|
 |
 |
 |
|
|
Direnişin muhasebesine dair
11 Eylül'den sonra kendi görüntüsünü adeta bile bile barbarlıkla özdeşleştiren ABD yüzünden dünyanın dört bir yanında pek çok Hıristiyan toplum dahi bir saygıyı hak eden bir 'Irak Direnişi' görmek istiyor.. Böyle bir saygınlık belki de ABD'yi caydıracak en ağır silah olacak.. Ne var ki işgale karşı direniş görüntüsü altında gerçekleştirilen bazı eylem türleri, sanki doğrudan küresel çete tarafından ısmarlanmış dedirtecek kadar ters bir etkiyle Irak halkının ve İslam dünyasının aleyhine oluyor. Güvenilir verilere sahip olmadığımız için, yarın öbür gün bizim de direniş adı altında yaşayabileceğimiz böyle bir çaresizliğin ne demeye geldiğini yeterince algılayamıyor ve algılatamıyoruz.
*** Dün itibariyle ABD'nin Irak'taki asker kaybı bini geçmiş bulunuyor.. Bizim oradaki kaybımız henüz bir elin parmak sayısını aşmıyor.. Savaşan ABD'nin zayiatı ile, ticaret (?!) yapan Türkiye'nin verdiği kayıp arasında bizim aleyhimize matematik diliyle sonsuz fark var.. Tartışmasız sonsuz.. Zira savaşta olmayan Türkiye teorik bakımdan sıfır kayıpla bu süreci geçirmeli.. Sıfır olmadığı sürece kayıp hanemizde hangi rakam bulunursa bulunsun bizimki ile ABD'nin zayiatı arasında aleyhimize sonsuz fark, matematik bir gerçekliktir.. ABD'nin kaybı bin değil, yüz bin bile olsa bu matematik değişmez.. Ancak insanlık çapında büyük anlamı olan asıl acıklı mukayese 'direniş' ile ilgili. ABD'nin bin askerlik kaybına karşılık yüz binlerce sivil insan ölmüş.. Aynı durum Çeçen direnişi için de geçerli.. Moskova'daki şahinlerin ateşe attığı her Rus askerine karşılık yüze yakın sivil Çeçen ölüyor.. Ayrıca bu savaş binlerce sivil Rus'un da ölümüne yol açıyor. Irak'taki mücadeleyi biraz daha dikkatle mercek altına aldığımızda bu oranın iki veya üç katı kadar yüksek olduğunu görüyoruz. Ortada çok kesin ramaklar olmamasına rağmen ABD'nin bir askerine karşılık 300 sivilin öldüğü tahmin ediliyor. ABD'nin resmi rakamlarını gerçek dışı kabul etsek bile yapılacak hiçbir tahmin direniş açısından iyimser bir oranı ortaya koyamaz. Açıkçası bu direniş, bir tek ABD askerini etkisiz hale getirebilmek için en az yüz Iraklı sivilin canına mal oluyor. Elbette bu mukayeselerin amacı Irak'ta direnişten vazgeçilmesine yönelik bir çağrı dile getirmek değil. Tam aksine, Irak'ta işgalciyi pes ettirecek çapta bir direnişin gerçekleşmesi durumunda ABD halkı için de korkunç olan bir sürecin noktalanacağına inanıyorum. Bu çapta bir direnişin yeni bin yıldaki Haçlı Seferleri'ni durdurabilecek en kestirme yol olduğundan şüphem yok. Kayıplar üzerinden mukayeselere yönelmemin iki hedefi var: - Böylesi ağır bir gücü pes ettirebilecek çapta bir direniş için şimdiye kadarkileri fersah fersah aşacak dahiyane yöntemlerin şart olduğunu vurgulamak. - Direnişin bu kadar ağır sivil kayıplara yol açmasının temel sebebi olarak işgalci gücün bilinçli şekilde çağdaş bir soykırım uyguladığına dikkat çekmek. Özellikle de ikinci hususa odaklanmak önemli: Irak savaşı ile ilgili pek çok gösterge bize rahatlıkla şunu söyletiyor: ABD kaybettiği her asker için en az yüz sivili bilinçli olarak öldürmektedir. Burada gerillalara karşı -teröristlere değil- 'sokak savaşı' yapan nizami bir ordunun indirdiği makul darbeler söz konusu değildir. Bu maskeli bir soykırımdır!
*** Irak direnişi ile ilgili bir başka boyut da barbar işgalcinin işine yarayacak birtakım yöntemlerde ısrar etmek, mesela sivil insanları kaçırıp durmak. Bu konuda Dün Lübnan'dan, 'Büyük Ayetullah' diye anılan Muhammed Hüseyin Fadlallah'tan sağduyu sedası yükseldi: - İnsan kaçırma eylemleri ABD ve İsrail'e hizmet ediyor, İslam'ın imajına zarar veriyor.. Adam kaçırıp fidye istemek.. Şu veya bu şartı koşup yerine getirilmeyince masum sivili öldürmek.. Dünyada Irak direnişine yürekten destek vermeye eğilimli milyarlarca insan bu tür eylemleri görünce tam da Fadlallah'ın yakındığı üzere 'Müslüman olmak böyle bir şey herhalde' demez mi? Hele fidye talepleri savaş hırsızlığını çağrıştırdığı için İslam'ın imajı açısından büsbütün muzır eylemler. Gerçekte bu fidyelerin direniş için kullanılacağı kesin bile olsa tablo hoş değil. Önemli olan dünyanın olaya nasıl bakacağı.. Allah hiçbir mazlumu bindiği dalı kestirmek zorunda bırakmasın..
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|