kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Pina Bausch'a bir kez daha vurulmak
Pina Bausch'a bir kez daha vurulmak

Bu yazı, Pina Bausch'la hiç tanışmamış, onun sahnede yarattığı tablolarda, bedenlerin nasıl iç içe girdiğini hiç görmemiş olanlar için
Pina Bausch'un "Nefes"i İstanbul'da sahneye çıkalı çok oldu biliyorum. Kimileri sevdi, kimileri sevmedi, onu da biliyorum. Ama bir gösterinin canlı bir varlık olduğunu, oynandıkça yaşadığını ve değiştiğini de biliyorum. Bir oyunun, turneye gittiği kentlerden bazen güzel, bazen de çirkin döndüğüne çok şahit oldum. Bir de tabii Pina Bausch için Paris Şehir Tiyatrosu'nun ne kadar özel, İstanbul'u Paris'e getirmenin ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Ve işte bu yüzden, "Nefes"in Paris temsilini, yepyeni, İstanbul'dakinden çok farklı bir "an" ve bir "hareket" olarak yeniden seyredip, yeniden tadına varıp yazmak istiyorum. Eh, bir de Pina Bausch ile hiç tanışmamış, onun sahnede yarattığı o bol baharatlı tablolarda, bedenlerin birbirleriyle nasıl iç içe girdiğini hiç görmemiş olanlar var. Eğer kabul buyurursanız, bu naçiz makale onlar için yazılmış olsun, altmış dört yaşındaki o görkemli kadının her temsilinde yerle bir ettiği bir ruhun, yani bendenizin, kendisini biraz olsun anlatmaya çalışması olsun... Evet, bu şahsiyetli kadının, şahsiyetli partisyonlar eşliğinde kıpırdattığı şahsiyetli vücutlar yirmi yıldan bu yana, bir süre boyunca bir kente yerleşir, o kentte nefes alır, o kentte havaya ya da kaldırımlara bakar, kenar mahallelerde kaybolur, yürür, konuşur, gezer, yer, içer. Sonra da kıpırdanmaya başlar, usul usul. Hong Kong'u, Lizbon'u, Budapeşte'yi, en ufak bir tasvir kaygısı taşımadan, sadakat hissi gözetmeden, ilhamının orta yerine oturtuverir. Bazen bir dansçının bakışıdır size o şehrin kokusunu getiren, bazen bir "pas de deux", bazen de bir dekor parçasıdır...

İSTANBUL'LA RANDEVU
Bu sefer de öyle olmaz mı ey ahali? Paris'in en sıkı çağdaş dans sahnesi bana İstanbul'la randevu vermez mi? Ve benim kalbim günler öncesinden pır pır etmeye başlamaz mı? N'olur, bu gösteriyi İstanbul'da seyredip de sevmemiş olanların "folklorik" eleştirilerini unutun. Öyle bir şehr - İstanbul ki bu, bazı anlarda hemen tanıdığım, bazı sahnelerde de sahnedeki Endonezyalı dansçının köyü kadar uzak gelen bir şehir. Ve bu, bir yaratıcının en büyük hakkı. Bir "yer"i, etnografiye kaçmadan anlatmak. Sahnede, seyirciye çaktırmadan usul usul büyüyen su birikintisini Boğazın sularına dönüştürmek. Ucuz metaforlara kaçmadan sahneyi bir "su şehri" haline getirmek. İstanbul'un o modası geçmiş şahane elegansını kurcalamak. Tiyatroyla dans arasındaki hayati çizgiye tekme atmak. Mercan Dede, Tom Waits, Astor Piazzola ile yekvücut olup "sıvı" bir koreografi yaratmak. Fransa'da çok alkışlandı Bausch'un İstanbul'u. Bir çok sanat eleştirmeni, ustanın ilk kez böylesine tasasız, ılık ve iyimser bir enerjiyi yakaladığını yazdı. Ama ben felaketi de gördüm o sahnede. O pembe ve tasasız elbiselerde, erkeklerin hoplattığı nazik bedenlerde, arka arkaya gelen İstanbul kartpostallarında tehdidi de gördüm. Çok uzun alkışladım. Temsil sonrasında, bir başka şahsiyetli kadınla, fotoğraf sanatçısı Seza Paker ile tiyatronun karşısındaki kahveye attık kendimizi. "Nefes" ten sarhoştuk. On dakika sonra, yüzü kapıya dönük oturan Seza'nın gözlerinde ışığı, sırtımda da ısıyı hissettim. Ve bir kere daha emin oldum. Öyle "narin dansçılarla anlatılan figüratif şehir günlüğü" gibi bir şey değildi Nefes. Nasıl mı anladım? Çünkü "Büyük Pina" arkamdaki kapıdan içeri girdi. Salınmadan, hallenmeden, bükülmeden girdi. Temsildeki o muhteşem tabloda suda danseden erkek dansçı gibi. Sırılsıklam ve dümdüz. Tutkulu, kızgın, aşık. Yeni seyahatlere aşık. Bu kez de Japonya yolcusu Pina Bausch. Sırılsıklam ıslanmadan sanat becerilemiyor. Fay hattındaki 16 milyon insana ağlamadan böyle tablolar yaratılamıyor. İstanbul'a aşık olmadan dansçıların bedenleri böyle kıvrılıp bükülemiyor. Pina Bausch ile ekibinin İstanbul macerasına katılan herkese borcum var. İyi ki kendi İstanbul'larınızı gösterdiniz onlara. Yoksa nasıl alırdım o İstanbul "nefes" ini ben o gece Paris'te?

Sedef Ecer

DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Yerli rock'ın cambazları
 Tatile gidiyoruz
 Her tarza uygun saatler
 Aşkı bulmak sizin elinizde
 Bio-control ve masajla tedavi
 Şilili yazarın anıları
 Bu fiyatları görmeden tatil planı yapmayın
 Sünnet çocukları taht istiyor
 İdeal farınızı bulun
 Sıcağı Lehinize Çevirin
 Sade ve zarif Çin antikaları
 Denizler altında13 ödül
 Evinize doğal dekorasyon
 Evlilik sihri bitiriyor
 Ajanda
 Arkeolojisiyle tanıtılacak
 Caz geceleri bir başkadır
 Sıcak bir aşktır moda
 İstanbullular denize koşuyor
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
FİLİZ AKIN
İlacım sevgi
Her gün duamı edip beyaz ışıkla yıkıyorum...
AYŞEGÜL ALDİNÇ
Okur ilen dertleşmece
Yekten giriyorum konuya. Bugün...
KENAN ONUK
Mozart'a parlak bir veda
Çarşamba ve perşembe akşamları...
Amerikan sinemasının en iyi örneklerini seyrettik
Amerikan sinemasının en iyi örneklerini seyrettik
İki yüzü aşkın film arasında hangisi sizin favorinizdi? 1 Haziran...
Boğaz'ın yeni eğlence durağı
Birkaç yıl öncesine kadar sadece semt sakinlerinin keyfini sürdüğü...
En güzel manzaralı kebapçı
Hamdi Et Lokantası, Eminönü'nde, Mısır Çarşısı'nın hemen arkasında...
Sokağı sadece 4 günde 65 bin kişi gezmiş
Cezayir Sokağı ve çıkmazında yer alan Fransız Sokağı projesinden...
Beş milyon yaşında, çok eski bir dost
Buzul çağının bitmesinden sonra, bedeni iklim değişikliklerine uyum...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.