| |
|
|
Havalimanı, bir eziyet aracı mıdır?
Hep nehri geçip derede boğulmak mı olmalı kaderimiz?. Dünyanın en modern ve mükemmele yakın hava limanlarından birini, Yeşilköy'e yapmayı başardık. Ama pasaport kontrolü noktalarına yeterli sayıda polis bulamadığımız için, bu havaalanında inanılmaz uzunluktaki kuyruklar oluşuyor. Uçaklar ya geç kalkıyor, ya da yolcular uçaklara yetişemiyor. Aynı durumu turizm bölgelerindeki havaalanlarında da sık sık görüyoruz. Ama Atatürk Havalimanı'ndaki darboğaz, şu anda "Kriz" noktasında. Yurtdışına giden arkadaşlarım, vardıkları ilk yerden beni telefonla arayıp, "Lütfen bunu yaz" demeye başladılar. İçişleri Bakanı Aksu, böyle darboğazları hemen açmayı, hayat felsefesi olarak benimsemiş bir siyasetçi. Neticede Özal Ekolü'nden bir kişi Aksu. İstanbul'un valisi de, emniyet müdürü de, kriz anlarında çözüm üreten idareciler olarak biliniyor. Acaba VIP'ten başka bir mekân bilmedikleri için mi, havalimanındaki boğulmanın farkında değiller? Ellerindeki polis kadrolarını kaydırmaktan aciz olamazlar. Modern yaşamın temel öğelerinden biri olan seyahat etmeyi, bir eziyet haline getirmekten, kim zevk alabilir ki? Siyasetin ve idarenin amacı, insanların yaşamını kolaylaştırmak değil midir? Atatürk Havalimanı'ndan uçağa binmeyi bir fobi konusu etmekten herhalde vazgeçmeliyiz.
|