kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

"Bu coğrafya"

Bir toplumun bir arada yaşamasının belli esasları vardır. Bunların içinde "özgürlükler" ne kadar geniş yer tutarsa, "toplumun temel kabulleri"nin korunması da o kadar yer tutar.
Bizim siyasal kültürümüzde ise bunlar birbirinin zıddı gibi anlaşılagelmiştir. Sanki bir toplumda özgürlükleri savunmak, o toplumun temel kabullerini sarsmak anlamına geliyormuş ya da temel kabulleri önemsemek özgürlüklere soğuk durmayı gerektiriyormuş gibi.
Oysa toplum tüm bu dinamiklerle bütündür. Bunlardan bir kısmının eksik olması o toplumun sağlığını doğrudan etkiler. Siyasal kültürün gelişmesi de, tüm bunları belli bir bütünlük, dinamizm ve etkileşim içinde yaşatmakla mümkündür.

***

Bugünlerde AB raporunda yer alan bazı ifadelerden yola çıkılarak, "toplumun temel kabulleri nelerdir, bunların ne kadarı değişebilir ya da değişmelidir ve temel kabullerle yeni hak arayışları arasındaki iletişim nasıl olmalıdır?" gibisinden derinliksiz bir tartışmanın içine doğru adım adım ilerliyoruz.
Ortaya çıkan herhangi bir tartışmadan rahatsızlık duyulması doğru değil elbette. Fakat bu topraklarda yaşayan insanların, bu topraklardaki konumlarını tanımlamak ya da tarif etmek için yeni ortaya çıkmış bir uluslararası belgeye bu derece yoğun müracaat etmeleri son derece içeriksiz bir yaklaşım olarak ortaya çıkıyor.
"Azınlık kimdir?", "kime çoğunluk denir?" veya "kurucu dinamikleri kimler temsil eder?" gibi tartışmaların, yani bu coğrafyanın özüne ilişkin değerlendirmelerin yapılması için bir uluslararası belgenin bu derece "tarif ve tayin edici" olarak kabul edilmesi, "buralı" olmanın özgüveni ve tarihsel derinliği bakımından bir talihsizlik olarak kaydedilmelidir...
Açık biçimde söylemek gerekirse, bu coğrafyanın mensubu olmanın özgüveni ve derinliği ile konuşmak varken, kendini bu coğrafya içinde başka bir dış referans yoluyla daha iyi konuma (?) getirmeye çalışmak tam bir "köksüzlük" işaretidir. Etnik, mezhepsel, grupsal ya da siyasal hangi tür hak talebi olursa olsun, bunun sadece ve sadece dış referanstan güç alan bir tartışma ile görünürleşmesi olabilecek en talihsiz durumdur.
Kuşkusuz denilebilir ki, "artık küresel bir sistem içinde yaşıyoruz, dış dinamiklerle iç dinamikler kenetlenmiştir. Herhangi bir tartışmanın sağlıklı olması için yerli olması zorunlu değildir." Bu anlaşılır bir argüman olmakla birlikte, her şeyi açıklayan bir çerçeve değildir. Her ne olursa olsun, yüzyıllar boyunca bu coğrafyada iç içe yaşamış, bir toplum ve bir millet haline gelmiş unsurlardan bazılarının bugün birbirlerine karşı konumlarının ne olacağını belirlemek için yeni ortaya çıkmış bir dış referans belgesi üzerinden konuşmaları ürkütücü bir "tarih"sizliktir.
Kuşkusuz AB süreci bu coğrafyanın tarihi açısından son derece stratejik bir aşamaya karşılık geliyor. Bu sürecin ortaya çıkardığı referansları bu coğrafyadaki siyasi birliğimizi daha da güçlü kılmak için gerçekleştirmek istiyoruz.
Temel kabullerimizi koruyarak, çok daha geniş bir özgürlükler alanına dahil olmanın ve yeni dinamiklerle donanmanın bu coğrafyayı daha güçlü ve daha müreffeh kılacağını biliyoruz. Ama her şeyin başında gelen şey, tüm bunların "bu coğrafya" için yapılmasıdır.
"Bu coğrafya" tanımının içine giren "toplum ve millet", "temel kabuller", "kurucu değerler ve dinamikler" ve diğer her türlü zenginlik unsuru aleyhine bir sürecin işletilmesinden bahsedilemez. Dolayısıyla bu coğrafyanın sözüne dahil olmadan, sadece başka sözlerle bu coğrafyada konum arayışına girmek, olabilecek en mantıksız durum olduğu gibi, cumhuriyet ve demokrasi değerleriyle de bağdaşmaz...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Siyasetin fikirden arındırılması ve iyi yaşam   / 10-10-2004
 Türkiye'nin siyasi katsayısı   / 06-10-2004
 Yöneten akıl, demokratik zihniyet ve insan hakları   / 04-10-2004
 İnsan haklarında yeni taktikler   / 03-10-2004
 Laikliğin evrenselleşmesi   / 01-10-2004
 İdeolojik konfeksiyon değil, sentez   / 29-09-2004
 AB'nin evrenselleşmesi   / 26-09-2004
 Kodları değiştirmek   / 24-09-2004
 İnsanın uzaydaki yeri   / 20-09-2004
 Başkasının acısı   / 19-09-2004
ÖMER ÇELİK
"Bu coğrafya"
Bir toplumun bir arada yaşamasının belli...
MUHARREM SARIKAYA
Barzani'nin verdiği güvenceler
Yarın Amerikalılar ve...
YAVUZ DONAT
Bedesten esnafı hazırdan yiyor
Sonbaharın ortasındayız.
MAHMUT ÖVÜR
Başkanlar ve lüks arabaları
Mustafa Sandal her albümüyle...
Bıyıksız olanı başkan
İstanbul'un "en genç başkanı" olan Şile Belediye Başkanı Can...
Yağış ve fırtınayı sıyrıklarla atlattık
İstanbul'da önceki gece başlayan ve 2 gün daha süreceği belirtilen...
Kızlarım şehit oldu
Kızlarım şehit oldu
Cinayete kurban giden Işık ve Ebru'nun annesi Nuriye Balkan,...
Balkan cinayetinde ibre döndü
Balkan cinayetinde ibre döndü
Yargıtay, bir tebliğnameyle üç yıl önce öldürülen Ebru ve Işık...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.