Ciddiyet şart
Milli Takım, Dünya Kupası elemelerine evinde Gürcistan beraberliğiyle başladı. Bu kötü neticeye rağmen gruptaki ilk maçlarda alınan sürpriz sonuçlar ve Yunanistan deplasmanından alınan bir puan, yolumuza devam etmemizi sağladı. Yarın geceki Kazakistan ve 4 gün sonraki Danimarka maçlarında en az 4 puanı hedeflemek zorundayız. Milli Takımımız'ın her teknik direktör yönetiminde yaşadığı alışılmış saha içi rahatsızlıkları var. Kolektif uyumumuz yeterli değil. Ofansif anlayışta istenilen düzeyde savunma güvencesi oluşturamıyoruz. Zayıf rakiplere karşı motive olamıyoruz. Bir türlü çözüm üretemediğimiz diğer sıkıntı da kalemize gelen duran toplar ve yan ortalar. Çünkü 18 içinde adam paylaşmayı ve pozisyon almayı beceremiyoruz. Ayrıca boy ortalamamız da çok düşük. Yukarıda anlattığım genel rahatsızlıklarımız, Ersun Yanal döneminde de devam ediyor. Bunları en aza indirecek çareleri üretmemiz gerekiyor. Basit ve akılcı bir sistem, birbirini nispeten tanıyan oyunculardan kurulu bir 11 ilk aklıma gelenler. Teknik direktör Ersun Yanal ile ayrı düştüğüm önemli bir konu var. "Çok forvetle" oynamanın hücum zenginliği sağlayacağına inanmıyorum. Hele bizim gibi kolektif eksiklik çeken bir takımda. Eğer Yunanistan karşısındaki 11 ile Gürcistan karşısında oynasaydık mutlaka kazanırdık. Kazakistan teknik kapasitesi düşük ve zayıf bir ekip. En büyük kozları çok koşmak ve rakibi bozmak. Böyle rakiplere karşı işi ciddi tutarsan ve de "günümüz futbolunda mücadele etmeden başarılı olamazsın" ilkesini göz ardı etmezsen sorun çıkmaz. Aksi takdirde hayalkırıklıkları yaşarsın.
Danimarka'da işimiz zor Danimarka deplasmanı zor geçecek. Yunanistan'ın Avrupa şampiyonu olmasına rağmen kolay top kaybetmesi ve hücum gücünün sınırlı olması bize avantaj sağlamıştı. Kopenhag'da ise böyle olmayacak. Danimarka, topa fazla sahip olan, sahayı geniş kullanabilen ve değişik hücum varyasyonları uygulayan organize bir takım. Ayrıca savunma güvenliğini de hiç ihmal etmiyorlar. Ersun Yanal'ın taktik planını iyi hazırlaması lazım. Bilhassa ilerideki etkili iki kanat adamına ve onların içe kat eden özelliklerine tedbirler getirmeli. Ve de orta saha dinamosu Gravesen'i mutlaka kontrol altında tutmalıdır. Son paragrafı da Hakan Şükür için açmak istiyorum. Havadan, yerden her türlü sisteme uyabilen, en formsuz dönemlerinde bile kritik maçlarda milli takıma katkı sağlayan, üstelik şu anda formda olan Hakan Şükür gibi çağdaş bir forvetin kadroya alınmayışı hiçbir mantıkla bağdaşmıyor.
|