|
|
Saat 13:55 itibariyle...
Romano Prodi'yle Verheugen bir odada, sanki doğumhane koridorundaymışçasına volta atmakta ve sigara içmektedir. Saat 14 olmak üzeredir ve artık odadan çıkıp Türkiye'ye 'evet' demek zorundadırlar. Sıkıntı hat safhadadır. Sessizliği Prodi bozar. - Saat kaç Günter? - Az önce sorduğunu 2 geçiyor. - Yani? - Yanisi 13:55... - Offf yapma yaaa... Amma hızlı geçiyor zaman... - Tutamıyorum zamanııııı... - O ne be? - Türkiye'deyken dinlediğim bir şarkıydı. Kenan Doğulu söylüyordu. - Hah tamam işte, bak adamın soyadı doğulu. Olmaz bu iş. Çıkıp söyleyelim olsun bitsin. - Saçmalama Prodi. Parodi gibi adamsın ha. Bunu mu söyliycez yani şimdi adamlara bahane diye? - Olmaz di mi? İyi de ne diyeceğiz bu Türkler'e... Bir cevap vermek lazım. Aylar, yıllar oldu. Artık sallayamayız... Evet demeye dilim varmıyor. Bak eeeee. - Sok dilini içeri ya, zaten asabım bozuk. - Olum o kadar gittin geldin bulamadın mı şöyle sıkı biri mazeret? - Yok baba, adamlar kafayı takmış. İlle de girecekler. Bir dediğimi iki etmediler. Hatta kaldığım otellerden bir garson var, hâlâ sabahları arayıp "Bi isteğin var mı abi" diyor. - Başımız ağrıyor desek... Birleşemeyiz desek. Bu gece olmaz yorgunuz desek. - Sen ne diyon oğlum ya?! Adamlar mehter takımı bile getirmişler kapıya. Cem Boyner'in saati olsaydı keşke kolumuzda... En azından 10 dakika daha kazanırdık... Şimdi Cem Boyner kim diye soracaksın? Saati devamlı 10 dakika geri kalan bir Türk işadamı diycem ben... Sen de... - Sen de ne acayip şeyler biliyorsun arkadaş ya. - ...diyeceksin - Bana bak saat dedin de, kış saati uygulamasına geçince saatleri 1 saat geri mi alıyorduk ileri mi? Hayır yani, eğer geri alınıyorsa bir saat de oradan kazanırız diyecektim. - Abi istersen hiç kasmayalım. Çıkıp delikanlı gibi evet diyelim. - Ben demem. Sen de. - Yok ya, iyi be. Hem git günlerce Türkiye'ye, bahane bulucam diye gez toz tabanların şişsin hem de çık açıkla. Başka? Anan güzel mi senin? - Tamam ulan. Çıkar söyleriz. Bana bak, en iyisi şartlı evet diyelim. - O ne be? - Bilmem. Böylece demiş de oluruz dememiş de... Nasıl? - Hay ağzını öpeyim. Topu da konseye at. Bizden atlasın kimde patlarsa patlasın. - Tamam ulan. Oldu bu iş. Ben gidiyorum. - Hadi gazan mübarek olsun. - O ne demek oğlum ya? - Bilmem, Türkiye'de öğrenmiştim. Hadi çık çık... Saat 14'ü geçti. Sonra da gel, bi beşlik tavla atalım, 2 mars bi düz, vereyim tavlayı koltuğunun altına... Allahım, neler diyorum ben ya?!
|