|
|
Ey belgeselciler neredesiniz?
Tony Blair'in biyografisini History Channel'da izlerken kafamın içinde hep bu soru dolaştı
Hıstory Channel'daki Tony Blair belgeselini büyük bir hayranlıkla izledim. Belgesel, genç yaşta İngiltere Başbakanı olan ve doğallığı, karizması, aile babası görüntüsüyle milyonları etkileyen Blair'in adeta MR'ını çekmişti. Biyografi pek çok kimse için sürprizlerle doluydu. Örneğin dindar, tutucu ve mazbut bir aile babası olarak izlediğimiz Tony Blair, gençliğinde tam bir "çiçek çocuğu" imiş. Kendisine Rolling Stones grubunun solisti Mick Jagger'ı örnek alırmış. (Tony Blair'i o yıllarda omuzlarına kadar inen saçlarıyla gördüğümde şoke oldum) Lise hayatı ise tam bir "problem çocuk" olarak geçmiş. O yıllarda İngiliz eğitim sisteminin dayak dahil pek çok sert disiplin kuralına baş kaldıran, saç uzatan, kıyafet yönetmeliğine uymayan Tony Blair'in Oxford'a girdikten sonra nasıl "ehlileştiğine" doğrusu çok şaşırdım. İnanmakta güçlük çektiğim bir başka konu ise daha başbakan olmadan dostluğunu kazandığı, dönemin ABD Başkanı Clinton'la benzerlikleri ve etkileşimleriydi. İkisi de hukukçu eşlerinin desteğiyle bu yerlere gelmişlerdi. İkisi de hırslı ve idealistti. Öyle ki, bir televizyon programında her iki liderin de konuşmaları birbiri ardına ekrana taşınınca, sürekli olarak aynı cümleleri kurdukları ortaya çıkmıştı. Belgesel boyunca başta Bil Clinton ve George W.Bush olmak üzere Tony Blair'in pek çok ünlü dostu, onun hakkındaki fikirlerini "en samimi şekilde" dile getirdiler. Blair'i mutfakta karısına yardım ederken, çocuklarına ders çalıştırırken izlemek de son derece ilginçti. Belgesel bittiğindet, "Nerede bizim belgeselcilerimiz?" diye kendi kendime sormadan edemedim. Clinton'un Beyaz Saray'a veda ettiği günlerde ekrana gelen ve hortumla limuzinini yıkadığı o sıcak ve neşeli görüntüleri de hatırladığımda, "Niye bizde böylesi yapılamıyor?" diye hayıflandım. Acaba bizim siyasetçilerimiz mi çok soğuk ve mesafeliydi, yoksa belgeselcilerimiz mi girişken değildi... Ben yıllardır Demirel'i, Ecevit'i hatta Tayyip Erdoğan'ı "sadece insan yönüyle" anlatan belgeselleri izlemek istiyorum. Onlar öldükten sonra "görev icabı" yapılan anma belgesellerini değil...
|