|
|
Baykal: Zina cezasına oy yok...
CHP'de Genel Başkan'ın bulunduğu beşinci kat geçmişe oranla daha hareketli. Gaziantep Milletvekili eski Bakan Mustafa Yılmaz, özel kalemde bekliyor. Bu yıl havaların soğuk gittiğini, üreticinin durumunun iyi olmadığını belirtiyor. Yılmaz ayrıldıktan sonra Genel Başkan Deniz Baykal ile sohbete başlıyoruz. Baykal, önce AKP'nin politikalarını eleştiriyor. "Anadolu'da çiftçi perişan, işsizlik de üstüne vurmuş, düğünler erteleniyor" diyor.
"AB kaytaramaz" Ülke ekonomisiyle ilgili sözlerinin ardından, konu 17 Aralık'taki AB Zirvesi'ne geliyor. Baykal, Türkiye'nin müzakere tarihi alabilmesi için gereken tüm şartları yerine getirdiği inancında. "AB için hükümetle el birliğiyle çalıştık" deyip ekliyor: "Ne gerekiyorsa yaptık, müzakereye başlayan ve tam üye olanlardan daha fazlası da yerine getirildi. AB'nin kaytarmaya hakkı yok. Gelecek yılın ilk altı ayında müzakereleri başlatmamak için bir gerekçesi kalmadı..." Baykal, Avrupa ile bütünleşme hedefinin partisinin 1920'lerden bu yana ortaya koyduğu bir hedef olduğunun altını çiziyor. "Mustafa Kemal'in o gün gösterdiği hedef bugün gerçekleşiyor. Bu bizim projemiz" diyor. Baykal bu arada AKP'ye de göndermede bulunuyor: "Bugünkü hükümet kadrolarının daha üç yıl önce söyledikleri sözlere bir bakın. AB, onların hedefi hiç olmadı. Hükümete geldiklerinde kendilerini oyunun içinde buldular, gereğini yaptılar. Şimdi 17 Aralık'ta tarih alınacak, AKP de bunu kendi başarısı gibi sunacak." Duygusal bir ses tonuyla devam ediyor: "Keşke bizim hükümetimiz dönemimizde bu gerçekleşeydi. Ama önemli değil. Hüzünlü bir şekilde, bu kararı gururla alkışlayacağız." Baykal bir iddiada da bulunuyor: "Herkes bilmeli; Türkiye tam üye olacak ve bugünkü nesil, AB parlamentosu seçiminde oy kullanacak..."
"Zina cezasına oy yok" Türk Ceza Kanunu (TCK) değişikliğinde tartışma konusu olan "Zina yapana hapis cezası" konusuna sözü getiriyoruz. Baykal, TCK değişikliği konusunda hükümetle uzlaşı içinde hareket ettiklerinin altını çiziyor. Adalet Bakanlığı'nda hazırlanan taslak metinde, TBMM'de oluşturulan Alt Komisyon ve Adalet Komisyonu çalışmalarında bu konunun gündeme hiç getirilmediğini anımsatıyor. Zina konusu AKP tarafından gündeme getirildiğinde, "Ceza, kadın ve erkek için eşit uygulansın, savcılar suç oluştuğunda kendiliğinden harekete geçsin" önerisinde bulunmalarının gerekçesini ise şöyle açıklıyor: "AKP'nin bunu bizi köşeye sıkıştırmak için bir taktik sonucu getirdiğini sandık. Kadın-erkek eşitliği içinde bir ceza getirilecekse varız dedik. Baktık taktik değil, samimi bir şekilde bunun arayışı içindeler. Onun üzerine biz de yaptıklarının ne kadar aykırı bir durum olduğunu göstermek için, 'zinada savcılar kendiliğinden harekete geçsin' istedik. Karşı çıktılar. Nedeni de belli, iki, üç eşi olanlar var..."
"Teşhir etmek için" Baykal, şu soruyu yöneltiyor: "Kocasının karşısında ağzını açamayan, Anadolu'daki hangi kadın gidip de eşinin zina yaptığı şikayetinde bulunacak?" AKP yöneticilerinin, "Devletin aile kurumunu ve çocukların mezhebini koruması için bu öneriyi getirdik" yönündeki sözlerine de tepki koyuyor: "Eğer devlet aile kurumunu korumak için böyle bir suçu getiriyorsa, o zaman savcıların doğrudan bu işe dahil olması gerekir. Biz bu hükümetin yapmak istediğini teşhir etmek, kendi gerçekleriyle yüz yüze kalmasını sağlamak için böyle bir öneri getirdik." AKP'den kadın ve erkek eşitliği sağlanarak zinaya ceza getirilmesi yönünde bir önerge gelirse ne yapacaklarını açıkça söylüyor: "Böyle bir öneri getirirlerse bizim desteğimizi bulamazlar, ret oyu kullanırız. Biz buna taraf değiliz. Komisyonda anlaştığımız bir metin var. Biz bu metnin ötesinde bir tek adım atmayız. Eğer üzerinde anlaştığımız metinde bir tek oynama yapmaya kalkarlarsa, TCK konusundaki anlaşmamız bozulur. O zaman ortalık birbirine girer..."
Sarıgül olayı CHP Genel Başkanlığı'na aday olduğunu açıklayan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül hakkında ileri sürülen iddialar ve partinin bu konudaki tutumu konusundaki görüşünü soruyoruz. Daha önce Sarıgül'le ilgili soruya "Magazin" diye yanıt vermeyen Baykal, bu kez konuya bütün detayıyla giriyor. 2 Kasım 2000 tarihinde, "Haksız kazanç elde ettiği, rüşvete veya bu tür işlere bulaşan kişiler veya kuruluşlarla iş birliği içinde olduğu belirlenen her kademedeki CHP üyelerinin parti ile ilişkisinin kesileceği" kararını parti yönetiminin aldığını anımsatıyor. Sarıgül ile ilgili Genel Merkez'in kararının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği belirtiyor. Baykal, "Eski Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan için de bu kararın bir kez uygulandığını ve geçmişte üyeliğinin askıya alındığını" vurguluyor. Şişli Belediye Başkanlığı ile ilgili olarak kendisine de çok sayıda ihbar geldiğini, CHP'li olmayanların dahi arayıp, "Neden seyirci kalıyorsunuz?" tepkisini gösterdiğini söylüyor. Emniyet'in ve müfettişlerin belediyede 300 bin dolarlık bir rüşvet olayının olduğu sonucuna vardıklarını, İçişleri Bakanlığı'nın da bunun üzerine soruşturma açtırdığını kaydedip ekliyor: "Belediye Başkanı'nın çıkıp bu iddialara yanıt vermesi gerekmiyor mu? Bu 300 bin dolar meselesi nedir onu açıklığa kavuşturması gerekmiyor mu? Onlara yanıt vermiyor, 'Genel Merkez önümü kesmek için böyle davranıyor' gibi sözler söylüyor. Sen önce iddialara bir yanıt ver bakalım. Sadece bu mu, bana gelen ihbarlar da cabası..." Baykal, Kocaeli Belediye Başkanlığı döneminde CHP milletvekili Sefa Sirmen hakkında da iddialar olmasına rağmen, üyeliğinin askıya alınmadığı iddialarına da şu yanıtı veriyor: "Baraj ihalesi devletin her kademesinden imzadan geçmiş bir olay. Orada Sirmen'e yönelik bu yönde bir suçlama da yok..." Baykal, Sarıgül konusunda geri adım atmayacağı, hatta daha da üzerine gideceği izlenimi veriyor...
|