| |
|
|
Tunceli barajı neden istemiyor?..
Aslında Munzur Festivali'ni yazmak vardı ama dünkü yazıma yüzlerce destek mesajı gelince barajlar konusunu devam ettirmek daha uygun olacak diye düşündüm. Zaten festivalin bir amacı da kamuoyunun dikkatini baraj meselesine çekmek, bu konudaki endişelerini her yere yaymak.
Hayat borçluyuz Bu konuda pek çok kişiyle görüştüm ya da düşüncelerini araştırdım. Ortaya çıkan sonuç iç açıcı değil. Paylaşalım mı? Yörenin en güçlü sivil toplum kuruluşlarından biri Tunceliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği. Onlar tavrını çoktan koymuş. Diyorlar ki: "Hayat veren bu topraklara hayat borçluyuz. Büyük acılar çeken insanların yaşadığı bir coğrafya, bu barajlar zinciriyle yeni bir yaşam savaşı veriyor." Derneği bu konuda destekleyen çok sayıda bilim adamı ve aydının ortak düşünceleri ise kısadan kese şöyle özetleyeyim size; * Tunceli'nin su potansiyelinin yüzde 37'si bu barajlara hapsedilecek. Bu, yaşamını sudan sağlayan bir toprağın insanlarını göçe, açlığa ve yoksulluğa terk etmek anlamına geliyor. * Barajlarla, halen koruma altında bulunan Türkiye'nin ilk ulusal doğal parkı da sular altında kalacak. * Munzur'a yapılacak hidroelektrik santrallerin üreteceği enerji çok az. Bilim adamlarının yalancısıyım ama; "Sarımsak eksek bu kadar ek gelir sağlar!" diyorlar. * Rüzgâr enerjisi elde etmek için devletin katkısı olmaksızın gerçekleştirilmek üzere, Enerji Bakanlığı'nın onayını bekleyen çevreye zararı sıfır olan rüzgâr santralleri projeleri bile, bu barajların üreteceği enerjinin on katı güçte.
|