|
|
|
|
|
Babıâli'nin jurnalcileri
|
|
Sansürün kaldırılışı yalnızca basının değil toplumun da özel bayramı... Ama baskıdan uzak basının ne çilesi ne de de gücü bitiyor
Sansürün kaldırılışının 96. yılı. Geçmişte kapatılan gazeteler, yakılan matbaalar, hapse atılan gazeteciler fikir hürriyetinin bedelini en ağır şekilde ödediler. Ancak bir de bundan yararlanıp fikrini, köşesini hatta gazetesini iktidarlara peşkeş çekenler var. Kimi patron, kimi sermuharrir, kimi de muharrir. Hepsinin ortak yanı jurnalci yani muhbir oluşları. Türk basın tarihinde ilk sansür Ali Kararnamesi ile 11 Mayıs 1876'de uygulanmıştı. Gazetelerin, yayınlamadan önce denetlemesini emreden bu kararnameye direnişler de başlayacaktı. Basiret Gazetesi bu uygulamanın başlamasını şu ilanla duyuruyordu: "Matbaamızda makine bozulduğundan, gazetemiz birkaç gün yayınlanmayacaktır." Sabah Gazetesi ise sansürün ilk uygulandığı günde yazıların yerini boş bırakarak yayınlanıyordu. Ancak bu direnişler kararın uygulanmasını ortadan kaldırmayacak, sansür her dönemde basında görülecekti. İstibdat döneminin jurnalcileri arasında bürokrattan askere, validen kaymakama kadar her türlü makam ve rütbeden kişi vardır. Özellikle II. Abdülhamid dönemini kapsayan zaman içinde jurnalciliği ikinci bir meslek olarak edinen ve muhbirlik görevleri menfaat karşılığı yerine getirenler, nice dürüst ve namuslu devlet erbabının da ocağını söndürmüştü. Çeşitli kaynaklar istibdat döneminde hafiyelik kadrosuna bağlı yaklaşık 20 ile 30 bin arasında muhbir bulunduğunu belirtmektedir. Bu büyük rakamın içinde yer alan jurnalci gazete sahibi, muharrir ve muhabirlerin sayısı ise 100'ü aşkındır. İçlerinde gazeteciliğin piri sayılan kahramanlar kadar, mürettiplerde (dizgici) bulunmaktadır. Büyük bir bölümü yakılıp yok edilen jurnallerin dışında mevcut kayıt defterlerinden tespit edilen bazı basın mensupları şunlardır: Ahmet Samim (İsdibdatta jurnalci, Meşrutiyet'te vatanperver oldu), Abdullah Cevdet Bey (Saraya yakın, mürekkebine menfaat ve siyaset için kalem batırdı), Mihran Efendi (Çeşitli gazetelerin sahipliğini yaptı. Jurnalci patronlar arasında yer aldı), Ahmet Ziya Bey (Gazete muharrirlerindendi), Apik Bey (Levant Gazetesi muharriri idi), Ahmet İhsan Bey (Servet-i Fünun Mecmuası sahibi, muharrir), Ohannes Ferid Bey (Vatan Kütüphanesi'nin sahibi), Tevfik Bey (Malumat ve Servet Gazeteleri'nde muharrir ve muhabirlik görevlerinde bulunmuştu), Şaban Bey (Gazete mürettibi, dizgici), Tahir Bey (Malumat ve Servet gazetelerinin sahibi), Ali Saip Bin Hüsnü (Doktordu, aynı zamanda Fedai, Millet gazetelerini çıkardı).
TEVFİK BEY'İN JURNALİ Malumat ve Servet gazetelerinde yazarlık yapan Tevfik Bey, Viyana Büyükelçiliği'nde görevli diplomat Ömer Fevzi Bey'in kaçışını Mabeyn Hümayun Başkatipliği'ne verdiği jurnalde şöyle anlatmıştı: "İkinci ordu hümayuna ait taburlardan birinin mülazımı iken validesi Zarife Hanımla pederinin teşviki ile Mısır'a firar eden Ömer Fevzi Efendi askeri kaçaklardandır. Hükümet tarafından derdest edilip İstanbul'a gönderileceği burada duyulduğunda akrabası Bedirhan Paşazade Abdurrahman ile geçen hafta Cenevre'ye firar etmiştir. Ramazan'da validesi ile hemşiresi de Mısır'a gelmişlerdi. Validesinin biraderi Trablus mutasarrıfı Bedri Paşa'nın damadı olup firarilerden Salih Efendi ile oturuyorlar. Ömer Fevzi Efendi'nin saraya karşı çıkışında pederi Arif Bey etkili olmuştur. Ömer Fevzi Efendi'nin Avrupa'daki masrafları ise pederi tarafından burada bulunan validesine gönderilmiştir. Durumu ehemmiyetle arz ederim Efendim. Malumat ve Servet gazeteleri muharriri Kahire'de bulunan Tevfik."
YURTDIŞINDAN HABER "Bendeniz İtalya Polis hafiyelerindenim. Şu sırada anarşistlerin hareketlerini takip için Londra'da bulunuyorum. Burada tesadüfen, bir fesat cemiyetin çalışmalarını keşfettim. Merkez icraatı Dersaadet'te olup, burada da şubesi vardır. Türkler'le Ermeniler'den mürekkep olan bu cemiyetin çalışmalarını çarşamba akşamı Hamburg'a gitmek zorunda olduğumdan takip edemeyeceğim. Ben tahkikatımda bir genç İsviçreli'nin hizmetinden istifade ediyorum. Fiyat konusunda aramızda elbette itilaf hasıl olur. Bu parayı memuruma vereceğim. Londra 8 Temmuz 1901-Andrerosi." Jurnal Paris Sefiri Salih Bey'e gönderilmişti ve Salih Bey bu jurnalin bir suretini Mabeyn Hümayun Başkatipliği'ne göndererek durumun incelenmesini istemişti.
|
|
|
|
|
|
|
|
|