kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yuksel Aytug @ SABAH
 
Ey belgeselciler neredesiniz?
Onlar kapris yapmıyor
Müzik kulağımız gelişti
Yollarda "zuzu" satışı patladı
GAF oloji
Alt Yazı

Ey belgeselciler neredesiniz?

Tony Blair'in biyografisini History Channel'da izlerken kafamın içinde hep bu soru dolaştı

Hıstory Channel'daki Tony Blair belgeselini büyük bir hayranlıkla izledim. Belgesel, genç yaşta İngiltere Başbakanı olan ve doğallığı, karizması, aile babası görüntüsüyle milyonları etkileyen Blair'in adeta MR'ını çekmişti. Biyografi pek çok kimse için sürprizlerle doluydu. Örneğin dindar, tutucu ve mazbut bir aile babası olarak izlediğimiz Tony Blair, gençliğinde tam bir "çiçek çocuğu" imiş. Kendisine Rolling Stones grubunun solisti Mick Jagger'ı örnek alırmış. (Tony Blair'i o yıllarda omuzlarına kadar inen saçlarıyla gördüğümde şoke oldum) Lise hayatı ise tam bir "problem çocuk" olarak geçmiş. O yıllarda İngiliz eğitim sisteminin dayak dahil pek çok sert disiplin kuralına baş kaldıran, saç uzatan, kıyafet yönetmeliğine uymayan Tony Blair'in Oxford'a girdikten sonra nasıl "ehlileştiğine" doğrusu çok şaşırdım. İnanmakta güçlük çektiğim bir başka konu ise daha başbakan olmadan dostluğunu kazandığı, dönemin ABD Başkanı Clinton'la benzerlikleri ve etkileşimleriydi. İkisi de hukukçu eşlerinin desteğiyle bu yerlere gelmişlerdi. İkisi de hırslı ve idealistti. Öyle ki, bir televizyon programında her iki liderin de konuşmaları birbiri ardına ekrana taşınınca, sürekli olarak aynı cümleleri kurdukları ortaya çıkmıştı. Belgesel boyunca başta Bil Clinton ve George W.Bush olmak üzere Tony Blair'in pek çok ünlü dostu, onun hakkındaki fikirlerini "en samimi şekilde" dile getirdiler. Blair'i mutfakta karısına yardım ederken, çocuklarına ders çalıştırırken izlemek de son derece ilginçti. Belgesel bittiğindet, "Nerede bizim belgeselcilerimiz?" diye kendi kendime sormadan edemedim. Clinton'un Beyaz Saray'a veda ettiği günlerde ekrana gelen ve hortumla limuzinini yıkadığı o sıcak ve neşeli görüntüleri de hatırladığımda, "Niye bizde böylesi yapılamıyor?" diye hayıflandım. Acaba bizim siyasetçilerimiz mi çok soğuk ve mesafeliydi, yoksa belgeselcilerimiz mi girişken değildi... Ben yıllardır Demirel'i, Ecevit'i hatta Tayyip Erdoğan"sadece insan yönüyle" anlatan belgeselleri izlemek istiyorum. Onlar öldükten sonra "görev icabı" yapılan anma belgesellerini değil...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 atv'de yaz transferlerine devam   / 17-07-2004
 Spor bülteni mi, futbol bülteni mi?   / 16-07-2004
 Futbol bülteni mi   / 16-07-2004
 İhaleyi almakla iş bitecek mi?   / 15-07-2004
 Hülya Avşar ve medya ilişkileri üzerine   / 14-07-2004
 "Dışa açılmak" diye buna denir   / 13-07-2004
 "Hayran" olmak böyle bir şey...   / 12-07-2004
 'Hayran' olmak...   / 12-07-2004
 İkinci Bahar geldi, geçti...   / 11-07-2004
 Ey belgeselciler neredesiniz?   / 10-07-2004
YÜKSEL AYTUĞ
Aman protokol hırsızlarına dikkat!
Atatürk...
Özel davetlere mekân olacak
Özel davetlere mekân olacak
Beşiktaş Spor Kulübü'nün eski başkanı Serdar Bilgili'nin de ortağı...
Fanta Festivali'nde son gösteri bu gece
Fanta Festivali'nde son gösteri bu gece
Müziksever gençleri sevdikleri sanatçılarla bir araya getirmeyi...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.