|
|
Estetik fuarı fena fıslamıştır...
Böyle sükut-u hayale uğramamıştım... Belki de 'Estetik 2004: Güzellik ve Sağlık Fuarı' estetikle buluşmuyordu... Çok sönük ve bir o kadar da yeniliksiz bir fuardı...
Sevincin kursakta kalması tam anlamıyla budur! Ben böyle bir sükut-u hayal bilmedim, Allah bildirmesin. Pazartesi günü internette; 'Estetik 2004: Uluslararası Güzellik ve Sağlık Fuarı' tanıtımını görünce neşe dolmuştum oysa. Hayalimde en son güzellik ürünleri, bir iki zayıflama zımbırtısı, makyaj trendleri mevcuttu. Yani akşama, bizim kızlara en babasından konferans verip, hava atabilirim. Hatta 'Ben Güzelim Ya Sen?' diye kitap çıkartan anneme, "Ben daha trendim, ya sen?" çekebilirim. Ee malum; bizim en büyük rekabet alanımız güzellik. Saç tonu farkıyla beş sıfır öne geçip, ani zayıflamayla sağ gösterip sol çakabiliriz. Hem kankalar arasında çaktırmadan kilo kaybı, kılık kıyafet alımı, makyaj tarzı değişikliği falan kabul edilemez. Kan çıkar valla. İçten içe her birimiz diğerimizden daha güzel, daha şık, daha beğenilir ve imrenilir olmayı isteriz. Neyse sonuçta koptum gittim. Dee... Eee? Bu ne yahu? Küçük bir Nişantaşı turunda bu fuarın alasını bulabilirsiniz. Hani tek kelimeyle fıss. Üç beş makyaj firması, bir iki solaryumcu, Nuh Nebi zamanından kalma zayıflama aletleri... Fıstık mankenler de yok ki, onun kalçası böyle, şu yakından şöyle geyiği yapayım. Misal neymiş efendim; 'Süper ağda bezleri'. "Nesi süper Allah aşkına?" Kolay parçalanmazmış ve diğerlerinin yarı fiyatıymış. Benim gözüm kesmedi, gazetede kızlara dağıttım. Test edip onaylayacak, raporu verecekler. Sonra ortalık protez tırnakçıdan geçilmiyor. Hani tırnağınızın üstüne cadı dizaynı yeni tırnak takma hadisesi. Tamam asla karşı değilim de suyu çıktı yani. Ne etsek ne etsek? Hah! Ayşe Aydın makyaj standı. Ayşe Aydın makyajda dünya üçüncüsüymüş. Öyle dedi. Eh biz de deneyelim bari. Daha koltuğa oturmamla, karınca misali hatunlar başıma toplandı. Hemen kuaför atmosferini yarattık. Süperiz. O esnada on günlük geçici dövme olayına girmeye niyet ettim? Bir yandan gözüm boyanıyor, diğer yandan koluma denizatı çiziliyor. Bu arada ablalar kaynatmaktalar. "Kız bak gözün üstünü nasıl boyadı, öğren de evde yaparsın", "Ayy valla nefis oldunuz yavrum", "Benim de zamanında makyaj yarışması beşinciliğim var", "Yüzü ince göstermek için ne etmeli?" Makyaj kardeşliği budur! Ciğerim ablalar acayip motive ettiler. Acaba palyaçoya mı döndüm paniklerimde, hep yanımdaydılar. Buradan teşekkürü borç bilirim. Alkış kıyamet makyajım ve dövmem biter. Ellerine sağlık! Derken ana! Tecavüzcü Coşkun. Yüreciğim onu görünce hop etti elbet. Bilinçaltı olayı! Çocukluğumun kabusu karşımda. Ayaküstü hoş beş ettikten sonra, "Yahu siz ve estetik fuarı nasıl yani?" Bir prezervatif firmasının tanıtımını yapıyormuş. Hayırdır inşallah. "Siz prezervatif kullanır mısınız?" diye soruyorum, kızım sen kek misin bakışıyla, "Hiç işim olmaz" diyor. Ve fuarda takılacak hiçbir şey kalmaz. Anneme kontratak yapayım dedim, elime yüzüme bulaştı. Bu kadar sönük, bu kadar yeniliksiz bir fuar daha yok! Belki de estetik meselesi, fuarla buluşmuyordur. Uzun lafın kısası fuar kesmedi. İyisi mi yenilikleri dergilerden, reklamlardan, internetten takip etmek.
|