| |
|
|
Aleve aydınlığı için teşekkür..
"Aleve aydınlığı için teşekkür et.. Ama tükenmeyen bir sabırla gölgede durarak lambayı tutanı da unutma.." Rabindranath Tagore
*** Gönlümdeki ilk atletizm altınını Artun Talay'a verdim.. Atina'da Türkiye'nin altın adamı oydu.. Hayır.. Eşref Apak'ı 22 yaşında, daha 22 yaşında 80 metrenin üzerine çıkardığı için değil.. Çekiç atmada yerleşme yaşları 30'ların hemen önü ve arkasıdır.. Çünkü çok ama çok teknik bir spordur çekiç.. Gençlik değil, deneyim, ustalık ister.. Seyrederken, Eşref'in elinde çekiç, nasıl döndüğünü gördünüz.. "O dönüş sırasında 4-5 ton ağırlık biner insana" dedi, Eşref.. "O basınç altında öyle ezilirsiniz ki, fırlatırken çığlık atarsınız, refleks olarak.. Çığlık.." Çekiç atma işte o dönüştür aslında.. Kendi gücünüze, dönüşten doğan merkezkaç kuvvetini ne kadar eklerseniz, o kadar ileri atarsınız.. Yani doğal gücünüz değil, ki bu her üst düzey çekiççide aşağı yukarı birbirine yakındır, merkezkaç kuvvetini kullanabilme yetinizdir sizi şampiyon yapacak metreleri sağlayan.. İşte teknik burada devreye girer.. Mümkün olan en hızlı dönüşü yapmanız gerek ki, en uzağa atasınız.. Ama siz dönerken merkezkaç kuvveti sadece elinizdeki çekici değil, sizi de dışarı doğru iter.. Yani içinde döndüğünüz işaretli çemberin dışına.. Çıktınız mı yanarsınız.. Faul.. Atış hakkınız "Sıfır" olarak yanar.. Yani, dönüş hızınızı öyle bir sınıra getireceksiniz ki çekici en uzağa atacak, ama sizi çemberin dışına atmayacak.. Kendinizi kontrol, denge duyunuz ve dengede kalma gücünüzü ne kadar ilerletirseniz, o kadar hızlı dönüş şansınız olur.. Dönüş hızının en zirvede olduğu anı, tam kapının karşısında iken bulabilmek de şarttır.. Bunu başaramazsanız, ya gücünüzün altında bir hızda iken fırlatma zorunda kalırsınız, ya da çekiç gider ağlara takılır.. Şimdi sayalım bakalım.. Gıda.. Kasların temeli.. Spor.. Kas sporu, geliştirmek için.. Halter ve jimnastik.. Dönüş teknikleri.. Dengeyi yüksek dönüş hızlarında koruma ve vücudu kontrol teknikleri.. Çekici elden çıkarma teknikleri.. Ve tabii moral.. Dünyanın belki de en stresli spor dalında, bu müthiş gerilime, baskıya dayanma gücü. Kazanma azmi, inancı, hırsı.. Bakın ben hayatımda bir çekiçci, ya da hocası ile çekiç teknikleri konusunda konuşmadım. Bunları, seyrettiklerimi analiz ederek söylüyorum.. Belki de Artun Hoca gülüyordur okurken.. "Hıncal Ağbi sadece bunlar olsa.." diye.. Şimdi atletizmin belki de en teknik, en çok araç isteyen sporunda, bir otoparkta antrenman yapan Eşref Apak 80 metrenin üzerine atıyorsa.. Olimpiyatta final yarışıp, bronzu bir karışla kaçırıyorsa.. 80 metrede bir karış.. O zaman onun hocası alnından öpülür.. Ama Artun Talay'ın altın adam olması bundan değil.. İki yıldır "Eşref beni aştı.. Benim bilgim ona yetmez..Ona artık dünyanın en iyi çekiç hocası gerek.. Macar ya da eski Sovyet Bloku'ndan, Yuri Sedykh okulundan bir hoca.." diye bas bas bağıran adam.. Canlı yayında dinledim.. İmkânsızlıklar diye ağlayabilir, "Bu imkânsızlıklara rağmen hem de 22 yaşında bir adamı 80 metrenin üzerine çıkardım" diye kasım kasım kasılabilirdi ki, hep haklı olurdu.. Ne dedi.. "Benim bilgim artık Eşref'e yetmez.. Devletim Eşref'i dünyanın en iyi hocasına emanet etsin.. Ben onun yanında çalışırım.. Böylece ben de bilgimi artırır, ilerler, daha iyi hoca olurum.. Ama gelen hoca beni istemezse, huzuru kaçarsa, derhal ortadan kaybolurum.. Önemli olan ben değilim.. Eşref!.." Bugüne dek, sadece atletizm değil, herhangi bir spor dalının hocasından böyle bir laf duydunuz mu, gördünüz mü?.. İşte klas bu.. Adamlık bu.. Gerçekçilik bu.. Dünya çapında yetenek atleti için gereğinde göğsüne taş basıp çekilmek bu.. Ustanın, bilimin, sporun değerini bilmek bu.. Elindeki yeteneğin değerini bilmek bu.. Ne diyordu Öcal Uluç geçen gün.. "Dünyanın en muhteşem elmasını, onu bulan Güney Afrikalı zenci amele mi işler, yoksa Hollanda'nın dünyaca ünlü kesim ustaları mı?.. Suna Kan, İdil Biret bu ülkenin en büyük piyano hocaları tarafından keşfedildiler. Ama yetenekleri bu hocaları aşıyordu. Devlet yasa çıkardı. 5 yaşında çocuklar Paris'e, en büyük okula, en iyi hocalara gönderildiler ve dünya çapında virtüözler oldular.. Artun Hoca elindeki olanaklara göre mucize yaratan adam olmasına rağmen "En iyi hocayı bulun, gerekirse ben ortadan kaybolurum" diyor.. Sadece tevazu mu?.. Sadece vericilik mi?.. Hayır.. Hayır.. Artun Hoca, Eşref dünya rekoru kırdığı, Eşref olimpiyatta altın kürsüye çıktığı zaman arkasına yaslanıp "Bu çocuğu ben keşfetmiş, temel bilgileri ben vermiştim. Bu zafer benimdir" diyeceğini biliyor.. O zafer anını yaşamayı ölesiye istiyor.. Artun Hoca, Eşref'e sadece çekiç öğretmemiş. Adam olmayı öğretmiş.. Sporculuğu öğretmiş.. "2006'da dünya rekoru kıracağım" dedi, Eşref.. "2008'de Pekin Oyunları'nda bir 90 metre atacağım, ondan sonra oturup ötekileri seyredeceğim" dedi.. 1984'te Carl Lewis, uzunda tek atlayış yapıp, altını boynuna geçirirken, ötekilerin çırpınmasını seyretmişti. Onun gibi.. 2006, 2008 için böyle hedefler koyan, bunları çekinmeden ilan eden başka sporcu duydunuz mu bu ülkede?.. Çekiççi, atlet değil, sporcu.. Eşref Apak, pırlanta bir adam olmuş.. Altın değil, pırlanta.. İşte bu pırlantanın kesicisinin adı Artun Talay.. 2004 Atina'nın Altın Adamı Artun Talay!..
*** Artun Hoca, çok ama çok önemli bir dilekte bulundu yarıştan sonra.. "Spor Bakanı ve Başbakan Yardımcısı M. Ali Şahin ile aracısız görüşmek istiyorum.. Baş başa.." Bu çok önemli, çok altı çizilmesi gereken bir dilek.. Bakanın boş bir öğleden sonrasını, telefonlarını da kapayarak Artun Hoca'ya ayırması çok ama çok önemli gelişmelere yol açabilir. Artun Hoca gibi bir adam "Beni dinleyin" diyorsa eğer, dinlenmeli.. Din- len- meli!..
|