| |
Şark Ekspresi'nin hareket günü
Yine böyle ekimin ilk günlerinden biriydi. 121 yıl önce. Tam tarih vermemiz gerekirse, 4 Ekim 1883. O gün Paris'in Doğu Garı'ndan bir tren Mozart'ın Türk Marşı ile uğurlandı. Şark Ekspresi ilk seferine çıkıyordu. Strasbourg, Karlsruhe, Stuttgart, Ulm, Münih, Viyana, Budapeşte, Bükreş, Rusçuk, Varna ve son durak İstanbul... 3094 kilometre. Paris'ten hareketinden 80 saat sonra Sirkeci Garı'na girdi. Avrupa'da serbest dolaşım ilkesinin öncüsü olan Şark Ekspresi 1970'lerde veda etti. Demir Perde'nin böldüğü kıtada Doğu Bloku ülkelerinden geçişi sorun oluyordu. Duvarları yıkmış, sınırları kaldırmış, birleşmiş Avrupa'da Şark Ekspresi bugün hayata dönüyor. Tek fark, Paris yerine Brüksel'den yola çıkması. Bir de 10 kent yerine 25 başkente (yolda güzergâha 3 başkent daha eklenecek) uğrayıp İstanbul'a varacak olması.
Asla yolda kalmadı Deniyor ki, "Sefer sırasında yolunda gitmeyen bir şey olursa tren durdurulacak, bekletilecek, belki de geri döndürülecek..." Şu kadarcık çekinmiyoruz. Çünkü, Şark Ekspresi her seferinde İstanbul'a ulaştı. Ama zamanında, ama gecikmeli. Örneğin 1929 başında Çerkezköy'de 11 gün karda mahsur kaldı. 17 Şubat 1931'de sel yüzünden günlerce Sofya'da bekledi, aynı yıl 8 Mart'ta Üsküp'teki deprem demiryolunu tahrip ettiği için Yunanistan'a uğrayamadı, 28 Mart'ta çığ nedeniyle Atina'ya inemedi, 10 Nisan'da Atina-Selanik arası sel yüzünden kapandı. Bu doğal afetler bile onu durduramadı. Hatta 21 Kasım 1929'da Bulgaristan-Yugoslavya sınırında dinamitle havaya uçurulmak istendi, yine yoluna devam etti. İşte bu tarihi deneyimlere dayanarak, "Şark Ekspresi şartlı ilerleyecek" uyarılarına omuz silkip geçiyoruz.
Toroslar'ın ötesi Yine deniyor ki, "Avrupa, Şark Ekspresi ile Irak, Suriye, İran gibi tehlikeli ve istikrarsız bölgelere bağlanmış olacak..." O söylemleri ve gerekçeleri de önemsemiyoruz. Sağlam bir tanığımız var: Tarih. İngiltere ve Fransa, Şark Ekspresi'ni Anadolu-Bağdat ve Adana-Halep demiryollarına bağlaması için Türkiye'ye yıllarca yalvardılar. Çünkü o zamanlar Suriye, Fransızlar'ın denetimindeydi, Irak ise İngilizler'in. Türkiye onların ricasıyla 15 Ocak 1930'da Toros Ekspresi seferlerini başlattı. Şark Ekspresi yolcuları Sirkeci'den Haydarpaşa'ya geçiriliyor, orada Suriye ve Irak bağlantılı Toros Ekspresi'ne biniyorlardı. Suriye kolu Halep'ten sonra Trablus'a uzanıyordu, oradan da otobüsle Beyrut ve Hayfa'ya. Irak yolcuları ise trenle Halep'ten Tel Zivan'a devam ediyor, otobüsle Kerkük'e geçiyor, sonra yine trenle Bağdat ve Basra'ya varıyordu. İsteyenler Basra'dan otobüsle Tahran'a götürülüyordu. Hareket memuru istediği kadar gönülsüz olsun, makinist istediği kadar frene davransın, bugün Brüksel'den yola çıkacak İkinci Şark Ekspresi de mutlaka İstanbul'a ulaşacak. "Şansınız varsa sefer tamamlanır" diyenlere, Agatha Christie'nin "Şark Ekspresi'nde Cinayet" romanının -ve de daha nice eserinin- kahramanı dedektif Hercule Poirot'un ağzından cevap verelim: "Hayır efendim, bunun şansla ilgisi yok. Her şeyi Hercule Poirot'un gri hücreleri hallediyor..." Yolun açık olsun İkinci Şark Ekspresi. İstanbul'da görüşürüz.
|