|
|
|
|
|
|
Esther samimiydi Iverson ise uçuk..
Reina'ya gelen ünlüler zaten Türkiye'nin en iyi mekânına gelmiş, en iyi yemeği yiyecek. Neden ikram edeyim ki! Ama ısmarlıyorum. Geleneksel misafirperverliği hep gösteririm..
Türk ekonomisine, siyasetine ve bürokrasisine yön veren insanlar kadar son dönemde Hollywood yıldızlarını ve dünyaca ünlü sporcuları ağırlamasıyla da şöhretine şöhret kattı Reina... NATO Zirvesi için gelen devlet başkanları, Hollanda Prensi, Adriana-Christian Karambeu çifti, İsveçli model Marcus, Hollywood starı Uma Thurman, skandallarıyla ünlü müzik grubu TATU, Formula 1 Başkanı Bernie Eccleston, Eurovision için gelen şarkıcılar, top model Esther Canadas ve NBA'in 'dev' yıldızları ilk bakışta akla gelenler... 'Bu isimler nasıl oluyor da Türkiye'ye adım atar atmaz bu mekânı keşfediyor' sorusu; starların Reina'daki eğlence gecesinin arkasından gazetelerde boy boy çıkan fotoğraflarına bakan herkesin birbirine sorduğu yegane soru! Sorunun muhatabı da, bugüne kadar kendini hiç ön plana çıkarmayan ancak son dönemlerde bu starlarla yan yana çektirdiği fotoğraflarıyla gazete sütunlarından inmeyen Reina'nın sahibi Mehmet Koçarslan...
TURİZM ELÇİSİ DOSTLARIM VAR 'Bay Reina', aslında enerji ve madencilik üzerine çalışan şirketi, gayrimenkul yatırımları olan Tuncelili bir işadamı. Bugüne kadar da hep gazetelerin ekonomi sayfalarında olmayı tercih ediyordu; isminin önüne hep 'yatırımcı' sıfatını ekliyordu. Ancak son bir-iki senedir 'eğlence dünyasının yeni patronu' olarak anılıyor. Dünyaca ünlü isimler onun mekânına geldikçe, o turizm işine daha çok kayıyor. Zira bu yolla İstanbul'un tanıtımına her gün biraz daha katkı yaptığına inanıyor. Peki bu isimleri gerçekten tanıyor mu? Özellikle davet mi ediyor? Başka mekânlarla rekabet için mi bu yolu seçiyor "Hayır, buraya gelenlerin yüzden 90'ından haberimiz bile olmuyor. Sadece benim turizm elçisi olarak istifade edebileceğim dostlarım var" diyor.
* Mekânınıza gelen ünlülerin hiçbirini tanımıyorsunuz; bu insanlar nasıl keşfediyor burayı Dünyanın en güzel noktasında olduğumuz için geliyorlar; birinci sebep bu. Diğeri de herhalde bizim hem bireysel ilişkilerde, hem iş ilişkilerinde dünyada tanınmaya ve tanıtmaya yönelik çalışmalarımızın sonucu. Çünkü hedefimiz bir dünya kulübü, bir dünya mekânı olmak. Biraz medya maymunu oluyoruz ama ben inanıyorum ki, bu haberler yabancı basında da yer alıyor. Bu insanlar buradan mutlu ayrılıyorlar ve bu en etkili tanıtım.
* Çoğunun buraya gelişi spontane mi? Yüzde 90'ı haberimiz olmadan geliyor. Bir tek Uma Thurman'la, New York'ta buraya gelmesi için konuştuk. Mesela devlet başkanlarının gelişi hep son dakikada veya bir-iki saat önce öğrendiğimiz şeyler.
* Anladığım kadarıyla sizin gönüllü elçileriniz var, kimler bu isimler? Benim değil, Türkiye'nin gönüllüleri. Benim için misafir getiren demeyelim de, benim için turizm elçisi olarak istifade edilmesi gereken insanlar var Türkiye'de. Ender Mermerci, Özlem Önal, Ömer Karacan ve daha birçok isim... Bence Türkiye'nin bu insanlardan istifade etmesi lazım. Çünkü bu insanların bireysel ilişkileri o kadar güvenli, o kadar sıcak dostluklar kurmuşlar ki... Biri defile ya da bir organizasyon için geliyor diyelim; o gün döner! Halbuki bu şekilde geldikleri zaman güney kıyılarına gidiyorlar, tatil yapıyorlar. Yani ikili ilişkilerle getirilen insanlar Türkiye'ye daha faydalı oluyor. Çünkü buradaki güzellikleri görüp ülkelerinde anlatıyorlar, bir daha gelmek istiyorlar. Mesela Dream Team'den bazı oyuncular Mehmet Okur'la birlikte tatil planları yaptılar; mavi tura gitmeyi planladılar. Esas etkili olan, güzel olan bence bu.
ÜNLÜLER KONUĞUM OLUR! * Gönüllü elçileriniz olmadan gelenlerde var; onlar nasıl keşfediyor mekânınızı Ya oteller yönlendiriyor ya da buradaki dostları.
* Otellerle anlaşmanız var mı Mesela Çırağan'da bir tekneniz bekliyor mu sürekli Hayır, böyle organize bir çalışmamız yok ama Boğaz'da eğlenmek isteyenler için buranın ulaşımı kolay. Tekneyle 3 dakika. Kendi teknemizle aldırıyoruz ya da Çırağan'ın teknesiyle geliyorlar. Ulaşım rahatlığı tercih nedeni.
* Peki bu ünlülerden para alıyor musunuz yoksa 'nasılsa adımızı duyuruyorlar' diye yediklerini-içtiklerini ikram mı ediyorsunuz? İkram ediyorum ama bu bir organizasyon sonucunda olmuyor. "Gelin, biz size ikram edeceğiz, para almayacağız" diye bir şey yok. Onların da böyle bir şeye ihtiyaçları yok. Kapımı çalan insanlar olarak görüyorum onları ve geleneksel misafirperverliğimizi göstermeye çalışıyorum. Dream Team'in basketçileri geldi üç kişi mesela, onları misafir ettik. Adamlar şok oldu. Çünkü onları ne ben davet etmiştim, ne de birisi getirmişti. Kapıda üç tane şortlu siyah adam dikiliyor, almıyorlar. 10 dakika bekletiyorlar. Sonra onları ben tanıyorum, içeri alıyorum ve misafir ediyorum. Niye misafir edeyim ki, zaten gelmişler. Türkiye'de gelebilecekleri en iyi yere gelmişler, en iyi yemeği yiyecekler. Başka bir ayrıntı söyleyeyim: O gece geldiklerinde gece 01:00 falandı; bütün mutfaklar kapanmış. "Yemek istiyoruz" dediler. Şef yok, salon şefimiz Sabri mutfağa girmiş, ızgaralar yapmış. Ertesi gün 8 kişi olarak tekrar geldiler. "Dün akşam yediklerimizden istiyoruz" demezler mi!
|
|
|
|
|
|
|
|
|