Yeni başlayanlar için Tayyip Erdoğan (1)
Hem reformist, hem tutucu! Hem toplumun en altta kalan kesimleriyle büyülü bir ilişki kuruyor, hem de Avrupa'nın burnundan kıl aldırtmayan liderlerini avucuna almayı başarıyor! Hem hiç olmayacak yerlerde akıl almayacak türden hatalar yapıyor, hem de o hataları şansa dönüştürmeyi başarıyor! Hem haddinden fazla duygusal, hem haddinden fazla gerçekçi! Evet, Tayyip Erdoğan denilince akla gelebilecek bu derin ve tuhaf çelişkilerden söz etmek ve sonunda "o bir muammadır" deyip defteri kapatmak mümkün. Ama ben böyle yapmayacağım. Bir "Tayyip Erdoğan portresi" için, başlangıç kabilinden birkaç önemli noktanın altını çizmeye çalışacağım.
*** Milli Görüş hareketinin Türk toplumunu bir türlü tam olarak etkileyememesinin sayısız nedenleri arasında en dikkat çekeni, liderliğin sergilediği aşırı karikatürize duruş ve güvensizlik aşılayan söylemdi. Milli Görüş'ün taşıyıcı kadroları, bu zaafın bırakın farkında olmayı, o anti-patik söylemde keramet bile aramaya kalkıştılar. Durum böyle olunca ortalık Erbakan benzerleriyle dolmuştu. Küçüklü, büyüklü Erbakan'lar! Hareket içinde Erbakan gibi konuşmaya çalışan, espri yapan, alttan alan bir dolu siyasetçi çıktı. İşte böyle bir ortamda Tayyip Erdoğan, bilinçli ya da bilinçsiz kendisi gibi oldu, Erbakan'a hiç öykünmedi. O zaman Tayyip Erdoğan'ı diğer Milli Görüşçülerden ayıran önemli özellikler de ortaya çıktı: Erkeksi duruş, güven uyandırıcı üslup ve sırası geldiğinde alttan almayan bir söylem. Erdoğan, işte bu özellikleriyle harekete uzak duran kesimlerin dikkatini çekmeyi başardı.
*** İşin sırrı ortaya çıkınca Erdoğan açısından toplumla bütünleşmenin iki ana ilkesi de belirdi: "Erbakan hareketinin hem ideolojik, hem de üsluptan kaynaklanan zaaflarına kapılmamak" ve "toplumdaki popülariteyi her zaman en üst seviyede tutmak!" Ama bu iki ana ilkeyi yaşama geçirmek hiç de kolay değildi. Çünkü bir yandan yaşam tarzlarının değiştirileceği kuşkusu taşıyan dar ama etkili çevreleri samimiyetine ikna etmesi, bir yandan da geniş kitlelerle kurduğu büyülü ilişkiyi koruması gerekiyordu. Üstelik bunu yaparken iki tarafı da huylandırmamaya dikkat etmek zorundaydı. AK Parti iktidarı döneminde ortaya çıkan her sorunun, her krizin temelinde işte bu bıçak sırtı denge rol oynamıştır. Çünkü bazen o dar ve etkili çevreyi ikna etmek için atılan adımlar, Erdoğan'ın varlık nedeni olan geniş kitlelerin tepkisine yol açıyor, bazen de geniş kitleyi avlamak için atılan adımlar dar çevreyi huzursuz kılıyordu. Son hayal kırıklılıklarında belki de bu dengeyi hesaba katmamak rol oynamıştır, ne dersiniz?
*** YARIN: Erdoğan portresi için birkaç basit tüyo.
|