|
|
"Yazı" da değil "tura" da!
Uğur Yücel'in, kendi ifadesiyle "kılı kırk yararak" demleyerek, damıtarak çektiği "Yazı-Tura"sını görkemli kalabalıklar arasında seyretmeyi ne çok isterdim! Sanat okullarından, harp okullarına, spor merkezlerinden polis merkezlerine, uzak kentlerden koca şehirlere kadar her mekanda her noktada milyonlara ulaşmasını da... Kanlı bir dönemin, "ilan edilmemiş bir savaş"ın hiç kimseye yar olmadığnı ve dahi "yazısı da turası da" bulunmadığnı görmek, göstermek için! Bu ülkenin pek çok sokağında hayalet gibi dolaşan on binlerce "Cevher'inin cirit attığını, dağında taşında "şeytanca" düşünen Rıdvan'larının ne çok olduğunu anlamak, arnlatmak için! Kazandığını zannedenlerin aslında ne çok şey kaybettiğini "ağlanacak hallerine" nasıl da güldüklerini açığa vurmak, vurdurmak için! Ve on yıllardır "acıklı film" diye seyredegeldiğimiz pek çok Yeşilçam ürününün arasından Yazı Tura'nın nasıl da sahte değil gerçekten ağlattığını hissetmek hissettirmek için! Bir daha o kan ve ateş günlerinin yaşanmamasının yüzlere yüreklere çarpması, çarpılması için! Yazı mı tura mı sizce? Hiçbiri!
|