Tatil Bitti
Son durağımız Selçuk'ta insan unsurunun tatilde ne kadar önemli olduğunu gördüm
Bir Türkiye tatili daha sona ererken çocuklarla elimizde valizler dolusu tatil anılarıyla Roma'ya dönüyoruz. Bu sene Kuşadası ve civarında hoş bir şeyler arayıp elleri boş kalmış bir gezginin hayal kırıklığı da var. Hele Çeşme civarını ve Alaçatı'yı da gördükten sonra Kuşadası, İtalya'nın en kalabalık sahil kentlerinden biri olan Rimini tadını veriyor. Dağlara taşlara kondurulan "yazlık villalar" orta direğin yazlık sahibi olma hayalinin dibine kadar sömürüldüğünün taştan kanıtları. Ancak ummadığım bir biçimde bu yörede en eğlenceli birkaç günü Selçuk'ta geçirdim. Selçuk'ta insan unsurunun bir seyahatte ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm. Selçuk'ta oturan ve dişçilik yapan eski bir arkadaşımın ziyaretiyle başlayan günümüzü kızımla çok özel bir tatil gününe dönüştürdük. Buranın yeni mekanlarından olan "Amazon" Restoranı'nda akşamın serin rüzgarı eşliğinde yediğimiz yemek hoş bir başlangıç oldu. Daha çok geleneksel tipte restoranların bulunduğu Selçuk'ta "Amazon" alternatif bir mekan. İşletmecilerinden mimar Nadide hanım da restoranı seçkin bir yer haline getirmek için elinden geleni yapıyor. Saint Jean Kilisesi'nin tam karşısında verdiğimiz bir molada Hotel Labella'nın sahibi bizim meşrubatlarımızı terasında içmeye davet ediyor. Ana kız serin bir terasta Selçuk'u meraklı bakışlarla süzerken içeceklerimizi yudumluyoruz. Otel sahibi Selçuk'u gezmemiz için elimize bir de turist rehberi veriyor. Saint Jean Kilisesi'nin kalıntıları arasında gezerken kızımın heyecanı doruğunda sanki kazara Indiana Jones filminin setine gelmiş gibiyiz. Her şeyi bilmek istiyor. Taşlar, mezarlar üzerindeki yazılar... Beni oradan oraya süreklerken altı yaşındaki bir çocuğun arkeoloji merakına şaşırıp kalıyorum. Güneş tepemizi iyice yaktıktan sonra Selçuklular'dan kalan İsa Bey Camii'ne doğru yol alıyoruz. Arkadaşım Oya bana bu ziyaretten önce "Caminin imamıyla mutlaka tanış, Atatürkçü bir adam, çok ilginç bir insan, yabancı dil kurslarına da gidiyor" diyor. Ancak imamı göremiyoruz. Kızım, İsa Bey Camii'nde yabancıları taklit ederek küçük omuzlarına dökülen mavi bir tülbentle camiyi bir baştan bir başa geziyor. Günün en deli sıcağı altında dışarıda bir taksi ya da dolmuş arıyoruz. Ancak turistleri getiren tur arabalarından başka bir şey yok. Deri dükkanlarından birinin sahibi bir bey bizi Selçuk Köftecisi'ne kadar götürüyor. Burası yaklaşık elli yıllık bir restoran, köfteleri de inanılmaz lezzetli. Tek dert bir elinizle sürekli olarak sinekleri kovalamak durumundasınız.
|