|
|
Bedavacılığın çilesini saçlar çekermiş
Geçen gün gazetedeyim, yazım bitmiş ona buna sarmaktayım. GÜNAYDIN'ın durmayan çenesi benim. Sabah dokuz itibariyle işte biterim. Uyurken canım sıkılıyor herhalde. Ha bir de, kim ne yazmış diye meraktan çatlıyorum. Bu erkencilik vaziyetlerimden en şikayetçi kişi magazin aleminin demirbaşı Bülent Cankurt. GÜNAYDIN'a ilk geçtiğimde üç gün gık demedim, yemedim içmedim gözlemledim. Kim kaçta gelir? Ne eder? Kim kimle kanka? Kaynaşılacaklar, uzak durulacaklar falan... Misal Bülent Cankurt çaprazımda konuşlanmakta. Sabah sekiz akşam altı tıkır tıkır bir şeyler çiziktirmekte. Yahu bu adam ihtiyaç molası vermez mi? İki laf etmez mi? En nihayet olayı çözdüm. Ben GÜNAYDIN'a intikal edene kadar Bülent Cankurt'un sabah keyifleri meşhurmuş. Şafakla birlikte işe gelir, gazetelerini alır, cigarasını tüttürüp çayını hüpletirken gündeme hakim olurmuş. Her sabah tablo şu; sessizlik hakim Bülent Abi sabah muhabbetinde, bir yandan yazacaklarını düşünmekte... "Günaydıııın" çığlıklarıyla tepesine biniyorum. Kanım kaynıyor, ille de çene çalacam, dikkati dağıtacam. O da kibar adam ya, gömüldükçe gömülüyor gazetelerin içine... Tabii bu kaçış değil. Yazım, mektuplarım, telefonlarım, ıvırım zıvırım bitince çaprazımda yine Bülent Cankurt. Valla bir hafta tatile gitti, pek dinlenmiş, yüzüne gözüne renk gelmiş maşallah. Bu kısa özetlemeden sonra başa dönersek, yine ona buna sarmakta, saniyede beş soru sormaktayım. Haydaa elime bir paket geçti millet huzura erdi. Heyoo! Saç ürünleri. Hem de iki çeşit. Biri dalgalı saçları düzleştirici, diğeri bukleleri şenlendirici. Ayy süper yaa! Bedavadan saç ürünü, hem de en lazımından. Üstelik kuru ya da ıslak saça elinle sürüverdin mi işlem tamam yazıyor. Durulamadan, kurulamadan. Pes diyorum, anında deniyorum şekli. Bir heyecan bir heyecan. Koştum tuvalete... Benim saçlarım uzunken ayrı, kısayken ayrı dert. Olur olmaz anlarda kabarır, arkadan uzaylı gibi antenlerim çıkar, yan yatsa geri taranmaz. Çile bülbülüm çile. "Ve aranan malzeme bulundu" dedim. Yedi ayrı işlem görüyor, yirmi dört saat etkisini koruyormuş bu ürün. Ay deme! Ekstra düzleştiricisini döktüm elime, uyguladım saçıma. Ya tarifsiz mutluluklar içerisindeyim. Yılların derdi sanki son bulacak. Elektriklenmeye son, saça düz görünüm veriyor, şeklini korumasına yardımcı oluyor, göz alıcı bir parlaklık veriyor, güçlendiriyor, o da yetmiyor doğal hareketlilik kazandırıyor. Ben bu gazla dağları deviririm be! Aradan yarım saat geçer... Allah allah saçımda tuhaf bir şey mi var herkes bakıp bakıp gülüyor. Yine koştum tuvalete. Saçımda göz alıcı bir kabarıklık söz konusu. Dalgalı saçlarım hiç bu kadar kıvırcıklaşmamıştı. Merinos Koyunu halt etsin. Ya nasıl olur ya? Tamam vaad edilen gibi doğal bir hareketlilik söz konusu. Hatta doğallığın doruklarındayım da fazla hareketlenmedik mi abicim. Bu ne saç, bu ne rezillik. Eyvah bu zıkkımın şekil koruma özelliği de vardı değil mi? Amanın! "Arkadaşlar ben kuaföre şeedeceğim, malum durum gayet açık. Halk arasına çıkmama imkan yok." Pek kıymetli okuyucu... Diyeceğim şu ki, siz siz olun bedava mal baldan tatlıdır demeyin, benim durumuma düşmeyin. Üç milyonluk jöleyi basarsın, karizmayı toplarsın. Bu kozmetik dünyası şaşırmış aman taklaya gelmeyin.
|