kopenhag'da ligin formdaları ve uluslararası adamların bir harmonisini denedik. Bütün her şey senin istediğin gibi, senin kontrolunda gider, grupta tek rakibin Danimarka'dır, dış sahadan bir puanla dönülmüştür, en azından üzülmezsin. Türkiye'nin sorunları dışarıda oynamak değil. Bizim sorunumuz içerideki maçlar. Tıpkı Danimarka gibi.. Bütün bunları biraraya koyduğun zaman bir puan üzülünecek bir puan. Çünkü üç puanı alabilecek her türlü lehte faktör mevcuttu Kopenhag'da. Bu grupta sana bir saat 10 kişiyle oynayacak rakip çok kolay bulamazsın. Maç öncesi Türkiye'de birtakım kritiklerde "Danimarka kanatları en iyi kullanan takım" olarak gösterildi. Bunu söyleyen insanlar Avrupa futbolunu herhalde hiç takip etmiyor. Danimarka'nın hangi kanat özelliği var ki! Briegel demiş ki, "Kanatlara beton dökün!" Arnavutluk için bu yorumu yapabilir. Ama Türkiye bir Arnavutluk değil ki.. Senin 90 dakikada 2-0 öne geçebildiğin Kazakistan'ı Arnavutluk deplasmanda yenebiliyorsa bu grupta alınacak çok yol ve yaşanacak çok tehlike vardır mesajını almış olmalıyız. Danimarka evinde Ukrayna ve Türkiye'ye puan kaybetti. Danimarka ve Ukrayna, Türkiye'deki maçlarda bizim için daha tehlikeli olacaklar. Sonuçta grup maçlarındaki beraberlikler bir tek tarafa, sahada olmayanlara yarar. Bu kadar üst düzey bir takım iki maç üst üste penaltı kaçırdı. Özgüven sorunu var mı? Penaltı kaçar. Bunlar önemli değil. Özgüven kulübede başlar. Hepimiz için son derece önemli bir maçtı. Ama herkesten çok Ersun için önemliydi. Ersun, penaltı atışındaki görüntülerini bir kez daha izlerse, hem takım için hem kendisi için fevkalade olumlu sonuçlar çıkarabilir. Bu arada, bizler bu görev olarak duygularımızı iş dünyamızda yaşayamayız. Duygularımızı ve görüntülerimizi takımla, ülkeyle paylaşırız. O bakımdan önemli. Her şey bir tarafa, Türk Milli Takımı kendisiyle birlikte grubun favori takımıyla dış sahada oynadı. Benim için beraberlik burada düşündüğümüz bir sonuç değildir. Bu maçın bize kazandırdığı tek şey rakibe avantajı vermemektir. Ama grubun ilerleyen maçlardaki tansiyonunu, takımların durumunu da düşünmeliyiz. Danimarka şu anda klasik tertibinden bir hayli adamı kullanamıyor. Çok fazla teknik eleştiriye girmiyorum. Bizim için teknik kadromuzun düşünceleri önemlidir. Ama her maç bize birtakım nosyonları kazandıracaktır. Maçın bütününde Emre ve Ümit, çok kısa sürede de Necati ve Tuncay bu Milli Takım için ne kadar önemli olduklarını gösterdiler. İki penaltı ve hakem için yorumunuz? Hakem bizim için mükemmel bir yönetim gösterdi. Tartışılacak kararları varsa, Danimarka tartışsın. Biz o kararların hiçbirini tartışamayız. O kadar konuşuldu ki, sormamak olmaz? Hakan Şükür olsa farklı olur muydu? Hakan da, o bölgede görev yapanlar da benim talebelerim. Onları gözünüzün önüne getirin. Bir Hakan'lı, bir Hakan'sız Milli Takım'ı.. Değerlendirmesini siz yapın.
|
|
|
|
|
|
|
|
|