|
|
Fenerbahçe kıyısında özel bir lezzet durağı
Park Restoran, son zamanlarda yiyecek içecek mekanları gelişen Fenerbahçe'de mülkiyeti uluslararası krize yol açan Assompsion Kilisesi'nin karşısında yer alıyor
Akdeniz ülkesi olmanın en belirgin özelliklerinden biri insanların akşam yemeklerini genellikle dışarıda yemeleri sanırım. Komşumuz Yunanistan'dan başlayarak da Portekiz'e kadar tüm güney Avrupa ülkelerinde insanlar akşam olduğunda kendilerini sokaklara atarlar, keselerine uygun bir yer bulur, karınlarını doyururlar. "O ulusların tuzu kuru. Dışarıda yemek yiyecek paraları var", dediğinizi duyar gibiyim. Bence bu zenginlik fakirlik meselesi değil. Alışkanlık; bir yaşam biçimi. Kuşkusuz bu, zincirleme bir gelişmeyi de beraberinde getiriyor. Dışarıda yemek yiyenlerin sayısı arttıkça, restoranlar daha fazla ciro yapıyor, kar oranlarını daha düşük tutabiliyor. Ayrıca lokantada yemek yeme kültürleri geliştikçe, müşteriler daha seçici oluyor. Bu sayede daha kaliteli ve daha ucuz yemek yenebilecek yerler öne çıkıyor. Aslında bizde, hiç değilse İstanbul'da, özellikle de havaların iyice ısındığı bugünlerde durum herhangi bir Akdeniz ülkesinden farklı değil gibi görünüyor. Ne var ki bizde gece trafiği genellikle yemek yenecek yerlerde değil, yemeğin ardından gidilen barlarda yoğunlaşıyor. İstanbul'un bir özelliği de yemek yenen ya da yalnızca bir kadeh içki için gidilen mekanların, birkaç yılda bir farklı semtlerde yoğunlaşması. Bu yaz da restoran ve eğlence yerlerinin odaklandığı semtlere Fenerbahçe, Kalamış, Beyoğlu'nun alt kesimleri ile Galata'da da ekleniyor. Fenerbahçe'de bu hafta sizleri götüreceğim Park Restoran, yeni bir yer değil. Ancak yakın çevremden son zamanlarda buranın el değiştirdiğini ve yemeklerinin iddialı hale geldiğini duydum. Gerçek bir lezzet avcısı olarak, iyi yemeğin izinden değil Fenerbahçe'ye, dünyanın öbür ucuna bile giderim. Yeter ki sonuçta mutlu olabileyim. Park Restoran, Fenerbahçe'de Dalyan Kulüp tarafından kullanılan ve bugünlerde asıl sahipleri olan Assompsion Kilisesi'ne geri verilmesi için bakanlar kurulu kararı çıkarılmak üzere olan, eski manastır arazisinin karşısındaki Park Residence'in alt katı ve bahçesinde yer alıyor. Bahçenin en uzak köşesinde ise bir zamanlar diskotek olarak kullanılan, kalın duvarlı eski bir yapı var. Burası bugün restoranın kışlık bar kısmı. Yaz için dışarıda yeni bir bar yapılmış.
SALATALARA DİKKAT Park Restoran'ın basit bir menüsü var. İştah açıcılar ve salatalar; makarna ve sandviçler; ana yemekler; tatlı ve meyveler menünün ana başlıkları. 10 çeşitle iştah açıcılar ve salatalar, menünün en zengin kısmını oluşturuyor. Limon kabuklu sirke ve parmesan peyniri ile tatlandırılmış roka salatası; salatalar arasında klasikler arasında mevsim, Sezar, Nisuaz salataları ve Van peyniri, ızgara piliç dilimleri ile zenginleştirilmiş, restoranın adını taşıyan park salata, en dikkati çekenler. Bu bölümde ayrıca Çin böreği, domatesli mozzarella peyniri, dana carpaccio gibi iştah açıcılar da yer alıyor. Yemek saati dışında bar için gelindiğinde atıştırmak için uygun kulüp sandviç, tavuklu sandviç, yanında tabule ve patates kızartması ile servis edilen cızbız köfte öneriliyor. Makarnalar arasında ise yine İstanbul lokantalarının onda dokuzunun menüsünde yer alan "penne arabiatta", fesleğenli "penne verde" göze çarpanlar arasında. Park Restoran'ın ana yemekler menüsü, yoğurtlu kebap ve Viyana usulü schnitzel dışında sadece ızgara etlerden oluşuyor. Bonfile, rokfor soslu ve şarap soslu ve Cafe de Paris soslu olmak üzere üç çeşitle temsil ediliyor. Ayrıca şiş kebap da menünün et yemekleri arasında. Izgara tavuk göğsü ile köri soslu piliç de kanatlıların ana yemek menüsüne katkıları olarak dikkati çekiyor.
BÜTÜN YEMEKLER LEZZETLİ Burada, restoranların menülerinin ana yemek bölümünü ızgara etlerden oluşturmalarını doğru bulmadığımı belirtmek isterim. Izgara etler, bir köfteciye ya da et lokantasına uygun olabilir. Ama bir restoranda müşterilerin ızgarada pişirildikten sonra, üzerine herhangi bir sos gezdirilerek servis edilen yiyeceklerden daha rafine, emek ürünü yemekler beklemeye hakları olduğunu düşünüyorum. Ancak Park Restoran'ın hiç değilse salataları taze, etleri de gereği gibi pişirilmiş sunması, bütün yemeklerin lezzetli oluşu, bu kusuru unutturuyor. Tatlı menüsünde yer alan çikolatalı sufle, çikolatalı krep, çikolatalı brownie gibi tatlıların yanı sıra çok başarılı bulduğum sakızlı fırın sütlaç, menünün en renkli bölümünü teşkil ediyor. Park Restoran'ın oldukça mütevazı bir şarap menüsü var. Daha çok Kavaklıdere şaraplarını içeriyor menü. Fiyatlar da oldukça uygun. Yemekler, genelde sakin bir ortamda, iyi seçilmiş, insanı rahatsız etmeyen CD müziği eşliğinde yeniyor. Ancak cumartesi akşamları canlı müzik de var. Ben haftaiçi bir akşam gittim. Bana, canlı müziğin de yeme kte sohbeti olumsuz etkilemeyecek türden olduğ u söylendi. Özetle, bu yaz İstanbul'un yiyecek içecek sekt örü açısından en hızlı gelişen semtlerinden biri ol an Fenerbahçe'de, fazla iddialı olmayan, yemekle ri lezzetli, servisi düzgün bir restoran, Park...
Deniz Erbil
|