Redgrave yerine Leslie Caron
Şef Lorin Maazel'den sonra yılların başarılı sinema ve tiyatro oyuncusu Leslie Caron'u, Aya İrini'de görmek gerçekten büyük bir sürprizdi. Yeni haber aldığı NATO Zirvesi'ni protesto etmek için, aylarca önceden tüm anlaşmaları yapılmış bir programı aksatmak ve İstanbul'a gelmekten vazgeçmek isim sahibi bir sanatçıya ne kadar yakışıyor, dikkatinize sunuyorum. Politik görüş sahibi olmak başkadır, bir sanatçı olarak görevlerini yerine getirmek başka. Vanessa Redgrave bence büyük bir hata yaptı ve -eğer varsa- tüm sempatisini yitirdi. Alelacele teklif yapılan Leslie Caron'un doğal sempatikliği, anlatışındaki içtenlik, doğru seçimin aslında Fransız yıldız olduğunu da gösterdi. Camille Saint-Saens'ın o hep sevilecek "Hayvanlar Karnavalı"nı Caron öylesine renkli yorumladı ki festivalin en unutulmayacak sanatçılarından biri oldu. Prokofiev'in "Peter ve Kurt" masalı da müziğe uyarlanmış değerli eserlerden biridir. Ama Hayvanlar Karnavalı'nın en gencinden, en yaşlısına tüm müzikseverler üzerinde bir bahar günü sevinci etkisi vardır. Leslie Caron'u 1959 yapımı "Gigi" adlı filmden hatırlıyoruz. DVD formatında yeniden basılan bu film, sinemaseverlerin koleksiyonuna çoktan katıldı bile.
MOZART'IN OPERASI Şimdi 7-8 Temmuz günlerinde AKM'de sergilenecek "Cosi Fan Tutte"yi merakla bekliyorum. Üç buçuk saat süren bu opera, ülkemizde, "Bütün Kadınlar Böyle Yapar" ismiyle de tanınıyor. Bir eleştirmen Mozart için "O, bir yıldızdı. Tanrı, onu insanlara gerçek müziği tanıtmak için yolladı. Sonra aynen bir yıldız gibi gökyüzüne geri aldı" demişti. 36 yıllık ömründe 600'ün üzerinde eser besteleyen Mozart'ın en sevilen eserlerinden biridir, bu opera. Ülkemizde çok az sahnelenmiştir. Şimdi, bir İtalyan prodüksiyonu olarak İstanbul'a geliyor. Mozart'ın metin yazarı Lorenzo Da Ponte ile son ortak çalışması Giorgio Strehler yapımı olarak, Piccolo Teatro di Milano sanatçılarının yorumuyla festivalin en önemli gösterilerinden biri olarak sahnelenecek. Orkestrayı Arnold Bosman yönetecek ve Fondazione Petruzelli di Bari Orkestrası ve Korosu sanatçılara eşlik edecek. Cosi Fan Tutte'yi sahnede ilk kez izleyeceğim, birçok müziksever gibi. Operanın CD kaydını tekrar dinledim. İstanbul Müzik Festivali'nin kapanışı mükemmel olacak. Biraz da yaklaşan Caz Festivali'nden söz edelim. Kerem Görsev geçenlerde "En fazla Bobby McFerrin konserini merak ediyorum" dedi. 10 kez Grammy alan ve 20 milyonun üzerinde albüm satışına ulaşmış bir sanatçı, McFerrin. Nedense, şarkı söylemekten çok müzik aletlerinin sesini taklit eden bu tarz, beni çekmiyor. Meraklısı, yeni flamenko hareketinin öncüsü Paco de Lucia'nın, vurmalı çalgılar ustası Burhan Öçal'ın da katılımıyla vereceği konseri kaçırmasın. Benim izlemeyi planladığım konserler:
1- Son yılların parlayan genç piyanistlerinden Kurt Rosenwinkel'in Açıkhava'da 16 Temmuz'da vereceği konser. Hiçbir albümünü kaçırmadığım piyanonun genç dahisi Brad Mehldau, ününü peş peşe geldiği İstanbul Festivali'nde pekiştiren tenor saksofonun yıldızı Joshua Redman, Mehldau Trio'nun basçısı Grenadier ve davulcu Ali Jackson, Rosenwinkel'e eşlik edecek.
2- Monica Molina. Esma Sultan Yalısı'nı özlemişim. Hem gecenin bir vakti bu güzel atmosferde bulunmak hem de Molina'nın melankolik ve romantik sesiyle Akdeniz şarkılarını dinlemek hoş olacak. Amalia Rodrigues ve Nina Simone'u örnek alan güzel sanatçının konseri de hoş bir tat verecek. (14 temmuz çarşamba saat 22.00)
3- Babylon'da 16 temmuz cuma gecesi trompetçi Russel Gunn ve ekibini, 70'lerin funk-cazıyla günümüzün hiphop'ını harmanladığı eğlenceli kulüp konserinde izlemek zevkli olacak. Caz Vapuru, 11 temmuz pazar günü saat 11.00'de Kabataş'tan kalkıyor. Anadolu Kavağı'na gidip dönecek. Modern caz gitarın en önemli isimlerinden John Scofield, Steve Swallow ve Bill Stewart eşliğinde 17 Temmuz Cumartesi CRR'de bir konser verecek. Bu festival cazip programlarla cazın her türündeki izleyiciye hitap ediyor. Ne mutlu İstanbul'da olup bu tadı yaşayanlara!
|