Yok öyle!
Bu dünya görüşünde, insan hayatına müdahalenin olması da doğal. Ama paradoks şu: AKP, inanların yoksulluğa, yolsuzluğa, haksızlığa başkaldırısının oylarıyla iktidar olurken, bütün bunların bileşkesi olarak "demokrat" bir işlev yüklenmek zorunda kaldı. Adalet arayışı, en azından adalet duygusu arayışı, genel, muğlak bir "demokrasi" özlemi içinde ifadesini buldu. "Muhafazakar" hayatın da çok yönlü adalet beklentilerinin olması, kandırmaca, takiyye vesaire bir yana, ister istemez böyle bir evrim yarattı. Ardından... Kopenhag kriterlerinden Kürt meselesine, işkenceden kültürel haklara, her türlü "demokratik" beklenti, Avrupa Birliği güzergahı üstünde AKP'nin "hızlandırılmış treni"ne bindi. Tek parti iktidarına; ona oy vermemiş, o "muhafazakar çekirdek"ten gelmemiş, oradan evrilmemiş olanların da hülyaları, kurulu düzenleri, tasavvurları, talepleri yüklendi. "Değişim"; herkesin kendine göre algıladığı, toplumun ortalama halinden kopuk biçimde, kendi dünya görüşünün temsilcisi olmakla yükümlü kıldığı bir "arzu"ya dönüştü. Erdoğan ve partisinden "değiştik" lafı geldikçe, bir çokları bunu, "kendi dünya görüşünün çizgisine gelmek" diye anlamak istedi. Elhak, iktidarın "pazarlama" tarzı da bunu kışkırtıyordu.
AKP, kendi çekirdeğinin başörtüsü-türban, İmam Hatip gibi taleplerine cevap veremeyen... Buna karşılık, AKP'yi artık "herkesin partisi" sayanların arzularına cevap vermesi gereken bir merci olarak görüldü. Siyasi partileri; kendi ideolojik-toplumsal nüveleri ile kaynaklarından bağımsız... Rejim açısından "devletleştirilmiş", ekonomi açısından da "özelleştirilmiş, özel sektörleştirilmiş" görmek... Her daim, her parti tarafından uygulanası bir ekonomik program ile bir devlet yönetme biçiminin "memuru" zannetmek ve öyle kılmak bu ülkede yaygın bir eğilim zaten. O yüzden, iktidarda AKP gibi bir parti varsa, onun bünyesinden "zinaya ceza" gibi bir "taş"ın çıkması, kendi ağzına layık pilav isteyenler için hayal kırıklığı. Ama, doğal. Çok doğal!
Doğal olmayan, AKP'nin kendisini, ekonomide IMF otomatiğine... Ortadoğu'da, mahcup da olsa, ABD matematiğine... Ve tam bir adanmışlıkla AB aritmetiğine bağlı ve bağımlı kılmışken, birden yatakta "Türklük, bağımsızlık" adına celallenmesi. Doğal olmayan, insanların inanç ve ibadet alanına, kıyafet seçimlerine, kamusal alan ve devlet adına "müdahale"yi özgürlük ihlali sayan bir partinin... İnsanların, isterse süfli olsun, özel hayatlarına, kamusal, devlet ve ceza kaynaklı müdahaleyi farz sayması. Doğal olmayan, AKP'nin kendini hakikaten demokrat sanması... Doğal olmayan, AKP'nin haddinden fazla demokrat sayılması! Burası Türkiye... Yok öyle!
|