kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yuksel Aytug @ SABAH
 
"Hayran" olmak böyle bir şey...
Gillian, Erdoğan'a karşı
GAF oloji
Alt Yazı

"Hayran" olmak böyle bir şey...

Bir televizyon karakterine "hayran" olup, tutkuyla bağlanmak nasıl bir şeydir? Merak edenler okusun...

BU köşede sizlere her pazartesi okurlarımızdan gelen mektupları sunuyorum. Bu kez mektubumuz biraz uzun olacak. Zira "yarışma kahramanlarının nasıl aile bireylerinden biri haline geldiğini" ya da nasıl tutkuyla bağlanılan "ilahlara" dönüştüğünü örneklemesi açısından önemli. Okurumuz, mektubunu Barış'a adamış. Ama emin olun ki, Tolga, Özgür, Pınar, Cenk, Timuçin ve diğerleri için de benzerlerini kaleme alan "bağrı yanık" okurlarımız var.

***

İçinde bulunduğum durumu anlayabilecek, iletişim kurabileceğim en yakın sizi gördüm. Ben 42 yaşında bir sınıf öğretmeniyim. İki tane üniversitede okuyan evladı olan bir anneyim. Sorun Akademi Türkiye, Barış özlemi ve çok büyük duygusal çöküntü. Tahmin ederim ki benim gibi yüzlercesinden çeşitli yollarla benzer yakınmalar almışsınızdır. Fakat yarışmadan sonra konuyla ilgili haber alınabilecek tek ilgili ve bilgili kişi konumundasınız. Bunun için gösterdiğiniz anlayış ve çaba için size teşekkür ederim. Duyarlı bir insansınız. Yarım yüzyıla yakın yaşamımda ilk kez böyle bir duygu yaşıyorum. Dört ay boyunca gözümü kırpmadan, uykusuz günler ve geceler geçirerek, Barış için yarışmayı izledim. Okula gitmek dışında bütün sosyal yaşantımı zevkle iptal ettim. Çocuklarımın ÖSS sınavına girdikleri zamanlarda bile etmediğim kadar Barış'ımın birinci olması için dualar ettim. O, her haftanın birincisi seçildiği, koltuktan kalktığı haftalarda (belki güleceksiniz) hayırlar dağıttım, oruçlar tuttum. Kurban olsun onun o güzel gözlerine, güzel gülüşüne, kaşına, saçına, sesine. Haddimi ve bütçemi çok çok aşan paralar vererek, gerektiğinde ihtiyaçlarımızdan kısarak yüzlerce, hatta abartısız binlerce kontör gönderdim. Feda olsun, onun o son gece döktüğü her damla gözyaşına kurban olsun. Umurumda bile değil. Sonuçta yüreği sevgi dolu, gönül gözüyle bakan binlerce fikirdaşımla birlikte onu birinci yaptık. Yapmasına yaptık da şimdi ne oldu? Onu tamamen kaybettik sanki. Televizyonda yok, gazetelerde yok. Peki bizim ödülümüz bu mu olacaktı? Yarışma bittiği geceden beri atv ve mtv sanki cezalıymışız gibi onunla ilgili ne bir haber yayınlıyor ne bir görüntüsünü veriyor. Şimdi neredeyse 10 gündür onu görememenin, sesini duyamamanın yoğun duygusallığı ile kendimi öksüz, yalnız ve yarım hissediyorum. Tüm yarışma boyunca performanslarını hatta evde söylediği şarkıları bile kasetlere kaydettim, gazetelerde çıkan her resmini kestim sakladım. Şimdi onlarla avunuyorum. Dün sizin köşenizde okudum. 9 Temmuz'da Ereğli'de konseri varmış. Oğlumu kandırabilirsem gidip onu orada göreceğim. Başka çaresi yok. Bundan sonra Barış nerede, biz orada. Bu yaşadıklarımı okuyunca belki de "A be kadın başka işin gücün yok mu?" diyeceksiniz. Ama elde değil. Bu da bir çeşit aşk. Bir evlada, bir dosta duyulan, karşılıksız, çıkarsız, bir aşk. Yüksel Bey, ben Barış'ımın çok iyi yerlere geleceğine inanıyorum, hatta bunu biliyorum. Biz her zaman Barış'ın destekçisi ve takipçisi olacağız. Sizden tek ricam ne olur Barış adına yapılan işlerin siz de takipçisi olun. Oğlumu kurtlar sofrasında yalnız bırakmayın. Layık olduğu yere gelmesine engel olunmasın. Bizleri habersiz bırakmayın. Eğer Barış'ımla görüşürseniz, onunla konuşursanız, Yalova'da bir ablası olduğunu söyleyin. Onu çok sevdiğimi de...

Bu şiir Barış'a:
Şarkılar sesinle renklendi,
Sustu bülbüller, dinledi.
Güneş bile sen gülünce,
Utandı, sönüverdi.

Sonsuz denen boşlukta,
Bir yıldız belirlendi.
Görmedi evren böylesini,
Adına BARIŞ dendi.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 atv'de yaz transferlerine devam   / 17-07-2004
 Spor bülteni mi, futbol bülteni mi?   / 16-07-2004
 Futbol bülteni mi   / 16-07-2004
 İhaleyi almakla iş bitecek mi?   / 15-07-2004
 Hülya Avşar ve medya ilişkileri üzerine   / 14-07-2004
 "Dışa açılmak" diye buna denir   / 13-07-2004
 "Hayran" olmak böyle bir şey...   / 12-07-2004
 'Hayran' olmak...   / 12-07-2004
 İkinci Bahar geldi, geçti...   / 11-07-2004
 Ey belgeselciler neredesiniz?   / 10-07-2004
YÜKSEL AYTUĞ
Aman protokol hırsızlarına dikkat!
Atatürk...
Özel davetlere mekân olacak
Özel davetlere mekân olacak
Beşiktaş Spor Kulübü'nün eski başkanı Serdar Bilgili'nin de ortağı...
Fanta Festivali'nde son gösteri bu gece
Fanta Festivali'nde son gösteri bu gece
Müziksever gençleri sevdikleri sanatçılarla bir araya getirmeyi...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.