Mozart'a parlak bir veda
Çarşamba ve perşembe akşamları İstanbul Müzik Festivali kapsamında AKM'de, uzun süredir ülkemizde sahnelenmeyen bir Mozart başyapıtı, "Cosi Fan Tutte" sahnelendi. İstanbul Müzik Festivali'nin finalinde, şef Arnold Bosman yönetiminde. Fondazione Petruzelli di Bari Orkestra ve Korosu eşliğinde Piccolo Teatro di Milano'dan, Mozart'ın sondan bir önceki başyapıtını dinledik ve izledik. İtalyan solistlerin yer aldığı Cosi Fan Tutte, Prusya Kralı 2. Friedrich Wilhem'in siparişi üzerine bestelendi. Üç buçuk saat süren bu opera, akıllara durgunluk verecek bir sürede yalnızca iki ayda tamamlandı. Metinlerini de Ponte'nin yazdığı opera, o yıllarda birçok sorunla boğuşmakta olan Mozart'ın yaratıcılığına ve dehasına bir başka örnektir. 35 yaşında yoksulluk içinde hayata veda eden Mozart, fakirler mezarlığına defnedilir. Bugün nerede gömülü olduğunu kimse bilmiyor. Bir büyük deha, içindeki tüm iyimserliği, hiç kaybolmayan yaşam sevgisini, birbirinden farklı yapıtlarda müzik dostlarına sunmuş, Requem'i tamamlayamadan hayata veda etmiştir. KV 588 sayılı Cosi Fan Tutte'yi en yoksul ve yalnız günlerinde bestelediğine inanamazsınız. İki ayda tamamlanan bir başyapıt! Bir İtalyan Operası'ndan Cosi Fan Tutte'yi izlemek, yaşamın en büyük keyiflerinden biriydi.
*** Eczacıbaşı'nın ana sponsorluğunda düzenlenen İstanbul Müzik Festivali'nden sonra temmuz gecelerini renklendirecek İstanbul Caz Festivali start aldı. Garanti Bankası, yıllardır festivalin ana sponsoru. "Caz Yeşili" binlerce hayranını Açıkhava Tiyatrosu, CRR, Babylon, Esma Sultan Yalısı ve diğer caz mekanlarına çekiyor. Açıkhava Tiyatrosu'nun büyülü bir atmosferi vardır. Aya İrini, sükunet içinde nasıl klasik müzikseverleri bekliyorsa, bence Açıkhava Tiyatrosu da cazseverleri coşkuyla bekliyor. Kapıdaki mısır satıcısı bile adeta dekorun bir parçası. Üstelik festival için kurulan ses düzeni olağanüstü. (Umarız bu yıl da aynı şirketle anlaşılmıştır.)
İSTANBUL CAZ DİNLİYOR Caz geceleri, İstanbul'un kültür yaşamına da büyük katkı sağlıyor. Açıkhava'da olsun, CRR'de olsun kimleri dinledik, bunca yıl boyunca. Kaprisleriyle ünlü dünyanın en iyi caz piyanistlerinden Keith Jarret'ın, Açıkhava'da grubuyla verdiği konseri hatırlıyorum. Gazeteler, en küçük bir gürültüde Jarrett'ın konseri yarıda bırakabileceğini yazmışlardı. Kapının dışındaki bağırtılar bile yok olmuştu. Açıkhava'nın son yeri bile günlerce önceden satılmıştı. Piyanoyla ilgili bir sorunu vardı ünlü piyanistin. Piyanonun akorundaki problemler giderilmeye çalışılıyordu. Teknisyenler, kan ter içinde koşuşturuyorlar, sanatçıyı memnun edecek akordu sağlamaya çalışıyorlardı. İlginçtir, 3 bin kişi, fısıldaşmaya bile korkuyordu. Sonunda piyano akor edildi. Konser başladı. Bir süre sonra sesin yüksekliğiyle ilgili bir problem daha yarattı, Jarrett. Sahneyi terk etti. 10 dakika sonra ikna edilmiş olmalı ki geri döndü. Kaldığı yerden devam etti ve ilginçtir o 10 dakika içinde de kimse konuşmadı, fısıldaşmadı bile. Açıkhava hiç böyle bir atmosfer yaşamamıştı daha önce. Ama her şeye değdi. Keith Jarrett, Gary Peacock ve Jack De Jahnotte'den oluşan trio, bir plak kaydı titizliğinde, ünlü standartları yorumladı. Herkes, mükemmel bir konser izlemenin mutluluğuyla ayrıldı Açıkhava'dan. 10 yıl kadar önce izlediğimiz Joe Henderson konseri ise bambaşka bir yapıdaydı. Henderson 40 yıllık tenor saksofonuyla sahneye çıktığında, izleyicilere, kendine ve grubuna eşlik edebileceklerini, bazı caz standartlarında alkışla ve sesleriyle parçalara katılmalarını istedi. O da müthiş bir geceydi. Bu festivale çok ünlü konuklar geldi bugüne kadar. Ünlü tenor saksofonculardan Charles Lloyd bir konsere üzüntü içinde çıktı. Dokunsanız ağlayacak gibiydi. Grubunda yer alan davulcu Bill Higgins'in çok hasta olduğunu söyledi. "Onun için dua edin, bu çapta bir davulcu artık yetişmiyor. Tüm parçaları onun için çalacağız" dedi. Güzel bir konser oldu. Higgins, bir hafta sonra öldü. Plak kayıtlarını da onun ne denli büyük bir davulcu olduğunu bilerek tekrar tekrar dinlemiştik. Daha önce İstanbul'a gelmiş büyük bir hayran kitlesine çalmıştı, Higgins. Program kitapçığını inceleyin. Keşfedilmeyi bekleyen pek çok sanatçı sizleri bekliyor.
|