Yüksek faiz Türkiye'nin kaderi mi?
AB yolundaki kaza ile faizler bir kaç gün içinde dört puana yakın sıçradı. Hazine faizleri ikinci el piyasada yüzde 24 düzeyinden yüzde 28'e yaklaştı. Dün bazı olumlu gelişmelerin etkisiyle kısmi bir gevşeme yaşandı. Ama asıl beklenti Başbakan Erdoğan'ın yarınki temasları sonrasına kaldı.
Bilanço baskısı AB konusundaki yol kazası piyasalar için tam sürpriz oldu. Bir anlamda şimdiye kadar Hazine kağıdına yatırım yapanlar zararla karşı karşıya kaldı. Şunun şurasında ay sonuna bir hafta kalmış. Bankalar yılın üçüncü çeyrek bilançolarını bağlayacak. Eğer faizlerde bir gevşeme olmayacaksa, zararlarını bilançolarına yansıtacaklar. Aynı sorun banka dışı kesim için de söz konusu. Yatırım fonlarının da dahil olduğu bu kesimin elinde Hazine borçlanmasının yaklaşık üçte biri var. Yani Hazine faizinin sıçramasından sadece Hazine zarar görmüyor. Hazine kağıtlarına yatırım yapmış bankalar, şirketler, tasarruf sahipleri de darbe yiyor. Bu nedenle faiz artışının maliyeti sadece Hazine'yle sınırlı değil.
Görünen faiz düşüyor Bitişikteki tabloda 2001 sonrası Hazine ihalelerinde ortaya çıkan ortalama yıllık bileşik faiz, dolar ve toptan eşya fiyatları bazında beklenen ve gerçekle- şen faizler yer alıyor. Gerçekleşen faizler 2003 Temmuz ayına kadar var. Çünkü piyasaya satılan sabit getirili kağıtların vadesi yaklaşık bir yıl. İtfa tarihleri gelmediği için faizi hesaplanamadı. Bu tablodan görüldüğü gibi, Hazine faizi yüzde 194'ten 24'e inmiş. 3.5 yılda ciddi bir düşüş. Bunda enflasyonun 30 yıl sonra tek haneye düşmesinin, büyümeye geçilmesinin, ekonomik programın, siyasi istikrarın ve AB beklentisinin etkisi büyük.
Reel faiz direniyor Ancak aynı düşüş reel faizlere yansımamış. Gerçekleşen reel faizler yüzde 60'lardan yüzde 30'lara inmiş. Ancak yarı yarıya bir düşüş olmuş. Buna karşılık dolar bazında gerçekleşen faizler daha yüksek. Çünkü bu dönemin başında yaşanan devalüasyonun ardından TL değerlendi, kurlar geriledi. İşte ihale tarihi ile itfa tarihindeki döviz kurlarının yerinde sayması veya düşmesinin etkisi, döviz bozdurarak bono alanların getirisini azamileştirdi. 2.5 yıllık dönemde dolar getirisi yüzde 100'ü aşan aylar bile var. Yani bir yıllık sürede Hazine kağıtları dolar bazında yüzde 100 kazandırmış.
Kafaların değişmesi Bir gün dış politik, bir gün iç politik, başka bir gün ekonomik gelişmelerle Türkiye kalıcı istikrarı yakalayamıyor. Bunun bedelini de yüksek faizlerle ödüyor. Türkiye geleceğini belirleyecek AB sürecine girse bile, toplumsal ve siyasal yapının faizler üzerinde Demokles'in kılıcı gibi durma ihtimali yüksek görünüyor. Kısa vadede kanunlar AB etkisiyle değiştirilse bile, kafaların ve siyaset yapma tarzının değişmesi daha uzun yılları gerektiriyor. İşte bu nedenlerle yüksek risk primi ve reel faiz galiba kaderimiz.
Sonuç "Her dertli, kaderi kendine düşman bilir" La Fontaine
|