|
|
Koca manyaklığının sonu Semra Hanım'dır!
Maalesef 'Gelinim Olur Musun?' muhabbetine bulaşmış bulunmaktayım. Program milletin dilinde. Beş tane kaynana, gelin adaylarıyla aynı evde konaklamakta ve birbirilerini yemekteler. Bu arada annelerinin pek kıymetli oğulcukları da başka evde geviş getirmekteler. Ee ne olacak yani? Sonunda bir kaynana kazanıp, seçtiği gelinle biricik evladını baş göz edecek. Yanlış anlamadıysam da bir çuval altını ve sponsorların tencere tava, tatil, araba, uyku seti kıvamındaki hediyelerini eve götürecekler. Kısaca manzara bu. Ve fakat gelin adaylarıyla, kaynanalar aynı mekanı paylaşınca olanlar olmuş. Zaten yapımcılar tarafından beklenen de budur sanırım. Ne kadar kavga, o kadar rayting çünkü. Peki kavgalar neden patlak vermekte? Şimdi ortada ciddi bir rekabet söz konusu. Kızların hepsinin eli yüzü düzgün maşallah. Daa rahat durmuyorlar işte. Artık iyice aymış vaziyetteyim güzel ve kocalı değilsen bir hiçsin. Durum böyleyken de bu tip programlar pırtlıyor, kızlar akın akın katılıyor, sonra da birbirlerini yiyorlar. Ya aklımın basmadığı en önemli mesele bu kızlar huyunu suyunu bilmedikleri, iki çift laf etmedikleri erkeklerle evlenmek için nasıl can atabiliyorlar. Haa "Sen daha portakalda vitamin değilken görücü usulü evlilikler vardı" demeyin. Varsa vardı napalım? Günümüzde bu işler insanın kanına dokunuyor vallahi. Resmen kaynanalar tarafından kızlara kavun karpuz muhabbeti yapılıyor. Yemek ve temizlik işini kıvıran, dut yemiş bülbül gibi duran, kaynanasının sözünden çıkmayan, helal süt emmiş(?) ilan ediyor. Kendi fikrini savunan, çamaşırı iyi çitileyemeyen ve kahveyi köpüksüz yapana kelek damgası vuruluyor. Gelelim bu yazıyı yazma sebebim, türünün son örneği (umarım), kanımın çekilme, tüylerimin diken diken dikilme sebebine; Semra Hanım'a yani. Evdeki beş kaynananın dördü bir yana, Semra Hanım bir yana. Hatun başlı başına olay. Semra Abla sanki sütten çıkmış ak kaşık, gelin almanın kitabını yazmış, saygı, ahlak ve terbiye uzmanı. Programın benim denk düştüğüm kısmında el öpmeye sarmıştı. Efendim duyun da inanmayın; Semra Hanım gelin adayı Sinem'i banyodan sonra elini öpmedi diye fırçaladı. Bu ne saygısızlıkmış. Semra Hanım'ın çocukları sabah uyanınca, işe giderken, iş dönüşü, akşam yatmadan veeee banyo yaptıktan sonra elini öperlermiş. Hatta hatta anaları uyurken bile el öpmede kusur etmez, uyandırmadan el öpüp işlerine devam ederlermiş. Sonra Semra Hanım "Göbeği açık gelin almam" buyurdu. Moda falan anlamazmış, kızın göbeği açıktaysa zilli olurmuş. Ve işin çığrından çıktığı bölüm; Semra Hanım'ın gelin adayı Sinem'in annesi, babasından boşandıktan sonra yeniden evlenmiş. Bunu duyan Semra Hanım çıldırdı, saçını başını yoldu. Bir anne kızından önce evlenir miymiş, bu ne densizlikmiş. Yahu Sinem'in şikayeti yokken ona ne ya? Sinem'e bir laflar, bir hakaretler "Seni oğluma almam"lar, oğlu Ata'ya "Bu kızı alırsan hakkımı helal etmem" çekmeler... Tabii telefonlar kilitlendi, sağ duyulu vatandaş itiraz etti. Diğer kaynanalar sus pus kesildi. Hatta Mehmet Ali Erbil canlı yayına bağlanıp "Yapma etme Semra Hanım, ayıp oluyor" dedi Cidden ayıp oluyor da, bu kızların hiç mi suçu yok. 'Koca olsun taştan olsun' kafasının sonu budur! Acayip kınıyorum, bu devirde bu koca manyaklığı pes diyorum pes yani...
|