Şehir ve adam
Meşum haberi aldığımda artık varolmayan ama beni şekillendirmiş bir İzmir, daha doğrusu Alsancak'la ilgili sahneler bir film şeridi gibi aklımdan geçiverdi. Bu sahnelerde, ağabeyimin okuldan arkadaşı, sonra vefalı bir dostu olan, benimse genellikle uzaktan izlediğim ama hep bildiğim Piriştina'nın ne kadar çok yer aldığını da ancak o zaman idrak ettim. Açık hava sinemasından sonra yapılan kantin sohbetlerinden, Plaza'da Ankara Sanat Tiyatrosu oyuncuları ya da Metin Akpınar'la veya TİP'lilerle sabahlara dek süren tartışmalara hatırlanacak çok şey vardı. Solculuğunun ciddiliği, inancının gücü etkileyiciydi. Siyasete girmiş olması, çökmekte olan şehre yeni bir enerji getirmesi heyecan vericiydi. Geçen yıl bir yemekte şehri daha da ilerilere götürmek için neler yapılabileceğini anlatırken, tüm yorgunluğuna rağmen saçtığı enerji bulaşıcıydı. Haberin ardından kepenk kapatan esnafı, müzik çalmamaya karar veren eğlence yerleri, Karşıyaka'daki ya da Mustafabey'deki eve koşanlarıyla İzmir yalnızca bir Başkan'ı yitirmediğini gösterdi. "Babasının öldüğü yaşta" ölen kişi içlerinden birisi, kendileriyle hayatı paylaşan bir hemşehrileri, 40 yıllık bir arkadaşının deyişiyle "sapına kadar delikanlı" bir adamdı. İzmir'in önde gelen ailelerinden birisinin oğluydu. İmtiyazlı konumunda rahatlıkla yaşayabilirdi. Siyaseti bu konumu sürdürmenin yolu olarak değil, başkalarının da benzer fırsatlara sahip olmasının önünü açmak için seçtiği belliydi. Bu bakımdan Piriştina tam bir kamu hizmetkarıydı. Türkiye'nin bireyleşmeyi en yüksek düzeyde başarmış, demokrasiye ve liberal değerlere en açık şehrine layık bir siyasetçiydi. İzmir'in tarihsel kimliğini, çeşitliliğe verdiği kıymeti yansıtan bir insan, bir başkandı.
Yazgısı izin vermedi Kendi seçkin çevresiyle, sınıfsal konumunun çok dışında kalan insanlarla kurabildiği ilişki başarısının ve kendisine gösterilen sevginin temelindeydi. Yaptıklarında hep gençliğinden beri inandığı sol siyasetin felsefesi ve inancıyla hareket etti. Şehrin tüm insanlarına ama özellikle kaybedenlerine hizmet verdi, onları kentli yapacak adımları attı. Piriştina'nın başarısının sırrı da herhalde buradaydı. Şehrin sakinleri arasında ortak bir payda yaratabilmeyi başarmıştı. Ahmet Piriştina CHP'nin kepaze olduğu belediye seçimlerinde İzmir'de Baykal'a rağmen açık farkla kazanmıştı. Türkiye'deki sosyal demokrat siyasetin üretebildiği az sayıdaki iyi, becerikli ve başarılı siyasetçiden biriydi. Belki de en önde geleniydi. Türkiye'nin geleceğinde yerini alacağını düşünmek bile bende büyük heyecanlar, umutlar uyandırıyordu. Yazgısı buna izin vermedi. Film şeridi koptu. Bilgi Üniversitesi'nde bugüne kadar tanıdığım en fırlama öğrenci olan oğlu Levent'in düğününe 3 gün kala kızı Zeynep'e, şehrine, dostlarına, hemşehrilerine veda etti. Artık sevgili eşi Mine Hanım'la sokakta elele yürürken gördüğümde selam verip iki çift laf etmek mümkün olmayacak. Ne acı...
|