|
|
Spor bülteni mi, futbol bülteni mi?
Futbol dışındaki olimpik branşlar, neden spor bültenlerinin yalnızca "jeneriğinde" görünüyor?
Spor muhabirliğimin ilk yıllarıydı. İlk kez İstanbul dışında bir göreve gidecektim. İstanbul'da başlayıp, Ankara'da tamamlanacak olan Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nu takip edecektim. Ama bisiklet sporu hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Bisiklet Federasyonu'ndan dokümanlar aldım. Bu sporla ilgilenen ağabeylerimden kuralları ve bu sporun inceliklerini öğrendim. Oralarda "cahil ve toy bir muhabir" olarak alaya alınmamak için günlerce "dersime" çalıştım. Ve tur sonunda 21 yaşında "çaylak" bir muhabirken "Turun En Başarılı Genç Muhabiri" olarak şiltle onurlandırıldım. O minicik şilt, meslek hayatımın "ilk ve en heyecan verici ödülü" olarak hala büfemi süslüyor. Fransa Bisiklet Turu'nu Eurosport'tan izlerken, gözümde o günler canlandı. Bir yandan da turu anlatan bayan spikeri dikkatle dinliyordum. Konuya hakimdi. Özel bilgiler veriyordu. Sporcuları iyi tanıyordu. Belli ki o da benim gibi "dersine" iyi çalışmıştı. Ama bir tek kelimesine, "rakım"a fena halde takıldım. Çünkü a'yı uzatmadan telaffuz ediyordu. "Bisikletçiler şimdi 1280 rakımda pedal çeviriyorlar" derken, yükseklikten mi, yoksa rakı sofrasından mı bahsediyor, belli değildi! Hazır söz bisiklet sporundan açılmışken, Fransa Bisiklet Turu'ndan CNN Türk, NTV, tv8 ve mtv dışında hiçbir spor bülteninde söz edilmediğini görüyorum. Futbol ve basketbol dışındaki olimpik branşlar bizim televizyonların spor bültenlerinin sadece "jeneriğinde" yer alıyor. Peki biz spor bültenlerinde neyi izliyoruz? "Uçurtma" transfer haberlerini... Çok merak ediyorum, bu bültenleri hazırlayan editörlere "Bisiklet sporunda arabayla adam çekmek nedir?" diye sorsam, içlerinden kaç tanesi doğru yanıt verebilir? (Meraklısı için doğru yanıt: Karşıdan gelen rüzgar bir bisikletçi için en zorlu rakiptir. Bazı ekip arabaları illegal olarak bisikletçinin önüne geçip, rüzgarını keserek, daha az eforla yol almasını sağlamaya çalışırlar. Bu, ceza gerektiren davranışa "arabayla adam çekmek" denir.) Aslında niyetim yazıyı burada bitirmekti ama gözümde bir başka anı canlandı, yazmadan edemedim: Bir televizyon kanalının spor servisinde spor editörü olarak çalışıyordum. Pazar günüydü. O gün koşulan Formula 1'in taze görüntülerini Reuters Ajansı'nın geçmesini beklediğim için gecikmiştim. Müdürüm gürledi: "Ne yapacakmışsın taze görüntüleri? Aynı arabalar, hep aynı şekilde dönüp, duruyorlar. Geçen yılın görüntülerini koysan, kim fark edecek ki?" Bu anlayışla yönetilen spor servislerinde Fransa Bisiklet Turu'nu kim sallar ki?
|