|
|
Medyum Memiş daha çok uğur getirebilir!
Arka koltuk konforu (backsit drive) yeterli olmamasına rağmen iflah olmaz bir Audi kullanıcısı olduğum için Audi'den çıkan açıklamaları iki kere daha dikkatle izlerim. Bilaloğlu öncelikle 'lüks segment'te birinci sıraya oturduklarını söylemiş. Yani satışlarda Mercedes, BMW ve Volvo'yu geçmişler. Genel Müdür'ün ikinci tespiti birincisinden daha da çarpıcı: "Fenerbahçe'ye hediye ettiğimiz araçlar bize uğur getirdi!"... Herhalde geçen sene Daum'a verdikleri A8'i, bu yıl da Aurelio hariç Brezilyalı futbolculara verdikleri A4'leri kastediyor... Bir kere Mercedes ve BMW'den ses çıkmadığına göre lüks sınıfta birinci sıraya oturdukları herhalde doğru. Otomotiv sektörü tamamen kayıt içi olduğu için bu tür hesaplamalar kuruş, santim şaşmaz. Bu sonuç nedeniyle Audi pazarlama, iletişim ve satış ekibini, reklam ve halkla ilişkiler ajanslarını kutlamak lazım. Yıllardır hem satış hem de 'tanınma beğeni'de üst sıraları kapmış olan Mercedes ve BMW'yi tahtlarından indirmek, yirmi sağlam dişi yerinden sökmekten daha zordur. Fakat yapılan açıklamanın gelişiminde bu başarıyı götürüp Fenerbahçe'nin uğuruna (hem de şu günlerde) bağlamak bir o kadar da büyük bir talihsizlik. Yılların içinden, hani taa "Audi'de asla bulamayacağınız aksesuvarlar"dan, başlayıp bugüne kadar katlanarak gelen o muhteşem iletişim stratejisini, olağanüstü reklamları, 'Bozcaada'da hazine avı: Kayıp Audi TT' etkinliğinden bu günlere kadar emek zahmet yürütülen halkla ilişkiler çalışmalarını, satış teşkilatının ve satış sonrası hizmetlerinin her yıl bir öncekine oranla daha da gayretle toparlanmasını ve Ferit Şahenk Bey'in nihayet iletişime, otomotiv grubuna sahip çıkmaya karar vermesini bir kenara bırakıp, işi Yönetim Kurulu Başkanı hasta taraftarı diye FB'nin uğuruna bağlamak, şaka bile olsa talihsiz... Hele FB'de büyü işlerinin konuşulduğu şu günlerde, Audi'nin başarısının Medyum Ayten hanıma kadar götürülmesi yazık olmaz mı... Ya Medyum Memiş falan size baş vurup, "Ben daha çok uğur getiririm; bana da bir A6 verin! derse... Şaka bir yana iletişimin evrensel olamayacağını anlamayan her türlü esneklikten uzak Alman ortaklarına rağmen Audi'yi zaferlere koşturan ekibe bir kez daha helal olsun. Böyle diyorum, çünkü markaların altına konan 'Connecting People', 'Just do it', 'Only flying is better' gibi herkesin kolayca anlayabileceği İngilizce 'tagline'lar için bile "Acaba Türkçelerini mi koysak?" diye tartışıldığı bir ortamda, Audi logosunun altında ille de kimsenin anlamadığı Almanca ile "Vorsprung durch Technik" (Tekniği biz yaratırız) yazacak diye ısrar etmenin başka anlamı olamaz...
|