| |
|
|
Alaman polisinin Cezmi Ersöz'e ettiği!..
Sokak çocukluğuna hep imrendiğim, ara, arka, çıkmaz sokaklar demeden yüreğinin adımlarıyla taban tepmesine saygı duyduğum bir "piyade yazar" o. Adı Cezmi Ersöz. Lokman Hekim'in oku dediği, "Nev-i şahsına münhasır" yazılar yazar. Cümlemizin topuyla, tümüyle barışık yaşamak istediğinden teke tek muhabbet ve göndermelerinde eli, dili biraz sivridir, hoyrattır hatta.
Benzer sıkıntılar "Bize çok büyük kötülük yapıyorlar! Plastik bir dünya kurup bizi herkese, herkesi bize benzetmeye çalışıyorlar. Düşüncelerimizi, duygularımızı bir örnek kılıyorlar. Herkes birbirine benzer bir ses tonlamasıyla; 'N'aber', 'Nasılsın', 'Oldu', 'Hoşçakal', 'Kendine iyi bak' diyor. Hele üzüntülerimiz, sıkıntılarımız, fotokopide çoğaltılmış gibi. Biraz kurcalanırsa kaçışlarımız, sıkıntılarımız bile birbirine benziyor."
Ara ki bulasın Yukarıdaki satırlar onun "İstisnalar Kaideyi Bozar" kitabından alıntı. İstemiş ki: Bize yapılan bu kötülük oyunları bir yerinden bozulsun. Çok sevdiğimiz, ama bizlere hiç benzemeyen, hatta yaşamlarına imrendiğimiz farklı ütopyaların şaşırtıcı duygu ve düşünceleri olan bu kıyıda yaşayan insanları arayıp bulsun.
Ruhun kaça ki? Kimi bir udun nağmeleriyle satırlaşıp besteci Polat Tezel kılığında çıkıyor karşımıza, kimi kıskanılası adam Halit Çapın imajıyla. Bazen 15 yaşında artist olmuş yılların Ferda Ferdağ'ı hallerinde görünüp, kimi zaman Rembetiko Muammer aydınlığıyla ışıldıyor belleğimizde. Ama kitabın bir yerleri var ki yılan dili bıçak olup saplanıyor böğrümüze: "Sıcak Ekmek Gibi, Bir Dost Adam" bölümünde Yavuzer Çetinkaya başlayacakken bir sayfa önceki fotoğraf 'Sokak Çocukları' tebasının yitip gitmiş ve unutulmaz iki kralıyla yüzleştiriyor bizi. Hem Yavuzer, hem Yaman Okay. Sonra da kitabın üzerine, sanki hüzünlendirişi yetmiyor gibi, "Senin çocuk ruhun bu dünyada kaç para eder, Savaş?" yazıp yeniden, "Sokağa çıkıyor..."
Özel eşyalarına bile İşte böyle bir adama fena şeyler etmiş Alaman Polisi. Önce çoluk çocuk da dahil hoş sohbetini bölüştüğü kalabalık bir grup memleketlimizi, baskın verip derdest edip karakollara çekmişler. İnce aramalardan geçirip sıkıntı, huzursuzluk, rahatsızlık vermişler. Yetmemiş bir dolu mesleki ya da özel eşyasına da el koymuşlar Cezmi'nin.
Sebep ne efendiler? "Niyesi bile hâlâ meçhul" diyor Cezmi. Lakin sessiz sitemsiz durmak yok aklında. Basın toplantısı da düzenledi ama yetmemiş görüküyor. Şimdi sırada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptığı müraactın gelişmeleri var. Görsün bakalım gavurun polisi neler edecek onlara Cezmi kardeşim. "Yanımda mısın?" diye sormasına biraz darıldım geçen gün. O nasıl söz değil mi? Cezmi'yi yalnız bırakmak, hele de böyle bir konumda ona sahiplenmemek olur mu? Yanındayız Cezmi, aynen devam kardeş...
|