kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

İdeolojik konfeksiyon değil, sentez

"Değişim," kendine ait özellikleri korumanın da tek yoludur, dünyanın yeni şartlarına ayak uydurmak için gereken donanımları edinmenin de tek yolu...
Bu yüzden değişmeden ayakta kalabilebilmek mümkün değil.
Değişim korkusu, dünyayı bilmemekten ileri gelir. Dünyayı yeterince bilmeyince neden değişim gerektiği de tam olarak anlaşılamaz. Bu nedenle değişimden bahsetmenin gereksiz bir "kendinden vazgeçme" olduğu düşünülür. Oysa dünya "kendisi kalabilmek" için değişmeye çalışan ve ancak değiştiği oranda "kendisi kalabilen" binlerce örnekle doludur.
Bizdeki değişim korkusu "kendisi olmak"la "dünyalı olmak" arasındaki "denge"nin yeterince anlaşılamamasından ileri gelir.
"Kendisi olmak"la "dünyalı olmak" aslında birbirinden kategorik olarak ayrılabilecek şeyler değildir. Birisi için öteki mutlaka gerekir. Fakat "kendisi olmak" adına dünyaya sırt dönmek ya da "dünyalı olmak" adına kendi yerli kültürel duruşunu "derinleştirmekten" geri durmak doğru olmayan savrulmalardır.
"Dünyalı olmak" yerli bir derinliğe sahip değilse temeli olmayan bir yapıya dönüşür. "Kendisi olmak" da dünyalı olmanın donanımlarından yoksunsa, sadece temelden ibaret, duvarları ve odaları olmayan bir yapı demektir. Bu nedenle "gerçek bir değişim" toplumun "kendisi olma" talebiyle "dünyalı olma" hedefi arasında paralellikler kurarak yolunda ilerler

***

Dünyanın çeşitli yerlerindeki parlak değişim stratejilerine bakıldığında, bunların toplumun "kendisi olma" talebiyle, "dünyalı olma" hedefi arasında doğru "sentez"in kurulmasıyla gerçekleştiği görülür.
Bu değişim projelerinin öncüleri kendi fikirleri ya da dünya görüşleri ne olursa olsun, bu "denge"yi kurmayı değişimin olmazsa olmaz koşulu saymışlardır.
Bu nedenle bir "toplumsal mühendislik" gibi görülen "değişim" aslında son derece doğal yollarla gerçekleşen ve toplumun en doğal dinamiklerine başvurularak kurulan bir siyaset tarzıdır. Aksi halde ortaya gerçek, kalıcı, sahici ve dinamik bir değişim dalgası çık(a)maz.
Toplumun kendisi olarak kalma arzusu daha çok "muhafazakar" düşüncenin kodları içinde barınır. Dünyalı olma arzusu ise "liberal" dinamikler tarafından taşınır. Toplum yararına gerçek bir değişim arayışı içinde olanlar, değişimin bu vurguların "sentezi" olarak gerçekleşmesi gerektiğini bilirler.
Türkiye ne tek başına muhafazakarlıkla ne de tek başına liberallikle açıklanacak bir ülke değildir. Toplum da kendi taleplerinin sadece bunlardan birinin mutlak çerçevesi içinde taşınmasını arzu etmemektedir. Hatta toplum açısından bu ya da başka ideolojilerin kalıpları içinde ifade bulmak istenmeyen bir durumdur. Bunun yerine bu düşünce akımlarının temsil ettikleri dinamiklerin bir "sentez"ini her dönemde farklı bir iradeyle kurmaktadır toplum.
Bu sebeple topluma "ideolojik konfeksiyon"a dayanan bir elbise giydirmeye çalışan her çaba başarısız olmuştur. Bunun yerine toplumun değişim taleplerini belli bir sentez içinde tanımlamaya ve taşımaya çalışan hareketler toplumla barışık ve güçlü bir değişim dalgası yaratmayı başarmışlardır.
Toplumun "ideolojik konfeksiyon"a dayanan elbiseleri reddetmesi ve kendi tarzını kendi yaratması, ardından bunu ileri bir vizyona dönüştüren değişim hareketlerine destek vermesi en büyük şanstır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 AB'nin evrenselleşmesi   / 26-09-2004
 Kodları değiştirmek   / 24-09-2004
 İnsanın uzaydaki yeri   / 20-09-2004
 Başkasının acısı   / 19-09-2004
 Değerler politikası ve güç politikası   / 17-09-2004
 Güçsüz halkların en uzun yüzyılı (IV)   / 13-09-2004
 Güçsüz halkların en uzun yüzyılı (III)   / 12-09-2004
 Güçsüz halkların en uzun yüzyılı (II)   / 10-09-2004
 Güçsüz halkların en uzun yüzyılı (I)   / 08-09-2004
 Meşru mücadele ve terör   / 06-09-2004
ERDAL ŞAFAK
Türkiye kavgası kızışıyor
Türkiye'nin AB üyeliğiyle...
ÖMER ÇELİK
İdeolojik konfeksiyon değil, sentez
"Değişim,"...
UMUR TALU
Kansızlık!
Genelleme yapmam. Çok iyiler, aşırı...
Birinci meydan muharebesi
12 yıl sonra ilk kez bir ABD Başkanı, TV'de rakibiyle kozlarını...
Bomba ihbarı ikinci kez Yunan uçağını indirtti
ABD'nin New York kentine giden Yunanistan uçağı, bomba...
Dahice hezimet: 6-2
Dahice hezimet: 6-2
İlk yarı tel tel dökülen sarı-lacivertliler, 28'de 3-0 yenik duruma...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.