|
|
|
|
|
Servetini güzelliğe borçlu
|
|
Güzellik tabletlerini Türkiye'ye getiren Cem Boydaş'ın ilk yıl cirosu 3 milyon $'a ulaştı.
Acaba bunu Türkiye'ye getirsek iş yapar mı? Bir düşünün, kaçınız yurtdışında bir markayı görüp beğenip, getirmek istedi ya da bir fikri Türkiye'de uygulamayı düşünmedi? Tabii ki düşündük. Hatta bazen arkadaşlarımızla uzun uzun tartışıp acaba bu ürün Türkiye'de iyi satar mı satmaz mı diye fikir alışverişinde bulunduğumuz bile olmuştur. Kendi adıma fikri görüp beğendiğim her yenilik için "Bunu ilk getiren köşeyi döner" diye yorumda bulunduğum olmuştur. Kuşkusuz fikri bulmak ve iş yapacağına inanmak yetmiyor, o fikrin sahipleriyle bağlantıya geçmek, onları ikna etmek (ki bu hiç de kolay değil) sonra da gerekli yatırımı yapmak gerekiyor. Basit değil yani.
GÜZELLİK TABLETLERİ Cem Boydaş fikri bulup getirme işinin en başarılısı. Üstelik daha 31 yaşında. Hani İstanbul'u kasıp kavuran şu güzellik tabletleri var ya bütün ünlülerin kullandığı, işte Cem Boydaş Imeeden isimli ürünü Türkiye pazarına sokan Türk. Peki nedir bu güzellik tabletlerinin sırrı? Son 12 yıldır dünya kozmetik piyasası sadece cildin üzerine değil alt tabakasına nüfuz eden ürünleri pazarlamaya çalışıyor. Yaşlanmayı geciktirici tabletler denilen bu ürünlere rağbet çok. Kozmetik kremler sadece derinin üst tabakasına etki ediyor ama önemli olan derinin ikinci tabakası. Güzellik tabletleri ise bu bölüme etki ediyor. Nemlendiriyor, güçlendiriyor ve yaşlılığı geciktiriyor. Imeeden sektörün ilki. 1991 yılından beri dünyanın her tarafına ürün pazarlayan Danimarkalı şirket özellikle Fransa, İngiltere ve Japonya'da büyük cirolar yakalamış durumda. Geçen haziran ayında Türkiye piyasasına giren güzellik tabletleri Boydaş'a sadece 450 eczaneyle çalışmasına rağmen 3 milyon dolarlık bir ciro getirmiş. Boydaş ile güzellik tabletleri üzerine konuşmak üzere buluştuk. Güzellik tabletleri Boydaş'ın ne ilk işi ne de son olacak. 25 yaşındayken selülit tabletlerini ilk kez Türkiye'ye getirip, ilk 8 ayda 250 bin kutu satan yine o. Kendini bildi bileli yurtdışından çeşitli ürün temsilcilikleri alıp doğru yere pazarlayan Cem Boydaş girişimci işadamının genç üyelerinden. Hikayesinin ilginizi çekeceğini düşünüyorum.
'KASAP ÇIRAKLIĞI YAPTIM' * Ne okudunuz, aileniz ne iş yapar? -Annem ev hanımı, babam otelci. Kapadokya ve Bodrum Boydaş diye iki otelimiz vardı. Kapadokya'yı sattık Bodrum mütevazı bir şekilde yoluna devam ediyor. Babam ile aramda yaş farkı büyüktür. İhtilaller görmüş babam, zor koşullarda yaşamış. Belki de bu yüzden ne yaptı ne etti beni de ablamı da çok küçük yaşta okumaya İsviçre'ye gönderdi. 11 yaşımdan itibaren yatılı okudum ben.
* Ne olacaktınız o zaman, otelci mi? -Haliyle tabii. Çok iyi bir okulda okudum otelciliği. Biter bitmez babama büyük bir ayıp ederek, Türkiye'ye dönmek yerine basıp Paris'e gittim. Yaş 18 tabii. İş yok. Bir taraftan ekonomi okuyorum. Yapmadığım şey kalmadı. Otellerde gece bekçiliği, kasapta çıraklık yaptım. Sonra hayatımı değiştiren önemli bir tektilciyle tanıştım. Gaziantep'te üretim yapıp Paris'te satıyordu.
* Nasıl tanıştınız onunla, kasapta mı? -O sıralar ara sıra Türkiye'ye gidip geliyordum. Bir gün Ortaköy'de kız arkadaşımla tartışmaya başladık. Kız arkadaşım Fransız olduğu için Fransızca konuşuyorduk. Sonra arkadaşım çekip gitti yan masada oturan bir kişi de bana Fransızca laf attı. İşte bu sözünü etitğim tekstilci. Üç yıla yakın yanında kaldım. Esnaflığı öğrendim Boris amcanın yanında. Müthiş bir deneyimdi benim için.
|
|
|
|
|
|
|
|
|