|
|
|
|
Roma'ya dolma taşıyor
İtalya'da yaşayan genç oyuncu Mehmet Günsur, son filmi "Anlat İstanbul"un çekimleri için Türkiye'de.
*** İtalya'ya dolma taşıyor
Son dönemdeki en genç ve yetenekli oyunculardan biri olarak kabul edilen Mehmet Günsur, yakında senarist ve yönetmen olarak karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.
Çekimleri devam eden "Anlat İstanbul" adlı filmde bir kenar mahalle fotoğrafçısını canlandıran Mehmet Günsür, İtalya'da kazandığı başarılarla dikkat çekiyor. Anlat İstanbul'un çekimleri için İstanbul'a gelen başarılı oyuncuyla projelerini, özel hayatını ve İstanbul aşkını konuştuk.
* Yeni filminiz "Anlat İstanbul" da sizi cezbeden ne oldu? Bu projede beni en çok başrolün İstanbul'a verilmesi etkiledi aslında. Beş ayrı hikayenin beş ayrı yönetmen tarafından çekilmesi de çok büyük bir renk. Ayrıca film, son dönemde Türkiye'de okuduğum en iyi senaryolardan birine sahip.
* Size sunulan senaryoları değerlendirirken kriterleriniz neler? Senaryoyu okuduğumda heyecanlanıyor muyum, heyecanlanmıyor muyum ona bakıyorum. Genellikle hislerime göre davranıyorum.
* Kasırga İnsanları, O Şimdi Asker gibi son çalışmalarınıza da bakınca başrol oynayayım gibi bir hırsınızın olmadığı görülüyor... Evet, öyle bir hırsım yok. Sadece bana önerilen rol beni heyecandırsın, o kadar. Senaryoyu okuduğun zaman çok kısa rollerde karakterin derinliği ortaya çıkmıyor. Üç günlük bir işte o karakteri derinleştirmek, çok iyi yazılmış bir karakterden daha da zevkli hale gelebiliyor.
* Bir röportajınızda Hamam'daki rolünüz için bir fedakarlık yapıp saçlarınızı kestirdiğinizi söylemiştiniz. Bir film için yapabileceğiniz fedakarlıkların sınırı nedir? Şu anda bir sınır yok. Bir kere saçımı kestirmeyi çoktan öğrendim bu bir, ikincisi her şeye açığım! Çünkü bir duyguyu, bir karakteri en iyi ve en inandırıcı şekilde vermek benim işim. Bunun için herşeyi yaparım demek çok saçma bir laf olacak ama şu anda aklımıza gelmeyen bir sürü şeyi yapabilirim.
* Oynamayı düşlediğiniz bir rol var mı? Bir sürü var ama hemen aklıma geleni sağır ve dilsiz biri mesela.
* Neden sağır ve dilsiz? Tembellikten (gülüyor). Bir, sağır-dilsiz alfabesini çok seviyorum; iki, sadece bakışlarla ya da vücut diliyle bir şeyler anlatmak hoşuma gider diye düşünüyorum.
* Oyunculuğun yanı sıra yönetmenliğe da adım atıyormuşsunuz, doğru mu? Bir arkadaşımla beraber yazdığımız kısa metraj film senaryosunu filme çektik. İtalya Kültür Bakanlığı tarafından finanse edildi. Arkadaşım yönetti, ben de oynadım. İspanya, Torino, Sicilya gibi yerlerde birçok festivale gitti. Şimdi aynı arkadaşımla uzun metrajlı bir film üzerinde çalışıyoruz. O da İtalya Kültür Bakanlığı'nın açtığı yarışmada seçilen yedi projeden biri oldu. Onu da önümüzdeki ilkbaharda Sicilya'da çekeceğiz.
İSTANBUL'A GÖBEKTEN BAĞLIYIM
* İleride oyunculuğa mı, yönetmenliğe mi ağırlık vermeyi düşünüyorsunuz? İkisini birbirinden ayıramıyorum. Oyunculuk benim için bir tutku, yönetmenlik de herhalde ilk başladığım andan itibaren öyle olacak.
* İstanbul'u çok sevdiğinizi, hatta bu şehre aşık olduğunuzu söylüyorsunuz. Ama başka bir ülkede yaşıyorsunuz. Eviniz olarak nereyi kabul ediyorsunuz? Aslında İstanbul'a göbekten bağlıyım, bunu hissediyorum. Nereye gidersem gideyim İstanbul benimle geliyor. Ama İstanbul'a da evim demiyorum aslında... İstanbullu'yum ama dünyanın her yerinde yaşayabilirim.
* Sizi oyuncu olarak besleyen nedir? Hayat, insanlar. Zaten benim işim hayatı anlatmak. Ne kadar çok hayatı görürsem, gözlemlersem o kadar iyi anlatırım. Bu yüzden gezmeyi seviyorum, belki o yüzden evim yok diyorum, her yerde yaşamak istiyorum.
* İtalya'da Türk kimliğinizle mi tanınıyorsunuz? Tabii. Roma'da çok fazla Türk yok, hele oyuncu Türk hiç yok herhalde, bir tek ben varım. Mehmet dendiği zaman herkes biliyor. Yani ben Türk Mehmet'im orada...
* Siz bir süre Roxy'nin içinde bir restoran işlettiniz, hatta yemekleri de kendiniz yapıyordunuz. Şimdi yemeklerle aranız nasıl? Her zamanki gibi çok iyi. Yapıyorum, yiyorum, yediriyorum. En sevdiğim yemek de dolma.
* Dolma da yapıyor musunuz? Tenezzül etmiyorum çünkü annem inanılmaz güzel dolma yapıyor. Hatta buradan İtalya'ya giderken kilolarca dolma götürüyorum. Onları buzluğa atıyorum, sonra arkadaşlarımı çağırıyorum, birlikte yiyoruz.
* İtalyan bir kız arkadaşınız olduğunu biliyoruz. İlişkiniz devam ediyor mu? Evet, ediyor.
* Hamam'dan sonra eşcinsel erkeklerden de çok fazla ilgi görmeye başladınız. Bu sizi rahatsız etti mi? Hiç rahatsız olmadım. Zaten umurumda değil. O rol benim için aynı zamanda bir misyondu. O yüzden erkeklerin beğenmesinden hiçbir zaman rahatsızlık duymadım. Zaten beni beğendilerse demek ki rolümü iyi yapmışım, bu da harika bir şey.
* İtalya'da da böyle bir ilgi görüyor musunuz? Valla dünyanın her yerinde ilgi görüyorum. Mesela İskandinav ülkelerinde Hamam'ın kartpostallarını bastırmışlar.
* Sizin için de bir dönem, özellikle o rolden sonra 'gay' olduğunuz söylentileri çıkmıştı... Farkında bile değilim aslında. Ama dediğim gibi umurumda bile değil.
Eylem Bilgiç
|
|
|
|
|
|
|
|
|