Boşanma Hakkı
Katolik bir ülke olan İtalya'da 30 yıl önce boşanma yasasını iptal etmek için yapılan referandum kutlandı
İtalya Katolik bir ülke ve pekçok Katolik için de boşanma halen psikolojik bir travma. İtalya'nın bundan 30 yıl önce boşanma yasasını iptal etmek için yapılan referendumdan yüzde 51 oranında bu yasa lehinde oy kullanarak dini bir görüşün devletin yasalarına nüfuz etmesini önledi. Katolikler için Tanrı önünde yapılan evlilik ancak kilise tarafından bozulabiliyor. İtalyan feministlerinin ve demokratlarının 30 yıl önce yaptığı mücadele bu hafta içinde hem İtalyan basınında hem de radyo ve televizyonlarda anıldı ve bu referendum İtalya'nın laikliğe attığı bir adım olarak kutlandı.
İtalya'ya ilk geldiğim yıllarda beni en çok şaşırtan birlikteliklerin hep bir "fidanzamento" (nişanlanma) niteliğinde olmasıydı. Saf saf "Kaç yıldır nişanlısınız?" gibi bir soru sorduğunuzda da alacağınız yanıt 1-2-3 yılın yanı sıra 10-15 yıl gibi rakamlara ulaşabiliyordu. Tabii daha da meraklıysanız "Ne zaman evleneceksiniz?" gibi münasebetsiz ve yanıtsız bir soru da sorabilirsiniz. Neyse kısa zamanda nişanlanma olayının İtalyanlar'da farklı bir anlam taşıdığını öğrendim. Aslında bizim anladığımız anlamda nişanlanma ile evlilik arası öyle havada asılı bir durum. Yıllardır kendi anne babalarının evlerinde oturup nişanlı kalan insanlar da var. Boşanmanın getirdiği zorlukların İtalyanlar'da yarattığı sorumluluktan kaçma ve nişanlılık dönemini süründürme psikolojisi inanılır gibi değil.
BOŞANMAK KOLAY DEĞİL İtalya'da halen boşanmak yıllar ve yıllarca sürebiliyor. Bizde çok kullanılan "Hakim bir celsede boşadı" sözünü burada duymak olanaksız gibi. Bir akşam bizi dostları ile beraber yemeğe davet eden bir İtalyan çok güzel el işlemeli bir komo'yu merakla inceleyen konuklarına yarı hüzün yarı nükte karışık bir ifadeyle "O komonun içinde boşanma davamla ilgili dosyalar var" demişti. Boşanma davası ile ilgili dosyaların yer aldığı komo orada bir kutsal emanet gibi duruyordu. Bugün elbette İtalya'da boşanan insanların profili değişti.
Bu konu üzerine el kitapları yapıldı. Uzmanlara göre erkeğin klozeti kapamayı unutması ya da kadının banyoyu uzun süre işgal etmesinin eşleri rahatsız etmesi ile boşanma süreci başlayabiliyor. Eşlerde görülen, alerji, egzema, astım gibi rahatsızlıkların da tahammülsüzlüğün ilk belirtileri olduğu bildiriliyor. İtalyanlar'ın her şeyde bir eğlence aradıklarına eskiden beri kaniyim. Bunda bir kötülük de yok. Romalı ünlü boşanma avukatı Wanda Lops işi iyice büyütmüş. Boşanma davalarını kazandıktan sonra bir de "divorce-party" düzenliyormuş. En son Sicilyalı bir iş adamı eşinden ayrıldıktan sonra bir parti düzenlemiş ve bir striptiz firmasına başvurmuş. Kim gelse beğenirsiniz, eski eşi.
Sicilyalı "Vay sen çalışıyor musun?" dedikten sonra yaptığı ilk iş eşinin nafakasını düşürmek olmuş. Boşanan insanlar üzerine kurulu yeni iş düzenleri de var. Seyahat acentaları, güzellik enstitüleri boşanma stresini üzerinden atabileceğiniz yüzlerce program sunuyor. Madalyonun öbür yüzüne de bakmak lazım. Orta sınıftan insanların, ayrıldıktan ve boşandıktan sonra yeni fakirler haline dönüşmesi... Çift ev, çift kira, çifte masraflar yüzünden boşanmalarına rağmen aynı çatıyı paylaşmaya devam edenlerin sayısının arttığı belirtiliyor.
|