|
|
Aya İrini'nin mahremiyeti
* Yaratıcılığınız nerede başlıyor; ürünü veya mekanı görünce mİ? Fotoğraf çekmeden önce ışığa bakarım, nasıl kullanabilirim, ürüne en iyi nasıl yansıtmalı, diye. Genelde ürüne ruh katmak için gün ışığında çalışıyorum. Gün ışığı sürekli değiştiği için çok hızlı olmalısınız. Işıktan sonra mekana bakarım ve fikirler böyle gelişir.
* Bu alışıldık değil, genelde yapay ışık kullanıyorlar. Gün ışığında çalışmak büyük meziyet. Evet çünkü objelerin yaşadığı ancak gün ışığında belli olur. Benim için ışık, fotoğrafçılığın ruhu bu, hangi kültürden olursa olsun. Her şeyi yaratan şey ışık, olmazsa olmaz.
* Bildiğim kadarıyla 2 kitabınız var. "Hot Water" Japonya'da basılan bir kitap. Bir de "Critic,Volume 13" diye bir kitap var. Japon bir yayınevinin bastığı bu kitap senede bir kere çıkıyor, bir mimarın seçtiği tek proje anlatılıyor. 2 sene önce de Valencia'da, tarihi binalar üzerine bir fotoğraf sergisi yaptık. Konusu modern mimaride tarihi binaların etkisiydi. Bu konuda da bir kitap hazırladım.
* Sevdiğiniz işi yapmak için bütün dünyayı dolaşıyorsunuz, yaptığınız işe yaratıcılığınızı katıyorsunuz. Kendinizi şanslı görüyor musunuz? Kesinlikle çok şanslıyım. Tabii her şeyin olduğu gibi bunun da iniş çıkışları var. Temmuza geldik ve ben yaşadığım yer olan Paris'te 7 ayın sadece 4 haftasını geçirdim. Mükemmel hayat diye birşey yok. Mükemmel davranış var. Mutlu insanlara her zaman hayran olmuşumdur çünkü mutlu olmak büyük çaba ve kararlılık gerektiriyor.
* Bu İstanbul'u ikinci ziyaretiniz. İstanbul'da fotoğraf çekmek istediğiniz, size en çok ilham veren yer neresi? Aya Irini. Orada inanılmaz bir ışık var. Daha önce hiç görmediğim bir mükemmellik var, ışık ve hacim beraber. Aya İrini'de dokunaklı bulduğum mahremiyet var. Orada günlerce kalabilirim...
|