kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Nebil Ozgenturk @ SABAH
 
'Seymen' leşiverdiler!..
Ustaların çığlığı...

'Seymen' leşiverdiler!..

Dilimizin altındaki "bakla"dan muhabbet açıyorum bugün! Çoğumuzun farkında olduğu ama pek fazla dillendirmediği bir durumdan.
Kabul edelim ki televizyon dizileri, toplumun geniş bir kesimini "en derin"ine kadar etki altına alıyor artık. Hem de sadece hikayesiyle değil, ismiyle, cismiyle, finaliyle, reytingiyle de. İyisinden, kötüsüne, patlayanından çatlayanına pek çok dizi, günlük hayatın orta yerine düşüveriyor sıklıkla.
Dün gazetelerimizden birindeki üçüncü sayfa haberini okuyunca, gülmekle şaşrmak arasında kalıverdim. "Sırrı'nın babası öldü" diye başlık atılmıştı.
Haberin ancak sonlarına doğru "Sırrı"nın, oyuncu Şafak Sezer olduğu hatırlatılarak. Yani, Şafak'ın değil, sadece Sırrı'nın babasının ölümünün önemli olduğu vurgulanarak!

***

Elbette, eski köye yeni adetten söz etmiyorum, bir altın madeni de bulmuş değilim, zaten yıllardır yapılan ve bilinen şey ama. Galiba, son zamanlarda işin iyice "ismi" çıktı!
Özellikle, reyting rekorları kıran dizilerdeki pek çok "kahraman"ın gerçek adı bilinmiyor desek abartmış olur muyuz? Karakterler, gerçek kimliklerin önüne çoktan geçti bile!..
Bir anket ya da şakayla karışık bir araştırma yapılsa, pek çok köşeden, pek çok kondudan çıkacak sonucu görür gibiyim..
-Yahu şu Polat'ı oynayanın adı neydi?
-Gördün mü Esma, dün sevgilisiyle Nişantaş'nda yemeğe çıkmış.
-Aynalı Tahir, yeni bir diziye başlamış haberiniz var mı?
Böyle sürüp gidiyor günlük konuşmalar! Sadece gazete haberlerinde değil "bombardıman" gibi üstümüze yağan "düzeyli -düzeysiz(!) programlarda da dakikalar boyu "karakter adları" öne çıkarılıyor!
40 yıllık sinema oyuncusunun, 30 yıllık tiyatrocunun gerçek adından sözeden yok!
Aslan Bey aşağı, Selim Bey yukarı, Ali Haydar buraya, Baron Bey şuraya.. Sümbül Hanım, siz de karşya lütfen!!
En çok Yılmaz Erdoğan şikayet ederdi, bazen Mükremin Çıtır, bazen Mükremin Erdoğan, bazen de Yılmaz Çıtır diye gelip geçti. Yılmaz'ı zor etti desek abartmış sayılmayız!
Genç ve yeni parlayan diziciler için de durum vahim. Herhangi bir dizi filmde oynadığı rolle öne çıkan erkek ya da kadın oyuncu, yıllarca "deli yürek" olarak gelip geçiyor, "Dicle" gibi akıyor, "Selin" diye sözleşme imzalıyor, "Şesu" adıyla sofraya oturuyor. Hatta, "Aynalı Tahir" diye albüm çıkarıyor.

***

Bütün bu yazıp çizdiklerimden bi "suçlu" aradığım sanılmasın. Öylesine sıradan bir konu belki ve "pazar oyunu" niyetine okuyabilirsiniz ama şu soruyu da sormak gerekiyor!
Yüzlerce aktör ya da aktrist, bu durumdan memnun mudur acaba ve çok iyi oynadıkları ya da çok tutulan bir karakter taşdıkları için midir her şey? Çakır'lar, Seymen'ler, Fıdıl'lar, Bahar'lar, Berivan'lar bu eğreti kimlikten çıkmanın bi yolunu nasıl arıyordur?
Çünkü görüyorum da bir kısmı, dizideki kimliğini, günlük, hatta başka alanlardaki -reklam, albüm-sahne gibi- uğraşlarına öylesine taşyorlar ki ve öylesine komik oluyorlar ki.
Neyse...
Biliyor musunuz, Seymen, dün Layla'nın önünden geçerken, Bekçi Sırı'yla karşlaşmış, Aynalı Tahir'e selam verdikten sonra, Dadı'nın sahneye çıktığı gece kulübüne uğramışlar. Derken, aralarına Tirbüşon da dahil olmuş, Esma'nın evinde Aslan Bey'in doğum gününü kutlamışlar. Gecenin bir yarısında Bahar da katılmış onlara. Fakat Polat ve Çakır gelince bir gerginlik çıkmış, böylece erken bitmiş gece. Ortalığı toplamak da Sümbül Hanım'a kalmış!
İyi Pazarlar...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Beni toprağımda hatırlayın!   / 25-09-2004
 Madam Reneta'nın intiharı   / 19-09-2004
 Ekranda yakılan ateş!   / 18-09-2004
 Nebil Özgentürk'ü arıyorum!   / 12-09-2004
 'Hazin' bir aydan kalan!   / 11-09-2004
 Camide konser verilir mi?   / 05-09-2004
 Kilisede bir derviş!   / 04-09-2004
 "Hitler" dedi kalem elden düştü!   / 29-08-2004
 Eğreti Gelin ve Atıf Yılmaz...   / 28-08-2004
 Üç mektup... Üç satır yazı   / 22-08-2004
AHMET HAKAN COŞKUN
Bittiğimiz anlar
Arkadaşlarla sohbet ediyorduk, laf...
MAHMUT ÖVÜR
Büyük dönüşüm başlıyor
Eminönü, Kadırga Kültür...
NEBİL ÖZGENTÜRK
'Seymen' leşiverdiler!..
Dilimizin altındaki...
SAVAŞ AY
Sivil adam sordu asker adam yanıtladı...
Önce...
REFİK DURBAŞ
Atatürk, CHP ve Avrupa Birliği...
Geçen günlerde CHP...
HINCAL ULUÇ
Nice yıllara Öcal Ağabeyim!..
Alaçatı'da harika bir gece...
EMRE AKÖZ
F.Bahçe'ye ahlaksız tüyo
Kanarya 28 Eylül Salı...
REHA MUHTAR
Kaç tane arkadaşınız var?
Orta Asya'da savaşn ok ve yay...
En-Kaz
En-Kaz
Başkanı Kayınbirader Demirören, futbol şubesi sorumlusu Enişte Oktay...
Kaçıp gitmem
Kaçıp gitmem
"Takımımı bu şartlarda bırakıp gidecek değilim. Erkeklerin, erkek...
Ankara'da TCK günü
Yeni TCK bugün yasalaşacak. AK Parti, tecavüz sonucu hamilelikte...
'Vaveyla koparanlara prim vermeyin'
Başbakan Erdoğan, Ulusa Sesleniş'te vatandaşları ekonomideki iniş...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.