| |
Kızılcahamam kriterleri
Kızılcahamam kampında genel ekonomik durum konuşuluyordu... İyiye gidişe dair göstergeler sıralanıyordu... Milletvekillerinin konu ile ilgili sorularına yanıt veriliyordu. Bu sırada 3 Bakan, kamptan ayrıldı. Üçü de profesördü. Devlet Bakanı Beşir Atalay. Sağlık Bakanı Recep Akdağ. Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü. Belediyeye gittiler. Sonra oradan ayrılıp "Soğuksu'ya çıkan yoldan" hastaneye kadar yürüdüler. Bir kahveye girip hal hatır sordular. Yolda esnafla konuştular. Gelip geçene selam verdiler. Bu sırada bir teyze, bakanlara dedi ki: - Ne olur, oğluma iş.
*** Artık devlette iş yok. Zaten bakanların da "olur teyze... Ver dilekçeni... Oğlun bana gelsin... İşe yerleştireceğiz" diye popülizm yaptıkları yok. Ama Kızılcahamamlı teyzenin çocuğu da çalışmak zorunda. Kızılcahamam kampında bu konu da konuşuldu. Tayyip beyin 18 Mart 2003'te TBMM'de okuduğu hükümet programında "ekonomik büyümeyi yeniden başlatmak, fakirlik ve işsizliği azaltmak" diye vurgu yaptığı konu. (Hükümet Programı, sayfa 22)
*** Başbakan, 17 Aralık'ta AB'nin yeşil ışık yakması ile birlikte yabancı sermayenin Türkiye'ye akacağını düşünüyor. Ayrıca, önündeki engellerin temizlenmesi halinde, yerli sermayenin de daha fazla yatırım yapacağını. Kızılcahamam kampının ardından hükümet bazı bürokratik operasyonlar için düğmeye basarsa şaşmamak gerek. Bu operasyon "tempoya ayak uyduramayan, değişime direnen gider" operasyonu.
*** Siyaset "vıdı vıdısız" olmaz. Kimi milletvekilinin "kendi seçim bölgesinden bir başka milletvekiliyle" sorunu vardır. Kiminin de "örgütle." Bu "vıdıvıdıları" Tayyip beye kadar taşımak isteyenler de oldu. Ama Başbakan, Kızılcahamam kampında "çıtayı" şöyle koydu: - Bana birbirinizden şikayet etmeyin... Teşkilatlarla ilgili şikayetlerinizi de söylemeyin... Hatta, ilinizin sorunlarını da anlatmayın... İstiyorsanız bana bunları yazılı olarak verin. Başbakan'ın bu tavrı "vıdıvıdıyı" kesti.
*** Tayyip beyin "yanıtını aradığı sorular" ise şunlardı: - Partinin bir eksiği, yanlışı var mı?.. Varsa bunların giderilmesi için önerileriniz neler?
*** İktidarda iki yılını doldurmak üzere olan AKP "en zorlu yılına" giriyor. Tayyip bey inanıyor ki, eğer 2005 iktidar açısından başarılı bir yıl olursa, AKP "bundan sonraki ilk genel seçimde" yeniden ipi göğüsleyip, iktidar olur. O nedenledir ki Tayyip bey, üçüncü yıla "partisini de, kabinesini de güçlü tutarak" girmek istiyor.
*** Konuyu biraz daha açalım... Recep Tayyip Erdoğan'ın yüksek sesle söylemediği, ama en çok üzerinde durduğu husus şu: - Aman partime birşey olmasın... Aman bir çatlak, patlak, yaşanmasın.
*** 2006'nın Türkiye'si artık "başka konuların da konuşulmaya başlanacağı" bir Türkiye olacak. "Yaklaşacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin" konuşulacağı bir Türkiye. Cumhurbaşkanlığı seçimi, her dönemde "sancılı bir süreçtir." O sürecin dışarıdan, içeriden karışanı da çok olur, kaşıyanı da. Tayyip bey 2006 sürecine "partisinin birlik ve beraberliğini, TBMM'deki aritmetik gücünü koruyarak" girmek istiyor.
*** Kızılcahamam kampı sadece "milletvekillerinin karınlarının şişliğini alan" bir platform değil. Aynı zamanda "iktidarın geleceğinin şekillendiği" bir buluşma. 3 gündür Kızılcahamam'ı yazmamız bundan.
|