"Hitler" dedi kalem elden düştü!
Biliyorum, yazının başlığı bilmece gibi! Ancak başka çarem yok, çünkü konumuz o kadar karışık ki bir çift söz le meramımı özetleyemezdim! Hele bi sütunun sonuna gelin bana hak vereceksiniz Gazetelerde okumuşsunuzdur, gelişmeleri takip etmişsinizdir! Vakit Gazetesi yazarı Abdurrahim Karakoç, geçen hafta "Hitler"i öven bir bir yazı (!) yazdı ve ortalık karıştı, diplomatik trafikler yaşandı, Türkiye Yahudi Hahambaşılığı gazetelere mektuplar geçti Karakoç'un kınanması istendi vs.. Karakoç, Filistin meselesini konu edindiği makalesinin bir yerinde aynen şunları yazmıştı.. "Hitler'in basiretine hayran olmamak elde değil.. Hitler, bugünleri görmüş taa o zaman. Dünyanın başına bela kesileceklerini bildiği içindir ki ırkçılığı din gibi algılayan, yeryüzünü kana bulamaktan zevk alan hokkabaz yahudileri temizlemiş. Meğer, Hitler çok uzağı gören bir insanmış
*** Hem Karakoç'un tüylerimizi diken diken eden bu yazısını hem diğer gazetelerde yer alan Karakoç'a tepki yazılarını hem de Vakit cemaatinden cevabi yazıları okuduktan sonra eksik kalan bi durum (!) farkettim ve bi yerinden meseleye katılmak istedim! Şimdi Karakoç ve saz arkadaşlarından tabii ki bol bol küfür kıyamet (!) gelecek biliyorum, ama başa gelen çekilir (!) ne yapalım Ne küfürü, ne kıyameti demeyin hemen! Başıma geldi de ondan söylüyorum! Abdurrahim Karakoç, çok değil, daha ikibuçuk yıl önce, yine akıllara seza bir makale kaleme almış ve ortalık toz duman olmuştu!Çeçen korsanların İstanbul' dan kalkan Rus uçağını kaçırmalarının hemen ardından, köşesinde korsanlara, bıçakla, baltayla uçak kaçırılmayacağını tavsiye etmesinin (!) devamında.. "Mümkünse işgalci ülkenin (Rusya) başkentinin üzerine varılır, uçak orada bombalanır ve zalimlerin başına demir parçaları yağdırılır.." demiş ve "intikam alma hissine gem vurmak kolay mıdır" diye sormuştu.(!) Ardından da son noktayı koymuş, altın vuru- şunu yapmıştı (!) "Böyle hallerde her türlü mukabele mübahtır... Yukarıda saydığım hususlar farzı mahal vuku bulsa teröre başvurmaktan kaçınmam. Yaşlılığıma bakmadan, karşımdakinin gücünü kaale almadan silaha sarılırım ve ne gerekiyorsa yaparım." Bu satırları okuma gafletinde bulunan bendeniz de.. "Ey, hoyrat zamanların hoyrat iklimine katılan... Nefretin, kinin, ateşin büyüsüne kapılıp, günlük köşe yazılarında insanı insan yapan değerlerin dışına çıkan, bir şaire hiç yakışmayacak biçimde dünyevi (!) meselelerle uğraşan.. Ve satırlarında, kan ve intikam kusan Mihriban türküsünün söz yazarı... Böylesine çift kimlik olur mu?" diye bir yazı karalamıştım SABAH'ta.. Ertesi gün, hem Karakoç'un köşesinden hem de canlı bağlantılarla (!) galiz küfürler yemiş durmuştum! (Evet, Abdurrahim Karakoç, Musa Eroğlu'nun muhteşem bestesi Mihriban'ın söz yazarı!) diye geçiyordu albüm kartonetlerinde.. Hani, " Sarı saçlarını deli gönlüme/ Bağlamışım çözülmüyor Mihriban/ Ayrılıktan zor belleme ölümü/ Görmeyince sezilmiyor Mihriban/ Yar deyince kalem elden düşüyor/ Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor/ Lambada titreyen alev üşüyor/ Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban" diye devam edip giden türkünün...)
*** Aradan bir iki gün geçmişti ki, aşık larıyla, ozan larıyla ünlü Maraş Arguvan kasabasından folk uzmanları aramıştı beni; "Nebil kardeş, yazında konu ettiğin kişi, yüz elli yıldır atalarımızın, dedelerimizin, babalarımızın söylediği şiiri, evirmiş çevirmiş, eklemiş, kendi şiiri diye kitabına almış.. Bunu duyuralım istiyoruz. Siyah saçlı Mihriban diye geçer bizde." Ardından da bir belge göndermişlerdi.. Arguvanlı Muharrem Temiz 'in bir albümünü ve "Siyah saçlarınla deli gönlümü, gurban olam gönlümü/ Bağlamışlar çözülmüyü Mihriban/ Gurban olam ben neydem / Ayrılıktan zor belleme ölümü, hayın hayın ölümü / Görmeyince sezilmiyi Mihriban, gurban olam ben neydem..." diye devam edip giden bölümü.. Eeee.. Ne yapmalıydım Müzik ustaları araştırsın, kayda geçsin (!) diye bu gelişmeyi de bir sonraki yazımda dile getirmiştim Aman Allahım.. Bi yazı daha gelmişti ki Karakoç'tan, düşman başına.. Bi küfür kıyamet ki sormayın gitsin.. Sonraki günler, Karakoç'u kendisiyle başbaşa bırakmıştım!!!
*** Ve sonra işte bildiğiniz gibi bi Hitler övgüsüyle karşımıza çıktı Karakoç! Ama neylersiniz ki Tabiplerde ilaç yoktur aramayın! Not: Şaron yönetiminin insanlık dışı uygulamalarına tepkim saklıdır! Ve biliniz ki Hahambaşılık'tan bi mektup falan almadım!
|