Ek tedbirler

İthal petrol bağımlısı bir ülkeyiz. Yılda 27 milyon ton dolayında ham petrol tüketiyoruz. Bunun yaklaşık yüzde 10'luk kısmı içeride üretilirken, yüzde 90'ı dışardan geliyor. Bu nedenle diğer petrol bağımlısı ülkeler gibi ham petrol fiyatlarındaki artıştan olumsuz etkileniyoruz ve etkilenmeye devam edeceğiz. Özellikle dış ticaret ve ödemeler dengesi üzerinde ciddi etkisi görülecektir.
Vergiden fedakârlık
Uluslararası fiyatlardaki artışın günlük yaşantımız üzerindeki etkisini ise şu ana kadar sınırlı ölçüde hissettik. Mayıs ayında yapılan yüzde beşlik akaryakıt zammı petrol fiyatlarındaki artışı ve doların TL karşısındaki değer kaybını tam olarak yansıtacak boyutta değildi. Eğer fiyat artışı tam olarak yansıtılmak istenseydi akaryakıta daha yüksek oranda bir zam yapılması gerekirdi. Gördüğümüz kadarıyla hükümet burada enflasyon ve kamu maliyesi ikilemi arasında tercihini enflasyon hedefine ulaşma yolunda yaptı ve yüksek oranlı akaryakıt fiyat artışı ile enflasyondaki düşüş eğilimini olumsuz etkilemek yerine vergi gelirlerinden fedakarlık etti.
Bütçenin diğer kalemleri iyi gittiği sürece akaryakıt kaynaklı vergi gelirlerinden biraz fedakarlık yapılarak akaryakıt zammı düşük düzeyde tutulabilir ancak son 21 yılın en yüksek seviyelerine ulaşan uluslararası fiyatlar yumuşamaz ve korkulduğu gibi varil fiyatı 50 dolara doğru giderse ne olacak? İşte o zaman hükümet ek tedbir almak zorunda kalabilir.
Ek tedbirler gündemde
İlk dört ay itibariyle konsolide bütçe hükümete artan petrol fiyatları karşısında enflasyon hedefine öncelik tanıma imkanı verdi ancak yılın tamamı için birşey söyleyebilmek zor ve de biraz erken. Bunun için özellikle beyana dayalı vergilerde tahsilat ayları olarak bilinen Mayıs ve Temmuzun görülmesi gerekiyor. Eğer işler yolunda gitmez ve bütçe performansı ilk dört ayda görüldüğü kadar parlak çıkmazsa hükümet maliye alanında zorlanabilir.
Çok büyük bir ihtimalle IMF heyetiyle bu hafta başlayacak temaslar sırasında olası harcama kısıcı ya da gelir artırıcı ek tedbirler alınması gündeme gelecektir. Hükümetin şu ana kadar yaklaşımı da "gerekirse ek önlem alırız" yönünde. Bu nedenle önümüzdeki haftalarda ekonomide ek önlemlerin daha yüksek sesle konuşulmaya başlandığını görürseniz şaşırmayın.