|
|
|
|
|
|
Atıl Kutoğlu defilesinde neler oldu?
Dünyaca ünlü modacımız Atıl Kutoğlu New York'ta düzenlediği defileyle son koleksiyonunu tanıttı. Top model Naomi Campbell'ın da katıldığı defilenin kulisi en az podyum kadar renkliydi. Kutoğlu'nun koleksiyonlarını tanıtan mankenler arasındaki tek Türk Demet Şener'di. Moda otoriteleri defileye tam not verdi.
*** New York'tan Atıl Kutoğlu geçti
Dünyaca ünlü modacımız Atıl Kutoğlu New York'ta düzenlediği defileyle yeni koleksiyonunu tanıttı. Otoriteler tarafından büyük beğeni toplayan Kutoğlu tasarımları ay sonunda piyasada.
Nasıl bir koşuşturma anlatamam. BOSSA'nın New York'taki ofisindeyiz. Bir tarafta kumaşlar katlanıyor üzeri ay yıldızlı. Nedir bunlar diye soruyorum gülümsüyorlar, sürprizmiş. Davetlilerin her birine Atıl tasarımlı Bossa kumaşlı fularlar hediye edeceklermiş. Gözüme mor renkte olanı kestiriyorum. Yoksa yeşil mi alsam? Gazeteden iki kişiyiz. Didem Özkan ve ben. Didem de koşturuyor, durmadan fotoğraf çekiyor. Bir ara gözünün ucuyla mankenleri işaret ediyor bana. "Görüyor musun?" diyor, "Nasıl inceler..." Tam "Ya sorma sen çok kalınsın çünkü" diyeceğim araya Atıl'ın telaşlı konuşmaları giriyor. "Balçiçek, senden tek ricam şu elbiselere şu anda bakmaman. İlk önce mankenlerin üzerinde görmen gerekir. Askıda durumları kötü tabii." Atıl'ın durumları kötü dediği elbiseler birbirinden güzel bu arada. İşlemeler, deriler, uçuşan kumaşlar... Tasarımlara gelince, neler yok ki! Şalvarlar, yumuşacık deriden bluzlar, dore, metalik tulumlar, payetli cepkenler... Tabii ki Atıl'ı dinlemiyorum ve tabii ki kıyafetleri yakından inceliyorum. O sırada bütün mankenler tek tek gelip kendilerine ait giysileri deniyorlar, Atıl da son rötuşları yapıyor. Bir mankene gülümseyerek "Sen hangi ülkedensin?" diye sorduğunu duyuyorum. Brezilyalı'ymış. Brezilyalı kızları Allah boş zamanında yaratmış bu bir. İkincisi ise kızın heyecanı. Atıl soruyor, o cevap verirken sesi titriyor. En profesyonel mankeninden tasarımcısına, ışıkçısından terzisine kadar herkeste bir heyecan sormayın. Bir kenara çekilip izlemeye devam ediyorum. Atıl'ın Avusturya ekibi de koşuşturup duruyor. "Hep böyle midir, her defilede böyle heyecanlanır mısın Atıl?" diye soruyorum. "Heyecan işin olmazsa olmazı. Ayrıca burası New York, modanın kalbinin atığı yer. Şimdi sen bu askılara bakıp bunca şey için mi bu kadar uzun zamandır hazırlanıyor diye düşünebilirsin ama inan bir koleksiyon öyle kolay ortaya çıkmıyor." Çıkmıyor tabii, üstelik yerine dikilmiş bir başparmakla hiç de kolay değil. (Hatırlarsanız, bir kaza sonucunda Atıl Kutoğlu'nun parmağı kopmuş ve yerine dikilmişti.) Atıl devam ediyor "Bu koleksiyon adeta uluslararası jet-set mensubu genç bir kadının Türkiye'nin güney sahillerindeki yatında giyeceği kıyafetlerden oluşuyor. Kullanılan kumaşlar parıltılı ve göz alıcı ama aynı zamanda da giyimi son derece rahat ve konforlu. Türkiye'de sofistike ve kaliteli ürünlerin üretildiğini tüm dünyaya göstermek ve dünyada Türk tekstilinin imajını yükseltmek gibi bir amacım var." Peki Atıl Kutoğlu ismi? "Hedefim kendi ismim altında Türk zevkini ve yaşam tarzını belli eden giysilerin yanında kendi tasarımım olan bir çok ürünün sergileneceği mağazaları dünyanın önemli yerlerinde açabilmek."
*** Defile günü bu sefer biz çok heyecanlıyız. Didem ile boynumuzda "Her yere girebilir" kartlarımızla kulis arkasında dolaşıyoruz. Mankenlerin makyajları yapılıyor, kıyafetlerdeki son rötuşlar bitiriliyor. Herkes profesyonel, herkes sakin. Atıl Kutoğlu defilesinin tek Türk mankeni Demet Şener. Didem, Şener'in çok heyecanlı olduğunu söylüyor. Kolay değil tabii New York'ta defileye çıkmak. Bütün heyecanına rağmen Demet de müthiş bir sınav veriyor. Onu podyumda görünce önce göğsümüz kabarıyor sonra Demet'in dünyanın dört bir yanından gelen meslektaşları yanında parıldadığını görüyoruz, bir daha gururlanıyoruz. New York Moda Haftası çerçevesinde Bryant Park'ta kurulan dev çadırın içindeyiz. Kimler mi var? Tabii ki uluslar arası medya mensupları, moda otoriteleri ve bine yakın davetli. Atıl'ın defilesinin olduğu Josephine Salonu'nda ünlü simalar da görüyoruz. Prens Alexander von Fürstenberg, Demet Çetindoğan Sabancı, Güler Sabancı, Demet Sabancı, ünlü kalp cerrahı Mehmet Öz ilk gözüme çarpanlar. Sabancılar'ın Atıl Kutoğlu çıkartmasının altında aslında başka bir ortaklık da yatıyor. Sabancı Holding bünyesindeki Bossa, bu sezon en son teknolojilerle üretilen kumaşlarıyla Atıl Kutoğlu'na destek veriyor. Örneğin koleksiyondaki 20 kıyafet Bossa kumaşlarından oluşuyordu. Güler Sabancı defileden sonra Kutoğlu onuruna düzenlenen gecede Didem Özkan'a 'Bu kumaşlar bizim kumaşlarımız mı?' diye sordum gerçekten inanamadım" diyordu. Maalesef bu davete müthiş gribim yüzünden katılamadım ama SABAH tabii ki oradaydı. Geceyle ilgili notlar Didem Özkan'ın.
* Defilede tek Türk manken olarak yer alan Demet Şener, Kutoğlu'nu öve eve bitiremedi. Demet, "Atıl Kutoğlu Türkiye'yi yurtdışında çok iyi temsil ediyor. Kendisiyle gurur duymamak elde değil. Koleksiyon muazzamdı. Çok düz çizgiler var, her yaşa uygun. Kumaşlar da çok güzel ve kaliteliydi, rahattı. İpek gibi yumuşacıktı, insanın üzerinden dökülüyordu" dedi.
* Güler Sabancı üç yıl önce yine bir Atıl Kutoğlu defilesine katılmış ama bunun yeri bir başkaymış. Sabancı'ya göre Kutoğlu kendisini çok geliştirmiş, kat ettiği yol müthiş. Bu arada Güler Hanım Bossa kumaşlarına bayıldığını da söylemeden geçemiyor. "Kumaşlar olağanüstüydü. Bir ara dayanamayıp 'Bunlar gerçekten de bizim kumaşlarımız mı?' diye soruverdim. Hayran kaldım kumaşlarımıza."
* Defilenin Naomi'den sonra göz kamaştıran iki mankeni Melody ve Liliand ile konuşma fırsatı da buldum. İkisinin de ilk Kutoğlu defilesiymiş. İkisi de kıyafetlere bayılmışlar ve tasarımları eğlenceli bulmuşlar. Bu arada Güler Sabancı daha da gururlanacak çünkü iki manken de kumaşları çok beğenmiş.
*** New York'tan Atıl Kutoğlu geçti. Bir tek SABAH oradaydı. Müthiş gururlandık, müthiş alkışladık hem Atıl Kutoğlu'nu hem destek veren Bossa'yı hem de gecenin sponsoru Turquality projesinin yaratıcılarını. Turquality projesi Türk ve kalite kelimelerinin birleşiminden oluşuyor ve Türk ürünlerinin dünyadaki prestijinin artmasını hedefliyor. Atıl'- ın Zeugma'daki kalıntılardan ve mozaiklerden aldığı esintileri günümüz modasına taşıması tüm moda otoriteleri tarafından büyük beğeni topladı. En beğenilen parça ise Zeugma'nın "Çingene Kızı" figürüydü. Biz Türkiye'ye döndük, Atıl ve ekibi, Bossa ailesi oralarda bir süre daha kalıp gelecek teklifleri değerlendirecekler. Atıl'- ın hedefi ise artık hemen her yerde ürünlerini bulabileceğimiz dükkanlara sahip olmak. Ama önce Türkiye lütfen. Türkiye diyorum çünkü Gucci, Prada olmazsa olmaz diyen Nişantaşı kadınlarının üzerinde artık Türk markaları görmek istiyorum da ondan. Duygusallık işte.
|
|
|
|
|
|
|
|
|