|
|
|
|
Diplomasi atağı gerekli
İlerleme Raporu'nun Helsinki Zirvesi'nin gerisinde kaldığını söyleyen Mesut Yılmaz, "Hükümet 17 Aralık'a kadar diplomatik atağa kalkmalı ve olumsuz maddeler mutlaka ortadan kaldırılmalı" dedi.
Eski ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, AB İlerleme Raporu'nu değerlendirdi. Raporun Helkinki Zirvesi'nin gerisinde kaldığını belirten Yılmaz, "Gerekirse Türkiye masadan kalkmayı bilmeli" diyor. Yılmaz sorularımızı şöyle yanıtladı:
* Raporu yorumlarken ' terbiyesizce, sömürge valisi edası ile yazılmış' gibi sizin tarzınız olmayan bir üslup kullandınız. Neden bu kadar tepkilisiniz? AB'nin Türkiye için hazırladığı komisyon raporu 1999 Helsinki Zirvesi'nde aldığı karardan geridedir. Helsinki'de, 'Türkiye'nin AB üyeliği, zamanı belli olmasa da kaderidir ve Türkiye'ye diğer aday ülkelerle eşit davranacağız' denmişti. Oysa bugün görüyoruz ki, Türkiye'ye ayrımcılık yapılmıştır.
* Raporda hangi konularda ayrımcılık yapıldı? Diğer adayların komisyon raporlarına bakın, daima başlama ve bitirme tarihi hedefi önerilmiştir. Bunlar Türkiye raporunda yok. Diğer ülkelerin raporunda olmayan bir denetleme süreci var. Türkiye ile ilişkilerinde problemli 3 alan tespit etmişler: Serbest dolaşım, tarım ve bölgelerarası farklılıkların azaltılması. Bunlar için özel hükümler ileri sürülebilirmiş. Ayrıca her şey bittikten sonra tüm ülkelerin 31 dosyanın kapanıp kapanmadığını onaylaması lazım. Bu siyasi kapitülasyondur.
* Raporun bu şekilde yazılmasının sebepleri nedir? Türkiye'yi sonu belirsiz bir kafese koymak istiyorlar. O kafesten üyelik değil, ancak özel statü çıkar. Onlar Helsinki kararını alırlarken bizim o reformları yapabileceğimize inanmadılar. Türkiye bunları yapıca şok geçirdiler. Şimdi Helsinki'den nasıl geri adım atacaklar onun arayışındalar. Bu rapor Konsey kararı olarak çıkarsa Helsinki ölür. Bu AKP için de bir samimiyet sınavıdır.
* Nasıl bir sınav bu? Üyelik AKP'nin de işine gelmeyebilir. Bundan sonra yapılması gereken reformlar oy kaybettirecek reformlardır. Örneğin tarımdaki %40'lık nüfusun yarıya indirilecek olması, bunlar apopülist reformlardır, hükümetlere seçim kaybettirirler. Bunları yapmadan AB'ye demirli kalmak, AKP' ye de cazip gelebilir. Fakat ben hala hükümetin bu meseleye iyi niyetle yaklaştığını ümit ediyorum.
* Türkiye'nin ne yapması lazım? 17 Aralığa kadar olan sürede diplomatik atağa geçilmesi lazım. Aralığa kadar Meclis'ten geçmesi beklenen yasaları biran evvel geçirip, Brüksel'e gidip masaya komisyon raporunu ve Helsinki kararını koymak, 'komisyon raporu burada sorumluluklarını yerine getirdim, şimdi sen sözünde dur' denmesi lazım.
* Eğer bu haksızlıklar giderilmezse ne yapılmalı? Türkiye Luxemburg'da yaptığı gibi masadan kalkmalı. AB'ye giden ikinci mevki vagonu kabul etmemeli. AB'nin en son isteyeceği şey, sınırında problemli, istikrarsız, nereye gideceği belli olmayan bir Türkiye, bu onlar için kabus.
* Bu haksızlıklar varken Türkiye neyi kutluyor? Hükümet halka dürüst davranmalıdır, gerçekleri halkla paylaşmalıdır. Yanlış yapılan halka doğruları açıklamamaktır. Rapor açıklandıktan sonra Başbakan olumlu bir karar çıkmış gibi yansıttı, medya da öyle, başlıkları gördünüz. Herkes müzakere sürecini konuşmaya başladı. Bu trajikomik bir olaydır.
Didem ÖZKAN İÇÖZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|