| |
Heey Piiişt! Gel gel, Tuzluk tuzluk!..
Özal dönemi ile patlayan yurtdışından Türkiye'ye gelen yabancıların (incoming) turları, beraberinde "dönüş uçakları"nın boş kalkmaması amacıyla başlatılan yurtdışına (outgoing) "kitle turları"nı geliştirdi. Bu süreci zorlukları, meşakkati kadar şamata gırgırıyla da en yoğun yaşayanlar turizmciler, özellikle de rehberler oldu. Şimdi ben bu rehberlerin arasından bir dostuma seslemek ve şöyle demek istiyorum izninizle; Beni çok güldürdün Cem Polatoğlu Allah da seni güldürsün. Baracuda Tur'un kaptanı şapkanla sohbetlerimiz de hep anlatırsın ya; " 70 ülke gezdim. 700 yıl yaşamış kadar insan ve olay biriktirdim" dersin ya hani. İşte bunlardan, hele de bizim insanımızın yaban ellerdeki turist hallerini senin gözünden küçümencik de olsa anlatmak isterim. Herkesin bu çok matrak, bir o kadar da düşündürücü portreyi, profili bilmesi gerek. Başlayalım mı?..
Türk turistinin profili Özal Dönemi zenginleri; Dil bilmezler, tur için ödedikleri parayla oteli ve rehberi de satın aldıklarını düşünürler, tuzluk isterken bile sizi "Heyy, pışşt gel gel... Tuzluk-Tuzluk" diye çağırırlar. Karıları konuşmaz, çocukları hiç susmaz. Ceplerinde 100 dolarlık tomarlar taşır ve herkese göstere göstere dolaşır, ekstra turların hepsine "neyse parası verelim" diyerek katılırlar. Anlattıklarınıza değil ama "efendiliğinize" (yağcılığınıza) not verirler. Genelde Milano, Paris gibi yerlere 2-3. kez giderler, rehbere ilk sordukları soru "Gucci, Emperio, Armani nerede?" dir. Disiplin "0" dır. Hep geç kalır, hiç özür dilemezler. Serbest zamanlarda alışverişte tercümanlık yapmanızı isterler. Bahşiş şahsına gösterdiğiniz "özel" ilgiyle sınırlıdır.
Dullar arasında Zengin Dullar: Dil bilmezler, Geziye en az 3-4 kadın arkadaş katılırlar, Otelin restoranında hep arka masalarda yer ararlar. Tüm eğlence turlarına katılırlar. Şehirde kaybolabilirler, yardım da istemezler ama özlerinde grup disiplinleri vardır. Neşelidirler, güler yüzlüdürler, biraz iltifat, biraz nezaket gönüllerini almak için yeterlidir. İyi bahşiş bırakırlar. Karı-Koca çalışan genç çiftler: Yazın "sejur" (deniz-kum-güneş), kışın kayak veya kültürel turları seçerler. Henüz "uzaklara" güçleri yetmediğinden Avrupacıdırlar.
Yandınız valla Ücretsiz olan şehir turlarının en ilgilileri ve bilgilileridir. Tura gelmeden en az sizin anlatacağınız kadar "derslerini" çalışmışlardır. Dil bilirler, ekstra turlara katılmazlar. Bazen astarı yüzünden pahalıya çıksa da, yollarda sürünseler de her şeyi kendileri "keşfetmek" isterler. Ne onlar rehberin, nede rehber onların adını ezberler. Eğer şikayet edecek bir şey buldularsa yandınız. Tüm internet sitelerinde, gazetelerin tüketici köşelerinde, TÜRSAB'da, Bakanlıkta dilekçeler en abartılı halleriyle dolaşır. Bahşişleri yoktur.
Gece dersleri Kız-kıza tatiller; Bazen grup halinde tura katılırlar, İlk soruları "gece nerede eğlenecekleri"dir. En popüler barlar ve restoranlar not edildikten sonra bir daha kendilerini havaalanı dönüş transferinde görürsünüz. Bahşiş mi? O da ne?.. Erkek-Erkeğe; çok nadir de olsa grup turlarına katılırlar. Gündüzleri değil ama geceleri rehberleri yanlarından ayrılsın istemezler. Bayii, promosyon grupları: Genellikle Anadolu'daki (erkek) bayilerdir.
Haydi başlayak gurban!.. Sochi, Yalta, Moldova, Pataya en gözde mekanlarıdır. Şehir turunu dahi istemezler. Bir an önce "iş" lerine bakmak isterler. Gidilen ülkenin sadece Oteli, lobisi, restoranı ve odası "görülecek yerler" arasındadır. Yarı vaktiniz pazarlıklar ve ara buluculuk, diğer yarısı anlaşmazlık çözücülükle geçer. En komik durum bazen tercümanlık yapmanızı istediklerinde ortaya çıkar. Karılarına söyle(ye)medikleri en romantik cümleleri elin fahişesine tercüme etmenizi isterler. Bahşiş niyetine "kadın" yolladıkları olur. Disiplin mi? peeh! Uçağı kaçırmasın yeter!..
Gezelim görelim!.. Emekliler; Çoğunluğu öğretmen veya asker emeklisidir. Çocuklarını iyi yetiştirmişlerdir ve şimdi "gezme" zamanıdır. Rehberlerin gözdesidirler. Biraz ilgi, biraz saygı onları mutlu etmeye yeter. Ellerinden geldiğince bahşiş bırakırlar. Çok disiplinlidirler. Zenginler Kulübü: İsmi zor telaffuz edilen yerler tercihleridir. En gözde mekanlarda, en bildikleri yemekleri yerler ama bilmedikleri en pahalı şarabı açtırırlar. Bazen şaraptan anlamasalar da "geri göndermenin" hazzını yaşamak isterler. 3, 4 günlük tura 4 bavulla çıkarlar. Dönüşte bavullarının içindeki ikiz bavullar devrededir. Ya hiç ya da abartılı bahşiş bırakırlar.
Ya hep ya hiç Sanatçı, Siyasiler: Asla grup turlarına katılmazlar, "tailor made" yani özel istek üzerine hazırlanan turları veya 5 yıldız otelleri tercih ederler. Bayram, yılbaşı v.s. gibi dönemlerde Paris, Roma gibi Türklerin yoğun olduğu bölgelere adım atmazlar. En iyi restoranlarda en iyi yemekleri seçerler. Standart şarap içerler. Ya hiç ya da bol bahşiş bırakırlar.
Bahşiş bol VIP, sosyete veya elitLER: Birkaç dili birlikte konuşabilirler, onlar da "tailor made" turları veya butik otelleri tercih ederler. Bildikleri şarapları ısmarlarlar. Turda hediyelik eşya dışında hiç alış-veriş yapmazlar. Alışveriş için ekstra yurtdışına çıkarlar, İyi bahşiş bırakırlar.
|